Mustafa Yürekli: Yücelten üç erdem ile alçaltan üç rezillik

Mustafa Yürekli: Yücelten üç erdem ile alçaltan üç rezillik
“Ana Baba Hakları” eserinde Mehmet Zahit Kotku (k.s.) Hocaefendi birey ve toplumu yücelten, takva, tutumluluk ve adalet olmak üzere üç erdem ile alçaltan heva, cimrilik ve ucup olmak üzere üç rezilliği açıklamıştır.

Yücelten üç erdem ile alçaltan üç rezillik

“Ana Baba Hakları” eserinde Mehmet Zahit Kotku (k.s.) Hocaefendi birey ve toplumu yücelten, takva, tutumluluk ve adalet olmak üzere üç erdem ile alçaltan heva, cimrilik ve ucup olmak üzere üç rezilliği açıklamıştır.

Bu yazıda, bu Allah dostunun uyarısına duyarlılık gösterilecek ve öğütü dikkatlere sunulacaktır.

Yücelten Üç Erdem

Birey ve toplumları, dünyada ve ahirette sıkıntıdan kurtaracak üç erdeme bir göz atalım:

Takva: Takva, Allah korkusu, salih (iyi insan) olmak, dindarlık demektir; ‘’her yerde, her zaman sürekli Allah Teâlâ'dan korku üzerine olmak’’, emirlerini titizlikle yerine getirmek ve yasaklarından sakınmaktır.

Kur'ân-ı Kerîm müttekîlere hidayettir ve Cennet de müttakîlere vaad olunmuştur. Kur'ân-ı Azîmüşşân hemen her sûresinde ve sık sık «Allahtan korkun!» buyurmaktadır. Hocaefendi “Hak korkusu yerleşmeyen gönüller haraptırlar. Saadet ve selâmet bu Allah korkusuna bağlıdır: Ahiret mesuliyeti. Bu âhiret mesuliyetini ve Allah korkusunu taşımayan kişiler, her akıllarına geleni yapmaktan çekinmezler.” der. Kul Allah teâlâ'dan ne kadar ve ne nisbette korkuyorsa, Allah da kulundan o kadar razıdır. Muhabbet-i ilâhiyyenin kesbi, Allah korkusunun kalbde yerlesmesinden sonra hasıl olur. Muhabbet-i ilâhiyye ise, en yüksek bir makamdır.

Tutumluluk:Tutumluluk, iktisada riâyet etmektir. Mehmet Zahit Kotku (k.s.) Hocaefendi ‘’Zengin-fakir herkes iktisâda riâyet etmek mecburiyetindedir. Param bol diye har "vurup harman savurmak müslümanlığa yakışmadığı gibi, insanlığa da muhaliftir. Fertlerin selâmeti, kurtuluşu iktisâda bağlıdır. İktisada riâyet etmiyen ferdler ve cemiyetler de çok geçmeden geçip giderler. Târih gözler önündedir.’’ Tutumluluğun hikmeti, amacı da insanlara zekat, sadaka, vakıf, hayır hasenat ve hediye gibi infak yoluyla iyilik etmektir.

Adalete: Adalet; hak ve hukuka riâyet etmektir. Bireyin de toplumun da ‘’yaşaması, payidar olması adalete bağlıdır. Adaletsiz ne ferdlerin ne milletlerin ve ne de cemiyetlerin yaşadığı görülmüştür. Bu nasihatler hep büyüklerimizden miras olarak intikal etmektedir. Ezberlenmeğe ve levhalar yazıp evlerimize asılmağa değer bir hakikattir.’’ demektedir Mehmet Zahit Kotku (k.s.) Hocaefendi.

Alçaltan Üç Rezillik

Nefis ve Hevâya Uymak: İnsanın kendi ‘nefis ve hevâsına uyma’sıdır. Halbuki ‘insanın en büyük ezeli düşmanı nefsidir’. Bugün insanlar da umumiyetle bu tehlikeyla karşı karşıya ve bu rezilliğin içine düşmüş; hep ‘nefsinin arzularına uymaktadır’lar. Mehmet Zahit Kotku (k.s.) Hocaefendi ‘’Giyinme, yeme, içme, ev saltanatları, yaşama arzulan; hep bu nefsin arzularına göre yapılmaktadır. Kanâate riâyet eden acaba kaç Müslüman bulabiliriz? Efendimiz (s.a.v.) in hayâtına ve eshâbmın gidişatına bir göz atsak; bu da bize kâfi!’’ demektedir.

Cimrilik: Cimrilik denilen sıkılıktır. Malûmdur ki, ‘devletlerin yaşaması, bütçesi, idaresi, askeri teşkilatı vesâir işler hep paralarla olur. Para sahipleri paralarına kıyamaz ve veremezse, o zaman bu teşkilâtlar da tabiatıyla yaşayamaz. Düşman ellerinde esir kalınır’ demektedir Mehmet Zahit Kotku (k.s.) Hocaefendi. Bireyler de ‘çok çeşitli; fakir, gözsüz, kulaksız, hasta, sakat, akılsız ve deliler gibi ki, bunlara bakmak da yine bizim borcumuz’dur. Yine Hocaefendi, işte ‘sıkılık, cimrilik, alâkasızlık, hem kendilerinin hem de cemiyetlerin yıkılmasına başlıca sebep olduklarından, tehlikenin başına cimriliği koymuşlar.’ tespitini yapmıştır.

Ucub: Ucub dedikleri ‘kendini beğenme’dir. Mehmet Zahit Kotku (k.s.) Hocaefendi ‘’Her yaptığını tam, isabetli, doğru, iyi, daima kendi re'yini, işini, hünerlerini beğenir. Başkalarına hemen hemen hiç kıymet vermez; yaptıkları şeyler doğru dahi olsa, herkes beğenip takdir etse de; yine bir bahane bulup kendini haklı çıkarmağa çalışır.’’ demiştir. Onun için büyüklerimiz demişler ki ‘el-ucbu hı-câbü't-tevfik; yani, insanın kendini beğenmesi her ne bakımdan olursa olsun, tevfikât-ı ilâhiyyenin gelmesine mânidir. Tevfikâtı ilâhiyye olmayınca, yani Hak sübhânehû ve teâlâ'nın yardım ve nusratı olmadıkça hayırlı neticeler elde etmek mümkün değildir.’

Kısaca insan takva, tutumluluk ve adalet olmak üzere üç yücelme sıfatıyla Allaha yaklaşılmakta; heva, cimrilik ve ucup olmak üzere üç alçalma sıfatlarıyla da uzaklaşmaktadır..

yazının devamı..

 

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.