Müstearla yerli cinayetler çözülür
Polisiye roman tutkunu Erol Üyepazarcı Türkiye'deki polisiye roman tarihini anlattı. Sanıldığı gibi son on yıldır polisiye roman kültürü olmadığını daha eskilere dayandığını söyleyen Üyepazarcı, '130 yıllık cinayetlerle uğraşıyoruz' diyor.
Evinde yazma eserlerle birlikte 30 bin civarı kitap koleksiyonu bulunan Erol Üyepazarcı, tam bir polisiye roman tutkunu. Polisiye roman merakının başlangıç hikayesi ilginç. Bilimsel eserlere 'Onlar takır tukur yazılan kitaplar' diyerek zor kitapları bitirebilmek için arada polisiye roman okuyormuş. Şu anda sahaflardan toplayarak oluşturduğu polisiye kitaplardan oluşan kütüphanesinin kapısını pek çok akademisyen ve yazara açmış. Polisiye roman yazmak isteyen ünlü isimler ya da tez hazırlayan akademisyenler bu dev kütüphüneden yararlanıyormuş. Mesela polisiye roman yazarı Ahmet Ümit de onlardan biriymiş. Sultan'ı Öldürmek kitabını yazarken kendi arşivinden faydalandığını söyleyen Üyepazarcı'nın, Türkiye'nin tek polisiye roman tarihini anlatan iki ciltlik bir de 'Korkmayınız Mr. Sherlock Holmes' adlı kitabı var. Kitap, üniversite tezlerinde kaynak eserler arasında yer alıyor. Evinde banyo dolaplarında bile kitap saklayan Üyepazarcı ile, polisiye roman geçmişini, pek bilinmeyen Necip Fazıl'ın para kazanmak için yazdığı polisiye romanı ve polisiye romanın günümüzdeki halini konuştuk.
Romanın Türk edebiyatına giriş hikayesi çok eski değil. Üyepazarcı polisiye romanlarla Türk okuyucusuna roman türünün sevdirildiğini anlatıyor ve şunları söylüyor: 'Harf değişimine kadar yayınlanmış kitap listesi var elimizde. O kaynağa baktığımız zaman görüyoruz ki, yayınlanan Türkçe çevirilerde Victor Hugo hariç hiçbir meşhur yazarının çevrisi yok. Bu da o dönem için mantıklı. Çünkü bir roman okuyucusu oluşturmaya çalışıyorsunuz. Bu türlerin okuyucuya heyecan verecek merak uyandıracak türlerin başında polisiye roman geliyor.'
AHMET MİTHAT EFENDİ ÖNCÜSÜ OLDU
Aydınlarımızın Fransızca'ya olan hâkimiyetleri nedeniyle polisiye roman çevirileri ilk başta Fransızca kitaplardan yapılıyormuş. Polisiye roman tutkunu olarak bilinen II. Abdülhamit döneminde ise seksene yakın polisiye roman çevrilmiş. Polisiye romanın öncüsü olan ilk edebiyatçı Ahmet Mithat Efendi olmuş. Ahmet Mithat Efendi, bu türün okuyucuyu kavradığını fark edince çevirdiği romanlardan etkilenerek 'Esrar-ı Cinayet' adında bir polisiye roman yazmış. Bu kitaplar zamanla geniş kitle tarafından okunmuş.
ÇEVİRİLERE BÜYÜK İLGİ
Daha sonraki yıllarda özellikle Servet-i Fünun edebiyatı egemen olunca polisiye romanın küçümsendiğini bu nedenden dolayı 1908'e dek pek rağbet görmediğini söyleyen Üyepazarcı, daha sonra şaşırtıcı bir şekilde polisiye roman patlaması yaşandığını anlatıyor. O zamanın en meşhur figürleri olan Arsen Lüpen ve Sherlock Holmes'un çevrileri yapılmaya başlanmış.
Üyepazarcı yaşanan bu değişimi ise şöyle anlatıyor:
'Bu romanlar halk tarafından da oldukça ilgi görüyor. II Meşrutiyet'ten sonra yerli karakterler kendini göstermeye başlıyor, Ebu Süreyya Sami 'Aman Vermez Avni' ile türünün en iyi örneklerini veriyor. Bunun dışında, Faka Basmaz Zihni, Kan Dökmez Remzi, Pire Necmi gibi isimlerde çeşitli kahramanların öyküleri var'
NECİP FAZIL'IN BİLE VAR
Takma isimlerle olsun olmasın Türkiye'de pek çok edebiyatçının polisiye romanı bulunuyor. Necip Fazıl da onlardan biri. Peyami Safa'nın polisiye romanlardan iyi para kazandığını gören Necip Fazıl, 'Meşum Yakut' adında bir polisiye roman yazmış. Fakat bu romanı kimse tarafından bilinmiyor. Bunun sebebini Üyepazarı'ndan dinleyelim: 'Çok başarısız bir polisiye roman yazmıştır. Kitap başlarda çok güzeldir fakat sonunu getirememiştir. Kendisi egosu yüksek biri olduğu için en zor türünden başlamıştır. Polisiye romanın en zor türü kapalı oda muammasıdır. Bu türü yazmak için o alanda pişmek gerekiyor.' Necip Fazıl'ın dışında Nazım Hikmet, Kemal Tahir, Hüseyin Rahmi Gülpınar, Halide Edip Adıvar gibi yazarların da polisiye roman yazdığını söyleyen Üyepazarcı, bu anlamda Halide Edip Adıvar'ın Yol Palas Cinayeti romanının iyi örneklerden biri olduğunu belirtiyor.
CİNGÖZ RECAİ BÜYÜK BEĞENİ TOPLADI
qCumhuriyet döneminde polisiye romanın en başarılı örneklerinin verildiğini bunlardan birinin Peyami Safa Server Bedi takma adıyla yazdığı Cingöz Recai karakteri olduğunu anlatan Erol Üyepazarcı, bunun yanı sıra Tilki Leman ile Çekirge Zehra adında iki hanım kahraman da oluşturduğunu ve bu karakterlerin Robin Hood gibi karakterler olduğunu belirtiyor. 'Hüseyin Rahmi Gülpınar'ın 'Kesik Baş' adı altında nitelikli bir polisiye romanı vardır. Aziz Nesin ve Kemal Tahir'in de polisiye romanları vardır. Hüseyin Rahmi ve Halide Edip hariç hepsi müstearla romanlarını yazmışlardır' diyor.
POLİSİYEYİ, YAZARLAR KÜÇÜMSERDİ
Aydınlarımızın polisiye romanı küçümsediklerini, popüler roman sınıfına koyduklarını ve bunun doğru olmadığını anlatan Üyepazarcı, Avrupa'da bile 80 yıldır böyle bir ayrım yapılmadığını dile getiriyor. 'İyi edebiyat iyi edebiyattır. Polisiye romanların da çok iyileri vardır. Diğer edebiyat türlerinin çok kötü örnekleri vardır, esamisi okunmaz. Ancak bizim aydınlarımızın kafasında bu yerleşmiş. Bunun açık örneklerini şöyle görebiliriz. Mesela Peyami Safa kendi ismini kullanarak yazmamıştır polisiye romanları. Selma'nın Gölgesi adında polisiye romanı vardır. Kendi yazdığı romanlar kadar hatta ondan daha çarpıcıdır. Biraz daha uğraşsa o romandan bir şaheser çıkarabilir. Sıkı bir entelektüel olmasına rağmen peşin hüküm onda da var' diyor.
ZOR KİTAPLAR YÜZÜNDEN POLİSİYE ROMAN TUTKUNU OLDUM
Erol Üyepazarcı, bir kitap kurdu. Evinde 30 bin adet kitap bulunuyor. İki üç kitabı bir arada okuduğunu ve polisiye roman okumayı çok sevdiğini söylüyor ve 'Bazı kitaplar okunması gerekir ama takır tukur yazılır. Zor okursunuz. Onlardan kırk elli sayfa okuyunca sıkılır bırakır hemen bir polisiye roman okurum. Okuma keyfini kazandıktan sonra devam ederim. Polisiye merakım öyle başladı' diyor. Sahaflarda Osmanlıca polisiye romanları topladığını ve bu sebeple çok zengin bir koleksiyonun sahibi olduğunu söyleyen Üyepazarcı, polisiye roman tarihiyle ilgili yazdığı kitabın şimdi tez konularında başvuru kitabı olduğunu belirtiyor. Amerika'da polisiye romanlara çok kıymet verildiğini ve Batı'da bu konuda yılda 300 tane tez yazıldığını belirtiyor.
İLK ÖDÜLÜ BİZ VERDİK
Türkiye'deki gelişmeleri de olumlu karşıladığını belirten Üyepazarcı, ilk defa polisiye roman ödülünün kendisinin teşviki ile verildiğini söylüyor. 'Dünya Gazetesi'nin kitap ekinde her sene telif romanı ödülü veriyordu. Benim istememle en iyi polisiye roman ödülü verdiler. İlk defa bu sene Çağatay Yaşmut'un Kadıköy Cinayetleri adlı kitabına ödül verdik' diyor. Türkiye'de sofistike cinayetler işlenmediği için polisiye romancılığın gelişmediği açıklamasını gülünç bulduğunu belirten Üyepazarcı, dünyadaki polisiye romanlarda işlenen cinayetlerin aynı olduğunu ve çoğunun gerçek hayatta bir karşılığı olmadığını söylüyor.
AHMET ÜMİT SEVDİRDİ
Eskiden edebiyatçıların diğer kitaplarının yanında polisiye roman türünde eserler de verdiklerini, şimdilerde sadece polisiye roman yazan yazarların ortaya çıktığını anlatıyor Erol Üyepazarcı. Bunun öncülüğünü Ahmet Ümit ile Osman Aysu yaptı diyen Üyepazarcı, Ahmet Ümit'i yere göğe sığdıramıyor: 'Edebi lezzetleri olan bir kurgusu vardır. Polisiye roman yazmanın ikinci sınıf bir edebiyatçılık olmadığını Türk roman severlere kabul ettirdi. Kurgusu da iyidir. Son romanı Sultanı Öldürmek 200 bin basıldı. Bu Türkiye için büyük rakamdır. Polisiye roman üvey evlat olmaktan kurtuldu' diyor. 'Ahmet Ümit kitabını yazarken benden de çok kitap aldı' diyen Üyepazarcı, polisiye romanların artık insanlara toplumsal mesajlar veren bir tür olarak kendini gösterdiğini belirtiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.