Moldova Dışişleri Bakanı Popşoi: Türkiye, Ukrayna tahılının dünyaya açılması için mükemmel koridor oluşturdu
Antalya
Antalya Diplomasi Forumu'nda düzenlenen "Gıda Güvenliği: Büyüyen Bir Sınama" başlıklı panelde, gıda güvenliğinin sağlanabilmesi çerçevesinde bölgesel ve küresel çatışmalar ile iklim krizine vurgu yapıldı.
Anadolu Ajansının (AA) "Global İletişim Ortağı" olduğu, Belek Turizm Bölgesi'ndeki NEST Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen Antalya Diplomasi Forumu 2024'te, moderatörlüğünü TRT World Sunucusu Elif Bereketli'nin üstlendiği "Gıda Güvenliği: Büyüyen Bir Sınama" paneline Moldova Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Mihai Popşoi, Malavi Dışişleri Bakanı Nancy Tembo, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) Komisyonu Başkanı Omar Alieu Touray, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (IFRC) Başkanı Kate Forbes ve Dünya Gıda Programı (WFP) İcra Direktörü Yardımcısı Carl Skau katıldı.
"Çok daha kuvvetli önlemlere ihtiyacımız var"
Moldova Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Popşoi, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın ikinci yılının dolduğunu hatırlatarak ülkesinde 2014'ten bu yana çok sayıda göçmenin bulunduğunu ve uluslararası toplumun desteğiyle onlara ev sahipliği yapmayı sürdüreceklerini söyledi.
Moldova'nın Ukrayna'dan gelen gıda için çok önemli bir ülke olduğuna dikkati çeken Popşoi, "Türkiye'ye de burada teşekkür etmek istiyorum. Türkiye, Ukrayna tahılının güvenli bir şekilde dünyaya açılması için mükemmel bir koridor oluşturdu." dedi.
Popşoi, Rusya'nın tahıl koridoru anlaşmasını askıya almasının ardından alternatif arayışlarına yöneldiklerini, bu çerçevede bazı koridorlar oluşturduklarını ve bu çerçevede Moldova'dan Ukrayna'ya ve Ukrayna'dan Moldova'ya 2 milyon tonluk gıda akışı sağlandığını kaydetti.
Ukrayna'nın ihtiyacı olan altyapıyı sağlamaya devam ettiklerini aktaran Popşoi, göçmenler konusunun yanı sıra gıda güvenliğinin de öncelikli meselelerden biri olduğunu ifade etti.
Popşoi, "Aslında şoke edici bir durum ortaya çıktı. Aslında bu devasa kriz ile karşı karşıya kalmamız bizi de şaşırttı. Fakat uluslararası toplum ile Birleşmiş Milletler (BM) gibi uluslararası kurumların bize yardımcı olması ve vatandaşların harekete geçmesiyle büyük bir iş çıkardık. Ukrayna'ya komşu olan ülkeler bir araya gelerek kaynakları bir araya getirdiler." ifadelerini kullandı.
Gıda güvenliğinin sağlanması açısından Ukrayna'dan gelen tahıl konusunun önemli olduğunu vurgulayan Popşoi şunları söyledi:
"Uluslararası toplumun desteğini sürdürmesi gerekiyor. Gıda güvenliğinden bahsedip bundan bahsetmezsek olmaz. Temel güvenliğin sağlanması lazım, bunun için belirli yatırımlara ihtiyaç var. Aynı zamanda da yine bu çatışmaların etkisini azaltabilmek için çok daha sağlam, çok daha kuvvetli önlemlere ihtiyacımız var. Evet hukukun üstünlüğünden bahsediyoruz, ancak hukukun üstünlüğüne dayalı olarak biz bunları yaparsak istikrar sağlanabilir ve değer zincirlerinin kırılmadığından emin olabiliriz. Aksi takdirde özellikle de ihtiyacı olan ülkelerin gıdaya olan erişimi maalesef sekteye uğrayacak."
"(İklim değişikliği) sürdürülebilir kalkınma hedeflerini de etkileyecektir"
Malavi Dışişleri Bakanı Tembo, Malavi için tarım ürünlerine bağımlı bir ülke olarak iklim değişikliği konusunun en önemli zorluklardan biri haline geldiğini söyledi.
Malavi'nin ekonomik faaliyetlerinin yüzde 80’ini tarımın oluşturduğunu kaydeden Tembo, "2015'ten bu yana olağanüstü bazı koşullarla karşı karşıya kaldık. Örnek olarak da kasımda normalde yağmur yağar, o dönemde ekim yapılır. Fakat öyle durumlar ortaya çıktı ki ocak ayına kadar yağmur yağmadı." ifadelerini kullandı.
Madagaskar, Malavi ve Zimbabve'nin bazı kesimlerinde 2015'ten itibaren büyük kasırgaların yaşandığını belirten Tembo, özellikle geçen seneki kasırgada, yüzlerce insanın hayatını kaybettiğini, binlerce hanenin yıkıldığını ve tarım ürünlerinin büyük zarar gördüğünü aktardı.
Tembo, gıda güvenliğinin ülkelerinin kalkınması açısından son derece önemli olduğunu vurguladı.
İklim değişikliği konusunun doğru ele alınması gerektiğine dikkati çeken Tembo şunları kaydetti:
"Bu, sürdürülebilir kalkınma hedeflerini de etkileyecektir. Bu kasırgalar bütün altyapıyı etkiledi, hastane ve eğitim altyapısını etkiledi, bu kasırgalardan dolayı okullar mahvoldu. Birçok insan artık eğitim erişimine sahip değil."
Tembo, Malavi'nin kendi kendine yetmek konusunda sorun yaşayan bir ülke olduğunu ve kasırgalar sebebiyle uluslararası kurumlardan yardım aldıklarını, çiftçileri tekrar ekim yapmaları için teşvik ettiklerini ve tarım konusunda da bilgiye ihtiyaçları olduğunu ifade etti.
Gübrenin büyük kısmının Rusya ve Ukrayna'dan geldiğini belirten Tembo, "Avrupa Birliği'nden çok uzağız ama savaş gerçekten bizi de etkiledi, özellikle de tarım ürünlerinin üretimi konusunda. Çünkü birçok çiftçinin maliyet artışından dolayı gübreye erişimi yok. Aslında bu, tüm sistemin nasıl birbiriyle bağlantılı olduğunun da mükemmel bir örneği." diye konuştu.
Tembo, az gelişmiş ülkelerin finansmana erişimi konusunda yeni adımlar atılması gerektiğini aktardı.
"Batı Afrika'da 40 milyondan fazla insan gıda güvensizliği ile karşı karşıya"
ECOWAS Komisyonu Başkanı Touray, gıda güvenliğinin insanların sağlıklı bir hayat yaşayabilmesi için çok önemli bir konu olduğunu ifade etti.
Batı Afrika'da 413 milyonluk bir nüfusun bulunduğunu kaydeden Touray, "Bu nüfusun yüzde 10'u yani Batı Afrika'da 40 milyondan fazla insan gıda güvensizliği ile karşı karşıya." dedi.
Touray, Nijer'de 3,2 milyon, Nijerya'da 36 milyon, Burkina Faso ve Mali'de 3 milyon insanın gıda güvensizliği ile karşı karşıya olduğunu kaydetti.
Batı Afrika'da gıda güvensizliğine sebep olan 4 unsurun varlığına dikkati çeken Touray, bunların güvensizlik, yapısal sorunlar, jeopolitik sorunlar ve iklim değişikliği olduğunu söyledi.
Touray, ECOWAS olarak bölgedeki unsurlar arasında koordinasyon sağlamak istediklerini, barış ve istikrar için gerekli finansman sağlanmazsa kötü sonuçların devam edeceğini belirtti.
Göç konusuna da değinen Touray şunları kaydetti:
"Göç de aslında bu güvensizliğin bir sonucu ve şunu da unutmamak gerekiyor, göç aslında genelde Afrika içerisinde gerçekleşiyor. Yani Afrikalı göçmenlerin yüzde 90'ı genelde Afrika içerisinde yer değiştiriyor ve genelde yoksul topluluklar içerisinde gerçekleşiyor."
"Kısa vadeli ve uzun vadeli çözümlere odaklanmamız lazım"
IFRC Başkanı Forbes, milyonları ilgilendiren bir sorunun konuşulduğunu ve bu sorunun, içerisinde birçok unsuru barındırdığını söyledi.
Gıda güvenliği konusunda siyasi çözümlere ihtiyaç olduğunu vurgulayan Forbes, "Artık çiftçilerin işlerini yapamıyor olmasına da bir çözüm bulmak lazım. Yani biz yemek bıraktık gıda emanet ettik ve gittik gibi tek seferlik çözümler bizim için uygun değil. Hem siyasi olarak hem de kuruluşlarımız içerisinde kısa vadeli ve uzun vadeli çözümlere odaklanmamız lazım." ifadelerini kullandı.
Forbes, iklim değişikliği gibi sorunların artık içerisinde olunduğunu ve bu sebeple ayak uydurulması gerektiği, çözüm bulunmazsa şiddet ve ihtilaflarla karşı karşıya kalınacağı ve bunun için de uzun bir süreye sahip olunmadığı değerlendirmesinde bulundu.
"Karşımızda daha önce hiç görülmemiş bir ihtiyaç düzeyi var"
WFP İcra Direktörü Yardımcısı Skau, halihazırda çok büyük bir gıda krizinin içerisinde olunduğunu, bu sebeple de fonları ve finansmanı artıracak çalışmaları yapmanın öncelik arz ettiğini söyledi.
Kaynakların yetersizliğinden bahseden Skau, "Karşımızda daha önce hiç görülmemiş bir ihtiyaç düzeyi var ve bu, 3 yıl içinde dramatik bir yükseliş gösterdi. Dolayısıyla eşi benzeri görülmemiş, kapatılması gereken bir boşluk var." ifadelerini kullandı.
Skau, istikrarsızlığın belirsizliğin yolunu açtığını dolayısıyla bilgi akışının sağlanmasının, çözüm odaklı hareket etmenin ve doğrudan gıda sağlamak yerine gıda sistemlerine yatırım yapmanın önemine dikkati çekti.
Gıdaya erişimin sağlanması için alınan inisiyatiflerin teşvik edilmesi gerektiğini ifade eden Skau, "Karadeniz inisiyatifini düşünün, burada Türkiye'den ve birkaç başka yerden gelen diplomatik adımlar sayesinde bir kazan kazan senaryosu ve fırsatı oluşturuldu." dedi.
Skau, Gazze'de ve Sudan'da yaşananlara bakıldığında durumun sürdürülebilir olmadığını, finansman sıkıntısının değil finansmanın ulaştırılması sıkıntısının bulunduğunu ve diplomatik çözümlere ihtiyacın olduğunu sözlerine ekledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.