Nadas Alanları Baklagil Üretimi İçin Kullanılmalı…
-“Baklagillerde üretim açığımız var. Münavebeyle nadas
alanlarının önemli bir bölümünde baklagil tarımı yapılabilir”
-“Biyolojik gübre işlevi gören baklagiller, toprağı azot
bakımından zenginleştiriyor, tarımda verimi artırıyor”
-“Türkiye, baklagillerde çok büyük bir potansiyele sahiptir.
Dünyada 85 milyar dolar piyasa değerine, 14 milyar dolar
ihracat tutarına konu olan baklagillerde çok büyük bir pay
alabilir”
Ankara – 18.01.2017 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Hollanda büyüklüğünde 4,1 milyon hektar alanın nadasa bırakıldığını bildirerek, “bu alanları nadasa bırakacak kadar zengin değiliz. Baklagillerde üretim açığımız var. Münavebeyle nadas alanlarının önemli bir bölümünde baklagil tarımı yapılabilir” dedi.
Bayraktar, Dünya Bakliyat Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, baklagillerin sağlıklı ve dengeli beslenmedeki yeri ve öneminin son yıllarda fark edildiğini ve üretim ve tüketiminin yaygınlaşmaya başladığını belirtti. Baklagillerin günlük alınması gereken proteinler içinde en önemli bitkisel protein kaynağı olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
“Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, baklagillerin insan beslenmesindeki öneminden hareketle 2016 yılını ‘Uluslararası Bakliyat Yılı’ olarak ilan etmişti. Ocak ayının üçüncü Çarşamba günleri de artık Dünya Bakliyat Günü olarak kutlanacak.
Dünyada 85,6 milyon hektar alanda 77,5 milyon ton baklagil üretiliyor. Türkiye, baklagillerde çok büyük bir potansiyele sahiptir. Hindistan’ın yüzde 25 payla ilk sırada yer aldığı baklagil üretiminde ülkemizin payı yüzde 2,5’i buluyor. Dünyada 85 milyar dolar piyasa değerine, 14 milyar dolar ihracat tutarına konu olan baklagillerde çok büyük bir pay alabilir.”
-“Prim artışı önemli”-
Baklagillerde üretim alanlarının artırılması gerektiğine dikkati çeken Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“1990 yılında toplam 20 milyon dekar alanda baklagil ekim yapılıyordu. Bu rakam günümüzde 8 milyon dekara geriledi. Ekim alanları yüzde 60 azaldı. Üretimde düşüşler oldu. 1990 yılına kadar dünyanın en büyük yeşil mercimek ihracatçısı olan ülkemiz, Kanada ve ABD’nin, üretimlerini artırması, yüksek verimliliği yakalamaları ve uyguladıkları desteklerle düşük fiyatla dünya piyasalarına hakim olması üzerine, bu alanda rekabet üstünlüğünü kaybetti.
Yeniden rekabet üstünlüğüne kavuşmak için baklagil ekim alanları artırılmalıdır. Bu açıdan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızın Havza Bazlı Destekleme modelini hayata geçirmesi, 2008 yılında kilogramda 10 kuruş olan prim desteğinin 2015’de yüzde 100 artırılarak 20 kuruşa, 2016’da yüzde 50 artışla 30 kuruşa çıkarılması önemlidir.”
-Kuruda nohut-mercimek, suluda fasulye-
Devletin su kısıtı olan bölgelerde prim desteğini yüzde 50 fazlasıyla ödediğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
“Ülkemiz su zengini değildir. Suyu çok tasarruflu kullanmak zorundayız. Halen, sulanabilir olmasına karşın 2,27 milyon hektar alanı sulama altyapı yatırımlarını tamamlayamadığımız için sulayamıyoruz. Baklagillerden nohut ve mercimek kuruda da üretilebiliyor. Sulama yatırımlarımızı tamamlayamadığımız için sulayamadığımız veya ekonomik ve teknik olarak sulama yapılamayacak alanları nadasa bırakıyoruz. Nadasa bırakılan alan 4,1 milyon hektarla Hollanda büyüklüğünde bir alandır. Bu alanları nadasa bırakacak kadar zengin değiliz. Baklagillerde üretim açığımız var. Münavebeyle nadas alanlarının önemli bir bölümünde baklagillerin tarımı yapılabilir. Biyolojik gübre işlevi gören baklagiller, toprağı azot bakımından zenginleştiriyor, tarımda verimi artırıyor.
Toprak verimliliğinin artırılması ve korunması yönünden önemli katkılar sağlayan baklagillerin ekim nöbetine alınması teşvik edilmeli, kurak ve yarı kurak alanlarda nohut ve mercimeğin, sulu alanlarda ise fasulyenin ekim nöbetine alınması sağlanmalıdır.”
-Yapılması gerekenler-
Bayraktar, azalan baklagil üretiminin artırılması için yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:
“Üretimden vazgeçen üreticilerin yeniden baklagil üretime yönlenebilmesi için prim desteklemesi artırılarak devam etmelidir.
Özellikle hasat dönemlerinde baklagil ithalatına kesinlikle izin verilmemelidir.
Sertifikalı tohum kullanımının yaygınlaştırılması için tohum desteği devam etmelidir.
Hastalıklara dayanıklı, verimi yüksek tohum çeşitleri geliştirilmelidir.
Toprak verimliliğinin artırılması ve korunması yönünden önemli katkılar sağlayan baklagillerin ekim nöbetine alınması teşvik edilmelidir.
Nohut ve mercimeğin ekim alanlarının genişletilmesi bakımından geçmişte olduğu gibi nadas alanlarında üretim uygulaması yeniden başlatılmalıdır.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.