Mustafa Yürekli: İbrahim, Hacer ve İsmail’in bağlanma stilleri

Mustafa Yürekli: İbrahim, Hacer ve İsmail’in bağlanma stilleri
Allahu Teala, aile üyeleri olarak İbrahim aleyhisselâm, Hz.Hâcer ve İsmail aleyhisselâm üzerinden baba, anne ve çocuk bağlanma sistemlerine dikkat çekmektedir:

Kur’an- Kerimde İbrahim aleyhisselâmın "Rabbim! Bana iyilerden olacak bir evlât ver!" diye dua ettiği bildirmektedir. Allahu Teala kendisine salih bir erkek çocuğu verip kurban etmesini istediği de..

İbrahim aleyhisselâm, Sebîr vadisinde İsmail aleyhisselâma, "Oğulum! Ben, seni, rü'yamda boğazlıyorum gördüm!" diyerek kendisine emrolunanı haber verdi. İsmail aleyhisselâm da "Babacığım! Sana emrolunanı, yap! İnşâallâh, beni, sabredenlerden bulacaksın! Allah'ın emrine boyun eğ! Her iyilik, Rabb'inin emrine boyun eğmektedir! " dedi.

O sırada, Yüce Allah tarafından "Ey İbrahim! Rü'yana, sadâkat gösterdin! İşte, sana, oğlunun yerine boğazlayacağın kurbanlık! Boğazla onu!" buyruldu (Sâffât Suresi; Ayet:101-111). 

Böylece üçü de, İbrahim aleyhisselâm, Hz.Hâcer ve İsmail aleyhisselâm takvayı seçti; Allâh'ın buyruğunu dinlemek ve ona boyun eğmekte birleştiler; ilahi iradeye teslimiyette insanlığa örnek oldular.

Bu yazıda, İbrahim aleyhisselâm ve ailesinin Kuran-ı Kerimde de anlatılan bu kurban hikayesini; iman, yani Allaha bağlanma sistemi bağlamında ele alıp anlatmaya çalışacağım..

Bağlanma Kuramı

Çağdaş psikoloji, insan hayatında bağlanma tarzının kişilik özelliğini belirleyecek kadar etkili olduğunu tespit etmiştir. Dolayısıyla bağlanma stili, bireyin tüm hayatını etkilemekte; kişinin eşiyle ve çocuklarıyla ilişkilerini, yani aile hayatını, iş hayatını, akademik/eğitimsel yaşamını biçimlendirmektedir..

Bağlanma kuramına ait temel varsayımlar ve zihinsel olarak benlik ve başkaları modelleri ile bununla ilişkili bağlanmanın kaygı ve kaçınma boyutlarını dikkate alarak bir model geliştirilmiştir. Bu modelde dört temel bağlanma stili, sözkonusu temel boyutlar üzerinden tanımlanmaktadır. 

Bağlanmaya ilişkin kaygı boyutu ile benlik modeli, kaçınma boyutu ile de başkaları modelinin yüksek düzeyde ilişkili temel boyutları oluşturduğu görülmektedir.

Buna göre ‘güvenli bağlanma’ stilini düşük düzeydeki kaygı ve kaçınma ile tanımlamak mümkünken (olumlu benlik modeli – olumlu başkaları modeli); bunun tam tersi bir durum olan ‘korkulu bağlanma’ stilini ise yüksek düzey kaygı ve kaçınma boyutları ile tanımlamak mümkün görünmektedir (olumsuz benlik ve başkaları modeli). 

Kaygılı bağlanma olarak da kavramlaştırılan ‘saplantılı bağlanma’ stilini yüksek düzey kaygı (olumsuz benlik) ve düşük düzey kaçınma boyutu (olumlu başkaları) ile tanımlamak mümkünken kaçıngan bağlanma olarak da kavramlaştırılan ‘kayıtsız bağlanma’ stilini ise düşük düzey kaygı (olumlu benlik) ve yüksek düzey kaçınma boyutu (olumsuz başkaları) kombinasyonu ile tanımlanmak mümkündür.

Duygusal kaynaşma, kaygılı bir bağlanmadan türemektedir ve bireye bağımlılık veya izolasyon sunma eğilimindedir. Ayrıca, kişinin dürtüsel/duygusal tepki vermeden önce düşünme ve hissetme kabiliyetini ve bireyin farklılaşmaya olan yeteneğini etkiler.

Bağlanma Çeşitleri

Çağdaş psikoloji, yetişkinlerde dört tür bağlanma modeli kurar:

*Güvenli bağlanma: Hem kendilerini hem de başkalarını olumlu görme (olumlu/olumlu) eğilimindedirler. Yakın ilişkilere değer verirler. Bu tür ilişkileri başlatmakta ve sürdürmekte başarılıdırlar. Ancak bu ilişkiler sırasında kişisel özerkliklerini yitirmemeyi de başarırlar.

*Kayıtsız bağlanma: Kendilerini olumlu, başkalarını olumsuz görme (olumlu / olumsuz) eğilimindedirler. Bağımsızlıklarına düşkündürler, kimse ile kolay kolay yakın ilişki geliştirmezler. Başkalarına duydukları ihtiyacı ve yakın ilişkilerin önemini reddederler.

*Saplantılı bağlanma: Bu bireyler kendilerine güvenmezlerken başkalarına güvenirler. Bunun nedeni ise başkalarının kendinden daha üstün olarak ve kendilerini daha değersiz görmeleridir (olumsuz / olumlu).

*Korkulu/kaygılı bağlanma: Bu bağlanmada hem benlik hem de başkaları modeli olumsuz olan bireylerdir (olumsuz / olumsuz). Kendilerine de başkalarına da güvenmezler. Bireyin; çocukluk yıllarında annesine aşırı bağlılığından kaynaklanan psikolojik bir problemdir.

Bir insani bağ olarak Müslümanlık

Allahu Teala, aile üyeleri olarak İbrahim aleyhisselâm, Hz.Hâcer ve İsmail aleyhisselâm üzerinden baba, anne ve çocuk bağlanma sistemlerine dikkat çekmektedir: İnsanlar, aralarındaki mesafeleri Müslümanlık denilen Allah sevgi ve saygısıyla ayarlamalıdırlar. Allah’ın çizdiği sınırları ihlal, kaygı ve kaçınmayı artırıp güveni yok edeceğinden toplumsal sağlığını bozma boyutuna varacaktır. Bu yüzden şirk ve küfrün güvensiz bağlanma modeli olduğu da bu yaklaşımla açıklanabilmektedir.

Başkasının Allahu Teala olması, düşük kaygı (olumlu benlik, kul) ve düşük kaçınma (olumlu başkası, Rab) olacağından ‘güvenli bağlanma’nın teminatıdır; böylece başkasının Allah olması, kişiyi güvensiz bağlanma stillerinden korumaktadır. Bir insani bağ olarak Müslümanlık, kişiler arasındaki bağlanma örüntülerini de ilahi irade dolayımıyla sağlamlaştırmaktadır. Güvenli bağlanma, sağlam karakter demektir.

Dolayısıyla Kur’an- Kerim’de, İbrahim aleyhisselâm, Hz.Hâcer ve İsmail aleyhisselâmın ‘kul bilme’ olarak kendini olumlama ve ‘Rab bilme’ olarak da başkasını olumlama yoluyla Allaha ‘bağlanma modeli’ ya da ‘tevhid’ önerilmektedir. 

yazının devamı..

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.