Mustafa Yürekli: 'İnönü’nün “Jonhson’un Mektubu” ile Erdoğan’ın da “Trump’ın Mektubu” ile imtihanı..'
İnönü’nün “Jonhson’un Mektubu” ile Erdoğan’ın da “Trump’ın Mektubu” ile imtihanı
9 Ekim 2019’da Suriye'deki Barış Pınarı Harekatı’ndan hemen önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ABD Başkanı Donald Trump’ın diplomatik dilden uzak bir mektup göndermesi, Jonhson’un İnönü’ye mektubunu hatırlattı.
5 Haziran 1964’te Türkiye Başbakanı İsmet İnönü, Kıbrıs'a bir harekat düzenlemekteydi; o gece, ABD Başkanı Lyndon Baines Jonhson hazırlanılan harekatı engellemek için bir tehdit mektubu göndermişti.
Johnson’ın Mektubu, bir buçuk yıl sonra açıklandı. İnönü’nün yıllar sonra "Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de o dünyada yerini alır" şeklinde sözlü cevap verdiği ifadesi bugün akademik dünyada ve Batıcı çevrelerde “İnönü diplomasisi” olarak anılmaktadır..
Johnson’ın Mektubu'ndan Trump’ın Mektubu'na ABD – Türkiye ilişkilerini incelemek, irdelemek yerine; “İnönü diplomasisi”nin Johnson'a en güzel cevabı verdiğinden dem vurularak Erdoğan’ın rezil oluğu durumlara düşmesi merakla beklenilmektedir.
Ayrıca medyada “Trump’ın Mektubu” ile “Jonhson’un Mektubu” karşılaştırılıp hangisi daha rezil, hangisi daha hınzırca diye değerlendirmeler yapılmaktadır. “Jonhson’un Mektubu” üzerinden Başkan Erdoğan’a çamur atılmaktadır. “Johnson mı hınzır Trump mı?” diye inceleyeceğine; İnönü ile Erdoğan’ın diplomasileri karşılaştırılmalıydı oysa.. ‘Sömürge aydını tepkisi’ denilen şey bu olmalı..
Başkan Erdoğan, Suriye’de hem sahada hem masada kazandı. İsmet İnönü ise söz konusu Kıbrıs harekatı girişiminde hem sahada hem de masada kaybetmişti.
“İnönü diplomasisi” diye kavramlaştırılan 5 Haziran 1964’teki tarihi olayda sözkonusu tehdit mektubu yüzünden Kıbrıs harekatı için yola çıkan Mehmetçik Mersin limanından geri kışlaya dönmüş; sahaya hiç çıkmadan yenilgi sineye çekilmişti. “İnönü diplomasisi” yüzünden Kıbrıs’ta Rum katliamları 1974’te kadar on yıl daha sürmüştü..
Jonhson’ın tehdit mektubuna İsmet İnönü’nün cevabi mektubu ki o gece planlanan Kıbrıs Harekatı’nın yapılmayacağını ve bağlılıklarını bildirmektedir, masada kaybedişimizi gösteren tarihi belge olarak elimizde bulunmaktadır.
“İNÖNÜ DİPLOMASİSİ”NİN BELGESİ: JONHSON’A İNÖNÜ MEKTUBU
Lozan anlaşmasının müzakerecisi, Kemalist devrimlerin mimarlarından T.C. İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün Jonhson’a mektubu şöyle:
“Sayın Başkan,
Vazifelerini, haklarını bilen bir millet olarak ittifak manzumesi içinde bulunuyoruz. Kıbrıs davasının antlaşmalara riayet edilmek suretiyle hallinden başka bir gaye takip etmiyoruz. Yardımcı olursanız, Amerikan milletinin tabiatında bulunan adalet hissini kudretli otoritenizle tatbik ettirirseniz meselenin halli mümkündür.
Sayın Başkan;
ABD’nin Türkiye ile olan münasebetlerine atfettiği kıymeti belirten ifadeleriniz ve Türk Milleti hakkındaki güzel sözleriniz için teşekkürlerimi sunarım. Kıbrıs meselesi üzerinde sizinle görüşmek üzere Amerika’ya gitmekten bahtiyar olacağım. 17 Haziran’da (1964) Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplanacaktır. Bu arada NATO genel sekreteri Mr.Dirk Stikker’in memleketimize ziyareti vuku bulacaktır. Ayrıca arabulucu Mr. Tuomioja da Genel Sekreter’e raporunu verecektir. Bu inkişaflarla yeni bir vaziyet hasıl olabilir. 20 Haziran’ı takip eden günlerde sizce uygun görülecek bir tarihte size mülaki olmak üzere seyahate çıkmaklığım mümkün olacaktır.
Kıbrıs meselesi hakkında tebellür etmiş düşünce ve tasavvurlarınız mevcut ise bunları bana şimdiden bildirmeniz, Washington’a bunlar üzerinde imal-ı fikir ederek hazırlıklı gelmem bakımından çok faydalı olacaktır.
Bu mesajımı size göndermekte iken Mr.G.Ball’un Ankara’ya vaki ziyaretinde, kendisiyle yaptığımız açık, faydalı ve ümit verici görüşmelerden duyduğum memnuniyeti bu vesileyle belirtmek isterim.
Saygılarımla.
İsmet İnönü”
İşte “İnönü diplomasisi” bu zihniyet ve psikoloji ile yapılmıştı..
BMGK ÜYESİ 5 ÜLKENİN DEVLET BAŞKANLARINA 5 ÜZERİNDEN NOT VERİLECEKSE
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'da ABD Senatosu ve Temsilciler Meclisi’nden Cumhuriyetçi ve Demokrat kongre üyeleri ile "olaylı" geçen Suriye toplantısında, Demokrat Parti'nin üst düzey isimlerinin sinirlenerek odayı terk ettiğini açıklamıştı. Basına kapalı gerçekleştirilen görüşmede, Suriye'deki son gelişmeler ve Türkiye'nin Suriye'de yürüttüğü operasyon ele alınmıştı.
Trump, bu olay nedeniyle Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'ye 'üçüncü sınıf siyasetçi' diyerek not verdi. Bu notu 10 üzerinden mi verdi acaba 5 üzerinden mi? Hadi biz insaflı olalım 5 üzerinden sayalım!
Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu üyesi 5 ülkenin devlet başkanlarına 5 üzerinden not vermek gerekirse dünyanın bütün köşelerinde hepsine sıfır çekileceğinden emin olabilirsiniz:
ABD Başkanı Donald Trump: 0
İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth: 0
Fransa Başkanı Emmanuel Macron: 0
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin: 0
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping: 0
BM dünyanın gidişatını yalnızca izliyor, hiçbir şey yapmıyor çünkü.
İnsanlık ve İslam alemi, zulüm altında inlerken ve dünya cehenneme dönmüşken bu devlet adamları seyrediyorsa; sadece ülkelerinin çıkarlarını düşünüyorsa, “beşinci sınıf politikacı” oldukları söylenemez mi?
‘Dünya beşten büyüktür’ sözü, bu açıdan BMGK üyesi 5 ülkenin devlet başkanlarının çapsız olduğu gerçeğini ifade etmez mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.