Musul'da yaşananlar Maliki yönetiminin politikalarının bir sonucudur
Irak'ta yıllardır savaş muhabirliği yapan Essam, Musul'da yaşananların Maliki yönetiminin politikalarının bir sonucu olduğunu savundu.
İSTANBUL (AA) - Irak?ta Saddam Hüseyin?in devrilmesi ile birlikte 2003 yılında Amerika?nın Irak?ı işgal etmesini yakından takip eden Filistin asıllı savaş muhabiri Wael Essam, "Musul?da yaşananların Maliki ve Şii yönetiminin son yıllarda ülkede Sünnilere karşı uyguladığı politikanın bir sonucu" olduğunu söyledi.
Son 10 yıldır Irak?ta çatışmaları ve çeşitli grupları yakından takip eden Essam, ?Irak?ta aşırı grupların oluşmasının temel sebebi Maliki?nin Şii yönetimidir. Kendilerini sürekli baskı altında tutan, katleden ve siyasi olarak yaşam hakkı tanımayan yönetim karşısında Irak?taki Sünni halk, çareyi aşırı gruplara sığınmakta buldu? dedi.
Essam, sözlerini şöyle sürdürdü:
?Maliki yönetimi, göreve gelmesinden bu yana Sünni nüfusun ağırlıklı olduğu bölgelerde binlerce kişiyi öldürüp hapse attı, demokratik yollarla seçilen Tarık Haşimi, Salih Mutlak gibi siyasetçileri sınır dışı etti. Siyasette aradıkları temsili bulamayan Sünni halk, IŞİD gibi gruplarla birlikte olmaktan başka çözüm bulamadı.?
Maliki güçlerinin Musul?da IŞİD?e karşı başarısız olmasını, bölgedeki tüm Sünni grupların Şii yönetimine ilk defa karşı birleşmesine bağlayan Essam, ?Maliki göreve gelmesinden bu yana sistematik bir şekilde Sünni halkı ezdi ve yok saydı. Bugün olanlar, Sünni halkın son 10 yılda Şii yönetimine karşı biriktirdiği öfkenin bir neticesidir? görüşünü dile getirdi.
Musul?da yaşananların, ani bir gelişme olmadığını, Amerikan ordusu ve Maliki güçlerinin 2003?den bu yana burada güvenliği sağlamaya çalıştığını ifade eden Essam, ?Sünni halk, son 4-5 yıldır haklarını duyurmak için barışçıl gösteriler düzenliyor, Maliki güçleri, gösterilere sert bir şekilde müdahale ederek yüzlerce kişiyi öldürdü? dedi.
Essam, Musul ve çevresindeki şehirlerin ele geçirilmesinde sadece IŞİD?in öne çıktığını, büyük resmin ise farklı olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
?Bu sadece IŞİD?in bir savaşı ya da mücadelesi değil, bütün bir Sünni halkın bölgedeki aşırıcı gruplarla birlikte Şii yönetime karşı başkaldırısıdır. Halk o kadar çaresiz kalmış ki kendilerine yardım eden her kim olursa onlarla işbirliği yapmak zorunda kaldı. Öte yandan bölgede savaşan sadece IŞİD yok, IŞİD sadece diğer gruplar arasındaki en güçlüsü. Her bölgeden kendini, mezhebini savunmak ve korumak için eline silah alan, adı olmayan birçok grup var alanda çatışan.?
Essam, IŞİD?in son dönemde mevki almasını ise IŞİD?in önceki tecrübelerinden ders almasına bağladığını söyledi.
?IŞİD Sünni bir direniş hareketi olarak ilk defa ortaya çıktığında, yaptıkları siyasetle birlikte insanların hayatlarına, giyimlerine müdahale etti. Tek derdi Şii yönetimine karşı sesini duyurmak ve hakkını aramak olan Sünni halk arasında bu müdahale ters tepti ve halk IŞİD?İ benimsemedi. Ancak IŞİD yaşananlardan ders almayı bildi ve başta kabileler olmak üzere farklı grupların hayat tarzlarına saygı duymayı öğrendi.?
Irak?ta yıllardır süren mezhep çatışmasının çözülmesi için Sünnilerin de Kürtler gibi kendi federal bölgelerinin olması gerektiğini savunan Essam, şöyle devam etti:
?Tüm Sünni grupların kendi otonom bir yönetim biçimlerinin olmasını istiyor. Belki Iraklılar, gelecekte ulusal kimlikleri etrafında toplanacaklardır ama şu an mezhepsel çatışmanın sona erdirilmesi için yapılması gereken ilk şey özerklik verilmesidir.?
Essam, IŞİD?in, Musul?daki Türk konsolosluğunu basarak kaçırdığı 49 kişiyi yakın bir sürede serbest bırakacağını söyleyerek, sözlerini şöyle tamamladı:
?Eğer IŞİD bunu yaparsa mantık yapısı olarak aşırıcı olmaktan siyasi olarak daha yapıcı bir hale geldiğini göstermiş olur. Bu da Irak?ın geleceğinin şekillenmesinde bir yapıcı rolünün olacağı anlamına gelir.?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.