Mustafa Yürekli: 'Kurban ve İnsanın Üç İmtihanı..'

Mustafa Yürekli: 'Kurban ve İnsanın Üç İmtihanı..'
İbrahim -aleyhisselâm-’ın muvaffakıyetle neticelenen üç imtihanı, aslında bütün insanlığın yaşadığı bir imtihandır.

Canın yongası malı infâk etme, bize emânet olarak verilen bu canı sahibine ölmeden önce teslim etme ve yüce Allâh’ın emri istikametinde evlâtları da kendimize bir perde hâline getirmeme husûsundaki ölçüler, nefsimizi ve şeytanı mağlûp ederek ebedî saâdeti kazanmamız için ilâhî lütuflardır.

Kur’an-ı Kerim’de dünya hayatının mahiyetini açıklayan çarpıcı bir ayet vardır:

“Muhakkak ki, ölüm tehlikesiyle, kıtlık ya da yoksulluk nedeniyle açlıkla, dünya malının, sağlığın ve evlatların kaybı ile sizi sınayacağız. Ama zorluklara karşı sabredenlere iyi haberler müjdele.”  (Bakara Suresi, Ayet: 155.)

İnsan, ayette açıkça belirtilen üç imtihandan geçmektedir:

1.Ölüm tehlikesi.

2.Açlık.

3.Kayıplar; mal, sağlık ve evlat kaybı..

Bütün peygamberler, bu üç imtihandan geçti; güzel davranışlarla bu imtihanların nasıl verileceğini  bütün insanlığa gösterdi.     

HZ.MUHAMMED’İN (S.A.V.) İMTİHANI

Hz.Peygamber (s.a.v.) her insanın vermesi gereken sözkonusu üç imtihanı, kıyamete kadar insanlığa örnek olacak güzel davranışlarla verdi.

Ölümle birkaç kez yüz yüze geldi. Mesela Taif’te taşlandığında, hicrette evi kuşatıldığında ve Uhud savaşında ölümle burun buruna geldi.

Açlıkla da imtihan edildi, Mekke’de abluka döneminde varını yoğunu Müslümanlara harcadığından yoksul düştü ve açlık çekti. Çok cömert olduğundan açlıkla sık sık karşılaşırdı.

Hz.Peygamber’in (s.a.v.) kayıplarla imtihanı da çok sert geçmiştir. Mal kaybının en büyüğüyle karşılaştı; evini, bütün malını mülkünü Mekke’de bırakıp Medine’ye hicret etti.

Yahudi bir kadın, Hayber'de Hz. Peygamber'e (s.a.v.) kızartılmış bir koyun hediye etti...  Hz. Peygamber'i (s.a.v.) zehirledi. O zehirlenmeden sonra bir daha düzelmedi. Şehid olarak vefat etti.

Çocuk kaybıyla da denenmiştir peygamberimiz, üç oğlunu, Kasım, Abdullah ve İbrahim’i çocuk yaşta kaybetti.

HZ.EYÜP’ÜN (A.S.) İMTİHANI

Eyüp Peygamber hayvanlarını kaybetti ama sabrını ve metanetini kaybetmedi; “Allah verdi, Allah aldı; her şey O’nun değil mi?” dedi.

Evini ve çocuklarını kaybetti ama sabrını ve metanetini kaybetmedi.

Belalar henüz bitmemişti. Sonunda sağlığını da kaybetti, bırakın vücudunu hareket ettirmeyi, dudaklarını kıpırdatacak takati kalmadı, üstelik hastalığının bulaşıcı olması ihtimaline karşı kimse onun yanına yaklaşmak istemedi, yapayalnız kaldı; acı ve ıstıraplar içindeydi ama sabrını ve metanetini kaybetmedi; Allah’a dua etmeye ve O’ndan sabır istemeye devam etti: “Ey Rabbim!” diye dua etti. Halim sana malumdur. Adını anamayacak kadar hastayım! Ey Şifa Veren! Şifana muhtacım…” 

Bir insanın başına gelebilecek her türlü felaket ve müsibet, Hz. Eyüp’ün  başına gelmişti ve o, tıpkı sağlıklı ve varlıklı günlerinde olduğu gibi Allah’tan uzaklaşmamış, O’na olan bağlılığını ve güvenini kaybetmemişti.

Hz. Eyüp imtihanını başarıyla geçti ve insanlara örnek bir kul oldu. Yüce Allah, ondan hoşnuttu, makamını katında daha da yüceltti. Ona “Ayağını yere vur!” diye vahyetti.

Ayağını vurduğu yerden berrak bir su kaynamaya başladı; o suyla yaralarını temizledi. Yaraları, kısa sürede kuruyup kayboldu; sudan doyasıya içti, dertleri şifa buldu. Hz. Eyüp, servetini de yeniden kazandı.

Böylece o, refah ve sağlık içindeyken Allah’ı unutmadığı gibi, yoksul ve hastalıktayken de O’na küsmedi, isyan etmedi.

Eyüp -aleyhisselam-, Allah’ın sadık ve sabırlı bir kulu olarak tarihe geçti.

HZ.İBRAHİM’İN İMTİHANI

Peygamberlerin ve Müslümanların atası Hz.İbrahim -aleyhisselâm- da, her insanın geçirildiği bu üç imtihanı en güzel şekilde vermiştir. 

Hazret-i İbrahim, zikrullah mukābili maldan vazgeçti.

Sonra Nemrut’un mancınığıyla ateşe atılma hâdisesinde hiçbir rızâsızlık göstermeyip candan vazgeçti.

Sonra ilâhî emir üzerine evlâdını kurban etme teşebbüsünü yine büyük bir teslîmiyetle îfâ etmek sûretiyle Cenâb-ı Hakk’ın emri karşısında evlâttan da vazgeçti.

Böylece de Allâh’a dost oldu, Halîlullah oldu.

İbrahim -aleyhisselâm-’ın muvaffakıyetle neticelenen üç imtihanı, aslında bütün insanlığın yaşadığı bir imtihandır.

yazının devamı..

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.