Mustafa Yolcu: Maydonoz Bahçesi
Yıllar önce maydanoz bahçesi diye bir hayat hikâyesi dinlemiştim. Hikâye şöyleydi:
Bir babanın arkadaş düşkünü bir oğlu varmış. Bu oğul iş güç tutmaz, arkadaşları ile gezer tozarmış.
Babası oğlunu ne zaman karşısına alıp- “ oğlum arkadaşlarınla gezip tozmayı bırak, işine gücüne bak.” Dese
Oğlu- “ Baba onlar benim en samimi arkadaşlarım. Biz arkadaşlarımızla her şeyi paylaşıyoruz. İyi günde de kötü günde de bir arada olacağız.” Dermiş.
Baba nasihat ile oğlunun arkadaşlarına olan düşkünlüğünü kaldıramayacağını anlamış.
Baba -“ Oğlum arkadaşların senin iyi gününde de, kötü gününde de arkan da olup sana arka çıkarlar mı? “ demiş.
Oğlu- “ Tabi baba, onlar beni hiç yalnız bırakmazlar.” Diye cevap vermiş.
Baba – “ Oğlum senin o kıymetli arkadaşlarını bir deneyelim mi? ” diye sormuş.
Oğlu –“ Olur baba deneyelim de gör. Arkadaşlarımın ne kadar sağlam olduğunu sende anlayacaksın.” Demiş.
Baba –“ Bizim koyunlardan en zayıf, çelimsiz olanını kes, kanlı kanlı bir çuvala koy bana getir.” Demiş oğluna.
Oğlu gidip en zayıf koyunu keserek, kanını çuvala bulaştırmış. Kestiği koyunu da çuvala koyarak babasına getirmiş.
Baba –“ Bu çuvalı eşeğin semeri üzerine koyup sıkıca bağla, en samimi olduğun arkadaşından başlayarak git deki; Benim başıma bir iş geldi, birisine öldürdüm. Ceset eşeğin sırtındaki şu çuvaldadır. Bana yardım ette cesedi kaybedelim de.” Demiş.
Oğlu kanlı çuvalı eşeğin semerinin üzerine bağlayarak en samimi arkadaşından başlayıp, bütün arkadaşlarını dolaşıp babasının söylediğini söylemiş.
Hangi arkadaşına gittiyse arkadaşı- “ Kusura bakma ben bunu yapamam, beni karıştırma” diye başından savmış.
Arkadaşlarının hiçbiri kendine yardımcı olmayınca, babasının yanına dönerek durumu babasına aktarmış.
Babası –“ Oğlum şimdi karşıki köye git. Orada sebzeci Mehmet diye benim bir arkadaşım var. Onu bul ve benim selamımı söyle. Diğer arkadaşlarına söylediğini ona da söyle.” Demiş.
Oğlu karşıki köye gitmiş. Sorarak sebzeci Mehmet’in evini bulmuş. Kendini tanıtarak babasının selamını söylemiş.
Arkadaşlarına söylediği gibi sebzeci Mehmet’e de konuyu anlatıp, eşeğin sırtındaki kanlı çuvalı göstermiş.
Sebzeci Mehmet – “ oğlum sen yukarı çık istirahat et. Biz hallederiz bu konuyu. ” demiş.
Oğlan yukarı çıkıp istirahat ederken, sebzeci Mehmet oğullarına bahçesinde bir çukur kazdırıp kanlı çuvalı çukura gömdürmüş.
Toprakla kapattırdığı çukurun üzerine de bahçenin diğer yerlerinden söktürüp getirdiği maydanoz fidelerini diktirmiş. Orası hiç kazılmamış bir görünüme sahip olmuş.
O gece sebzeci Mehmet’in evinde yatan oğlan, sabah olup kalkınca kahvaltısını yapmış.
Kendisine maydanoz fidelerinin olduğu yer gösterilip durumu anlatmışlar. Onlara teşekkür etmiş. Babasının yanına dönmüş.
Babasına olanları anlatmış.
Baba-“ Her arkadaş gerçek dost değilmiş. Senin arkadaşların iyi gün dostuymuş. Bu meydana çıktı.” Demiş.
Babası –“ Oğlum daha bitmedi. Sebzeci Mehmet sebzelerini satmak için pazara gider. Sende pazara gidip onun sebzelerine müşteri olacaksın. Müşterilerinin yanında sattığı sebzelerin fiyatının pahalı olduğunu, çürük kalitesiz olduğunu söyleyip müşterilerini dağıtmaya çalışacaksın.” Demiş.
Oğlan bir süre sonra pazara giderek, sebzeci Mehmet’in tezgâhını bulmuş.
Satılan sebzelerin fiyatını sormuş. Başka müşterilerde tezgâha gelince –“ Sebzelerin fiyatının pahalı, içinde çürükler var.” Diye sebzeleri karamaya başlamış.
Sebzeci Mehmet bir iki kere LA HAVLE çekip, ya sabır demiş.- “ Oğlum sebzeyi almazsan alma işine git, başka yere bak .” demiş.
Oğlan yine konuşuyormuş. Bakmış oğlandan kurtuluş yok, oğlan konuşmaya devam ediyor.
Oğlanın kolundan tutup bir kenara çekerek – “ NE KADAR UĞRAŞIRSAN UĞRAŞ, MAYDANOZ BAHÇESİNİN YERİNİ DEĞİŞTİREMEZSİN.” Demiş.
Bir insana iyilik yapmak güzel şeydir. Ama daha sonra o insana kızınca, darılınca yaptığı iyiliği o insanın başına kakmak çok kötüdür.
Günümüzde iyilik yapan insanları bulabilmek kolay mı?
Hele yaptığı iyiliği araları bozulunca, başına kakmayan dostları bulmak ne kadar zordur.
DOST DOST DİYE NİCESİNE SARILDIM
BENİM SADIK YÂRİM KARA TOPRAKTIR
BEYHUDE DOLANDIM BOŞA YORULDUM
BENİM SADIK YÂRİM KARA TOPRAKTIR
Diyen aşığın sözlerine katılmamak mümkün mü?
Gerçek dostlara sahip olmaya.
Gerçek dostlu günlere kavuşmak dileği ile sağlık ve sıhhatler diliyorum.
17.01.2010
Mustafa yolcu- Ankara
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.