Muhammet Vefa Yürekli: BM’ye karşı İslâmi Birleşmiş Milletler Topluluğu

Muhammet Vefa Yürekli: BM’ye karşı İslâmi Birleşmiş Milletler Topluluğu
Yeni Şafak gazetesinden bir heyetle Diriliş Yayınları’na, Yüce Diriliş Partisi Genel Başkanı Sezai Karakoç’a bir ziyarette bulunduk. Üstat Sezai Karakoç’un sohbetinde bulunmak çok heyecan vericiydi...

Yeni Şafak gazetesinden bir heyetle Diriliş Yayınları’na, Yüce Diriliş Partisi Genel Başkanı Sezai Karakoç’a bir ziyarette bulunduk. Üstat Sezai Karakoç’un sohbetinde bulunmak çok heyecan vericiydi. Uzun sayılabilecek ziyaretimizde, üstat, Türkiye ve İslam aleminin durumunu değerlendirdi. “Yetmiş yıldır, yazılarımızla, konuşmalarımızla, bildirilerimizle, her türlü faaliyetlerimizle, Müslümanların birliklerini kurmaları gerektiğini, başka bir çözüm, seçenek ve çare olmadığını, anlatmaya çalışıyoruz.” dedi.

Geçmişte Doğu ve Batı’nın, imparatorluk olarak anılan büyük devletlerce yönetildiğini anlattı; Çin, Mısır, Roma gibi. Bunlara karşın müminlerin de Hz. Süleyman zamanında en güçlü dönemini yaşadıklarını hatırlattı Karakoç. Daha sonra Peygamber Efendimiz’in (S.A.V.) kurduğu, halifelerinin devam ettirdiği, miladi 1918 yılına kadar sürüp gelen büyük devletlerle Müslümanların esarete düşmeyişlerini, kendi hayat ve varlıklarını koruma imkanı buluşlarını anlattı.

Durum Kritik

70 sene öncesine oranla mevcut durumun daha kritik olduğunu anlatan Karakoç, hızlı hareket edilmesi gerektiğini söyledi ve İslam dünyasının, yüz yılı aşkın bir zamandır dağınık ve sahipsiz oluşunun büyük bir bedele mal olduğunu vurguladı. Her türlü saldırıya uğramalarını, başlarına gelmeyen felaketin kalmayışını hatırlattı. Halen en acı şekilde istila, işgal, yakıp yıkma, yok etme, çökertme saldırılarıyla boğuşup durmakta oluşlarına içinin sızladığı belliydi. Karakoç “İslam Milleti, birkaç yüzyıllık çilesini doldurmadı. İslam Coğrafyası kan ağlıyor. Afganistan, Irak, Suriye, Libya’da yangın sürerken, Doğu Türkistan esaret altında inlerken, Gazze, Filistin çağın korkunç silahlarıyla yıkılıyor, yok ediliyor. Milletimiz, Asya’da, Afrika’da, dünyanın her tarafında, en meydan yerinde ve en ücra noktada, ruhunu Allah’ın gösterdiği doğrultunun dışındaki yollara teslim etmiş olanların düşmanlığıyla çepeçevre” dedi.

Tek Kurtuluş Yolu: İslam Birliği

Sezai Karakoç, sohbetinde, Birleşmiş Milletler’in (BM) adil olmadığını, Müslüman devletlere karşı iki yüzlü politikalar yürüttüğünü anlattı. Karakoç, “Şimdiye kadar çoktan Türkiye, İran, Pakistan, Mısır ve Suudi Arabistan’ın anlaşıp 5 İslam devleti olarak Merkezi İslam Federasyonu’nu kurması gerekirdi” dedi. Arkasından da Endonezya, Malezya, Bangladeş gibi devletlerle “Doğu İslam Federasyonu” nun; Fas, Cezayir, Nijerya, Tunus gibi Afrika İslam ülkeleri ile “Afrika İslam Federasyonu”; ve Arnavutluk, Bosna, Kosova gibi Balkan ülkeleri ile “Batı İslam Federasyonu”nu; tümüyle de “İslam Konfederasyonu’nun” kurulmasını bir çok yazıda önerdiğini belirtti. Karakoç, “Şimdi federasyon yerine birlik kurulması önceliklidir. Tek kurtuluş yolu budur” uyarısında bulundu.

İslam Güvenlik Konseyi

Sezai Karakoç, “Bugün, 57 devletin birliği olan İslam İşbirliği Teşkilâtı’nı, kendi düşünce, inanç ve isimlendirmelerimizle, bir nevi İslâm Birleşmiş Milletler Topluluğu (İBMT), 10 devletin kurduğu Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nı da, bir nevi İslam Güvenlik Konseyi yapmalıyız” dedi. Karakoç, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) karşısında, Bağdat Paktı, CENTO gibi köklü bir geçmişi olan “Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın” (ECO) İslam’ın gücünü ve yaptırım kudretini temsil etmesi gerektiğini söyledi. Karakoç “Elbette bugünkü statüleriyle değil, değişmiş tüzük ve programlarıyla. Bağdat Paktı’nı küçülte küçülte önce CENTO, sonra RCD, daha sonra da ECO yapmışlardı. Şimdi sadece ekonomik bir birlik olan ECO’yu, askerî ve siyasî bir güç haline getirmek gerekmektedir’’ dedi. ECO’da Türkiye, İran, Pakistan gibi önemli İslam devletlerinin yanında Türkî cumhuriyetlerin de olduğunu hatırlatan Karakoç, Mısır ve Suudi Arabistan’ın da birliğe katılımıyla İslâm Güvenlik Konseyi’nin oluşturulabileceğini söyledi. Karakoç, “Tek millet iki devlet, üç devlet olmaz” dedi. Bu yaklaşımın dağınıklığı meşrulaştıracağı belirten Karakoç, gündeme getirdiği çözümün, somut, yalın, gerçekçi, uluslararası hukuka uygun, kolay ve hızlı sonuç alınabilecek bir uygulama olacağını açıkladı.

Nükleer savaşı Müslümanların durdurabileceğini böylece Doğu ve Batı arasında, dünyanın orta kesiminde, insanlık için kalıcı bir barış ve güvenlik gücü doğmuş olacağını belirten Karakoç Müslümanların, kendilerini Doğu’dan, Batı’dan, Kuzey’den gelen tasallutlardan kurtaracakları gibi, insanlığın felaketi olacak olan korkunç Doğu-Batı nükleer savaşını da önlemiş olacaklarını ifade etti.

Sezai Karakoç, yaklaşan ABD Çin nükleer savaşını ancak İslami Birleşmiş Milletler Topluluğu’nun (İBMT) durdurabileceğini söyledi. Karakoç, “Batı ile Doğu arasında çıkacak bir savaş, insanlığı yeniden taş devrine döndürecektir. Taş üstünde taş kalmayacaktır. Bugün, Batı’daki ve Doğu’daki büyük devletleri yöneten gizli-açık güçlerde sağduyudan, temkinden eser bulunmadığından, geleceği karartan bir görünüş, insanları umutsuzluğa düşürmektedir.” dedi. Böylesi bir dünya savaşını, ancak yek vücut olmuş İslam milletinin önleyebileceğini; kendisiyle birlikte insanlığın da güvenliğini sağlayacağına vurgu yaparak İBMT’in dünya barışının teminatı olacağını ifade etti.



Kaynak: Yeni Şafak

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.