Müslümanları bitiren virüsler?

Müslümanları bitiren virüsler?
Allah'a, Peygamber Efendimiz'e ve Kur'an-ı Kerim'e iman edip aynı kıbleye yönelen her mümin kardeştir.Birbirinin dostu, arkadaşı, yoldaşı ve gönüldaşıdır....



Allah'a, Peygamber Efendimiz'e ve Kur'an-ı Kerim'e iman edip aynı kıbleye yönelen her mümin kardeştir.

Birbirinin dostu, arkadaşı, yoldaşı ve gönüldaşıdır. Böylesi bir kardeşlik bütün inanmış sineleri iman ve takva esasından kaynaklanan kardeşlik bağıyla birbirine kenetler.

Kardeşliği tehdit eden virüsler nelerdir?

Kur'an'ın öngördüğü kardeşlik, sevinçte ve kederde beraber olmayı, sevip saymayı, güvenmeyi, merhamet etmeyi, yardımlaşıp dayanışmayı gerektirir. Nitekim mü'minlerin iman hazzına erebilmelerini sağlayan sebeplerden biri, kardeşlerin birbirlerini Allah için sevmeleridir. Allah için birbirini sevenler, Allah için bir araya gelip hal-hatır soranlar, sohbet edenler, Allah için birbirlerini ziyaret edenler, Allah için birbirlerine iyilik ve yardım edenler, Cenâb-ı Hakk'ın sevgisini hak ederler. (Buhârî, İman, 9) Peygamber Efendimiz, bize birlik hâlinde olmamızı, ayrılıp dağılmaktan şiddetle kaçınmamızı tavsiye etmekte, birlik ve beraberlikte rahmet, ayrılıkta ise azap olduğunu bildirmektedir. (Tirmizî, Fiten,7)

Çünkü müminler arasında kardeşlik bağlarını tehdit eden bir takım virüsler vardır. Peygamber Efendimiz bir hadislerinde bu virüsleri şöyle dile getiriyorlar:

"Sakın zanna yer vermeyin. Zira zan, sözlerin en yalanıdır. Tecessüs etmeyin, haber koklamayın, rekâbet etmeyin, hasetleşmeyin, birbirinize buğz etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin, ey Allah'ın kulları, Allah'ın emrettiği şekilde kardeş olun. Müslüman Müslüman'ın kardeşidir. Ona (ihânet etmez), zulmetmez, onu mahrum bırakmaz, onu tahkir etmez. Kişiye şer olarak, Müslüman kardeşini tahkir etmesi yeterlidir. Her Müslüman'ın malı, kanı ve ırzı diğer Müslüman'a haramdır... Ey Allah'ın kulları kardeş olun. Bir Müslüman'ın kardeşine üç günden fazla küsmesi helâl olmaz." (Buharî, Nikâh 45)

ÖZEL HAYATA MÜDAHALE ETME!

Hadiste sıra halinde peşi peşine kardeşliğe zarar verebilecek noktalara işaret ediliyor. Hadiste ifade edilen bu noktaları sırasıyla ele alalım:

Büyük kavgaların sebeplerine bakıldığında zan yoluyla ileri sürülen fikirler göze çarpar. Tabii ki bu su-i zandır. Hüsn-ü zan ise her zaman kârlıdır. Doğru çıksa isabet eder. Yanlış çıksa kaybetmemiş, gıybet etmemiş ve önemli bir kavgayı önlemiş olur.

İnsanları en çok rahatsız eden bir başka şey de özel hallerinin araştırılmasıdır. Oraya buraya kulak kesilip onu bunu dinlemek bir hastalıktır. İnsanlar bu zaafın çekirdeklerini bünyelerinde taşırlar. Oysaki bu, ahlaki olmadığı gibi insanların birbiriyle olan münasebetlerini bozmada da birebirdir.

Bir başka virüs haksız rekabettir. Rekabet, eğer hayırda ve güzelliklerde, yıkmadan yapılan bir yarışma ise bunu Kur'ân teşvik eder. (Bakara, 2/148) Ama rekabet, beraberinde başka gayr-i ahlaki tavırları getiriyorsa bu, rekabet bahanesi altında işlenen başka günahları akla getirir. Nitekim modern toplumlarda da rekabetler kontrolden geçmekte ve bir kurala bağlanmaktadır. Müslüman ise fazladan olarak bu konuda daha ahlaki ve duyarlı olmak durumundadır.

HASET ETME, GIBTA ET!

Haset, mümin kardeşinde olan güzel bir şeyin sadece kendinde olmasını istemektir. Dolayısıyla mümin haset edemez. Haset, insanın iyiliklerini, sevaplarını, ateşin odunu yiyip bitirdiği gibi yiyip bitirir ve onun ruhunu öldürür. Mümin ancak gıbta edebilir. Mümin kardeşinde olan bir güzel hali beğenir, kendinde de olmasını arzu edip o güzel hasletin kardeşinden gitmesini arzu etmezsen ona gıpta etmiş olursun.

Kardeşliği tehdit eden virüslerden bir tanesi de insanların birbirlerine karşı enâniyet kokan davranış­larda ve sözlerde bulunmalarıdır. Böyle bir davranış ise hem enâniyet sahibi için, hem de içinde yer aldığı toplum için son derece tehlikeli bir husustur.

Allah'a, Peygamber Efendimiz'e ve Kur'an-ı Kerim'e iman edip aynı kıbleye yönelen her mümin kardeştir. Birbirinin dostu, arkadaşı, yoldaşı ve gönüldaşıdır. Böylesi bir kardeşlik bütün inanmış sineleri iman ve takva esasından kaynaklanan kardeşlik bağıyla birbirine kenetler. Her mümin bu kenetlenmeyi bozma potansiyeli taşıyan tehlikelerden uzak durmalı, kardeşliği pekiştirecek tutum ve davranışlar sergilemelidir.

BİR SORU-BİR CEVAP

Âdetli iken kıyılan nikâh geçersiz midir?

Soru: "Şartlar istemediğimiz şekilde gelişti. Nikâhımızı özel halimde iken kıymaya mecbur kaldık. Bir arkadaşım böyle bir nikâhın geçersiz olduğunu söyledi ve beni huzursuz etti. Bizim nikâhımız geçersiz mi, tekrar nikâh kıymamız gerekir mi?" Rumuz: Dertli

Sevgili okur! Sorunuzu özetleyerek yukarıya aldık. Nikâhın sahih, ya da geçerli olmasının şartlarında böyle bir husus yoktur. Yani âdetli iken yapılan nikâh makbuldür.

Ancak memleketinizde böyle bir kabulleniş varsa, bu hüküm olarak yanlış olmakla beraber bir iyi niyete de işaret ediyor gibi görülebilir ki o da şudur: Evliliğe kadarki hayatlarını tertemiz geçiren karı-koca adaylarının zifaf geceleri önemlidir.

HAYIZLI İKEN NİKÂH OLMAZ MI?

Çünkü zifaf gecesi genellikle nikâhın kıyıldığı günün akşamına rastlar. O anda kadının âdetli olması, ya ömür boyu sürecek bir tiksintiye, ya yeni kurulan ailenin temellerine soğukluğun girmesine veya bu temellerin daha ilk günden bir haram ilişki üzerine kurulmasına sebep olabilir. Dolayısıyla düğün, imkân elverdiğince kadının âdetli zamanına denk getirilmemelidir. "Hayızlı iken nikâh olmaz" söylentisi de buradan çıkmış olabilir.

Hâsılı bu sözün işaret ettiği bir gerçek vardır ama söz, hüküm olarak doğru değildir. Nikâhınız geçerlidir, tekrara gerek yoktur.

TEFEKKÜR ATLASI

Nakışta nakkaşı görmeyen göz, gören göz değildir!

Gözler çok hassas ve nazik organlar olduğu için kafa kemiklerinden oluşan çukurlara yerleştirilip korunmaya alınmıştır. Korunma mekanizması sadece bundan ibaret olmayıp, ayrıca alt ve üst göz kapaklarının ihtiyaç anında aniden kapanmasıyla da bu korunma kuvvetlendirilmiştir. Göz kapaklarının belirli aralıklarla açılıp kapanmasıyla, arabaların cam sileceklerinin çalışması gibi gözün saydam tabakasının kirlenmesi ve kuruması önlenmektedir.

ÇILDIRACAK GİBİ OLUYORUM!

Gözler öyle orijinal öyle muazzam organlarımızdır ki Darwin, onlarda yaratılan harika sanatları görünce, onların tesadüfen olamayacağını, kendi kendine veya şuursuz tabiatın bir eseri olmasının da imkansızlığını anlamış, vicdanı rahatsız olduğu için "beyin ve göz gibi kompleks organların tesadüfen evrimleşmelerini izah edemiyor ve çıldıracak gibi oluyorum" deme mecburiyetinde kalmıştır.

Küçücük küreleri başımıza yerleştirip kâinatı görmemize sebep yapan Rabbimiz, gücü her şeye yeten Yüceler Yücesi'dir.

BİR DUA

Kalbi ve ruhi hastalıklarımız bizi yere sermek üzere!

Dua edenlere cevap veren Sen, ıstırapları dindirip ihtiyaçları gideren Sen, devrilenleri kaldırıp doğrultan da Sensin! Nefsanîlik ve gaflet, ibadetlerimizin mana ve özünü alıp götürdü; samimiyetsizlik dualarımızın kolunu-kanadını kırdı. Sinelerimiz bomboş, düşüncelerimiz tutarsız, kalbi ve ruhi hastalıklarımız bizi yere sermek üzere bizleri muhafaza buyur ya Rabbi!

MİNİ YARIŞMA

1. Kur'an-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.s) nerede ve ne zaman nazil olmaya başlamıştır?

2. Peygamber Efendimizin, "İslam ümmetinin kadınların hayırlısı" olarak bildirdiği eşinin adı nedir?

3. Utanma, hicap, ar, namus duygularını çirkin şeylerden nefsin arındırılması, edebe aykırı bir işin ortaya çıkmasından kalbin duyduğu rahatsızlığa, sıkıntıya ne denir?

4. Tevbe Sûresi'nde kendisinden bahsedilen, Peygamber Efendimiz'in ilk inşa ettiği mescit olarak bilinen mescidin adı nedir?

5. Kur'an-ı Kerim'deki son sûre hangisidir?

Cevaplar

1. Mekke yakınlarında Hira mağarasında, 610 yılı Ramazan ayında nazil olmaya başlamıştır.

2. Hz. Hatice.

3. Hayâ denir. Peygamberimiz, "Haya imandandır, insanlardan utanmayan Allah'tan da utanmaz" buyurur.

4. Kuba Mescidi.

5. Nas Sûresi.

HAZIRLAYAN: Ali İhsan ER

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.