Milliyetçilerin "reislerin reisi" konuştu?

Milliyetçilerin "reislerin reisi" konuştu?
Milliyetçilerin "reislerin reisi" dediği Nevzat Kösoğlu'ndan Kürt sorunu çıkışı...Kürtçülük, geç kalmış bir milliyetçilik hareketiTürkiye 2011'de...



Milliyetçilerin "reislerin reisi" dediği Nevzat Kösoğlu'ndan Kürt sorunu çıkışı...

Kürtçülük, geç kalmış bir milliyetçilik hareketi

Türkiye 2011'de yapılacak seçimler öncesinde kritik bir sürece giriyor. Seçim sürecinde ortaya çıkabilecek en önemli gerginlik alanı "Kürt meselesi". Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve MGK, "Tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan" söylemiyle sürece kritik bir müdahalede bulundu. DTK çalıştayı sonrasında yayınlanan bildiri ile eş zamanlı olarak "Herkes konuşsun, her şey tartışılsın" kampanyası başlatıldı. Ancak, gördük ki Türk Milliyetçileri'nin ne düşündüğünü kimse sormuyor. Yapılmayanı yaptık, Türk tarihini ve felsefesini günümüz şartları içerisinde yeniden ele alan, kimlik, kültür ve medeniyet kavramları ile alakâlı özgün fikirler ortaya koyan çok sayıda kitaba imza atmış bir ismin kapısını çaldık. Nevzat Kösoğlu, milliyetçi camianın "Nevzat Ağabeyi",  "reislerin reisi" ilk kez Kürt sorunuyla ilgili konuştu. Milliyetçilerin akil adamı bütün parametreleri değiştirecek açıklamalar yaptı.

RÖPORTAJ: Seda ŞİMŞEK (sedasimsek@bugun.com.tr)

*Türk Milleti kimlerden oluşuyor?

Türk Milleti bütün söylediğimiz tarifleri ihtiva etmek üzere, kendisini Türk hisseden insanlardan oluşur. Türk bayrağı altında yaşayan, bu devletin tebaası olan, Türkçe konuşan insanlar tabi olarak kendilerini Türk hissederler. Bunun esası Türk hissetmektir.

Kürtçe konuşması değiştirmez

*Kürtçe konuşuyorsa?

Bir milletin tarifinde 3-5 unsur birden söylüyoruz, bunların hepsinin bir arada bulunması diye bir zaruret yoktur. Bir insan Kürtçe konuşur, fakat Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yaşadığı, Türk Devleti'ne bağlı olduğu, Türkiye'nin geleceğinde kendi geleceğini aradığı için kendini Türk hisseder. Kürtçe konuşuyor olması bunu değiştirmez. Ama, insan da vardır, Kürtçe konuşmadığı halde "ben Kürdüm" der, bu da olabilir, bu bir inanç meselesidir.

Öyle inanıyorsa öyle söyler

*"Ben Kürdüm" diyene "Hayır sen Türksün" demek doğru bir yaklaşım mı?

Normal durumlarda, Kürtçe konuşan bir kişinin kendisini Türk hissetmemesi için hiçbir sebep yok. Bin yılık bir tarih var, ortak coğrafya, vatan, bir cumhuriyet, bayrak var. Bir devletin tebaası olmak var, bir ortak din var. Bunlar bir adamın kendisini Türk hissetmesi için yeter de artar bile ama netice itibariyle bir inanç meselesidir. Bunların hepsine sahip olduğu halde ve Kürtçe de bilmediği halde, bir insan "Hayır ben Kürdüm" diyebilir. Öyle inanıyorsa öyle söyler.

*"Ben Kürdüm" demesinde ne aykırılık var?

"Kürtçe konuşuyorum, ben Kürdüm", tamam bunda hiçbir aykırılık yok.15-20 sene evveline kadar da Diyarbakır'da herkes Kürtçe konuşurdu, ama Kürtçülük gütmezlerdi. "Ben Erzurumluyum, dadaşım" derdim, o da "Ben Kürdüm" derdi, öbürü "Ben de Lazım" derdi, fakat bunlar bir etnisiteyi ifade etmezdi, mahalli hüviyetleri ifade ederdi. Erzurumlu olduğunun, Laz olduğunun, Diyarbakırlı olduğunun hüviyetini ifade ederdi, daha ötede bir anlam ifade etmezdi. Fakat Kürtçülük gayretleri, PKK ortaya çıktıktan sonra durum değişti.

Benim İspir'im de geri kalmış

*Neden değişti durum?

Hiç kusura bakmayın, Kürtçüler ve basın Kürtçülüğün makul, meşru, hukuki bir davranış, bir hal olduğunu kabul ettirebilmek için kırk dereden su getiriyor. Devlet bunları görmezden gelmiş. Ben Erzurum'un çocuğuyum, İspirliyim, benim kazamda doktor, okul  hiçbir gün olmadı ki. Benim kazamla Dersim'in, Diyarbakır'ın bir kazasının, bir köyünün hiçbir zaman bir farkı olmadı, bugün bile farkı yok. Orası geri kalmamış mı? Elbette geri kalmış, geri kalmış da benim İspir de geri kalmış kardeşim. "Devlet burayı geri bıraktı" diyenler şerefli zihinler değildir. Devlet hiçbir yeri geri bırakmadı, devletin imkânları ne kadar yettiyse o kadarı yaptı. Bu bize de mahsus bir şey değil. İtalya'ya bakın, kuzeyiyle güneyi kavga halinde. Bir gün gelecek batı vilayetlerini iyice parlatacaklar, galiba İtalya'da olduğu gibi biz de batı vilayetleri "ayrılalım, ne halleri varsa görsünler" demeye başlayacaklar.

*Sizce sorun nedir?

Bu geç kalmış bir Kürtçülük hareketidir, geç kalmış bir milliyetçilik hareketidir. Ermeni meselesi konuşulurken, bir beyefendi "Mesele çok açık, Sırplar bağımsızlık için isyan ettiler kazandılar, Bulgarlar bağımsızlık için isyan ettiler kazandılar, Ermeniler bağımsızlık için isyan ettiler kazanamadılar, mesele bundan ibaret" dedi. Ermeniler bağımsızlık için baş kaldırdılar, Sırplar ve Bulgarlar gibi muvaffak olsaydılar, onlar da bayraklarını dikmiş olacaklardı, muvaffak olamadılar. Kürtler de şimdi Ermeniler'in muvaffak olamadığı dönemden yüz yıl geçtikten sonra bugün bayrak kaldırmaya kalkıyorlar. Çok geç.

Türkiye büyük bir dünya devleti olmaya gidiyor

*Neden çok geç?

Sırp'ın, Bulgar'ın, Ermeni'nin bayrak kaldırdığı dönemlerde, Osmanlı hasta adamdı, hasta adamdan da beterdi, cenaze gibi bir şeydi, o dönemde Ermeni muvaffak olamadı. En hızlı Türkçüler'den Doktor Rıza Nur, "Kürtler'e şükran borçluyuz, birinci harpte isyan etmediler, Osmanlı'ya bağlı kaldılar" diyor. Kürtler 1. Dünya Harbi'nde de, İstiklal Harbi'nde de Türk'e bağlı kaldılar, Araplar'la değil bizimle beraber oldular. Böyle bir tarih var, gelmişsin öyle bir devirde Kürt milliyetçiliğine başlıyorsun ki, o devirde Türkiye ayağa kalkmış vaziyette. Türkiye şu anda dünya üstünde söz söyleyen bir devlet haline gelmiştir. Böyle bir devlete karşı şimdi Kürtler başkaldırıyor, Kürt milliyetçiliği gütmeye kalkıyor. Yahu hasta adamken bunu başaramadılar, şu anda nasıl başaracaksın? Türkiye büyük bir dünya devleti olmaya gidiyor. Akıllı insan "Türkiye Devleti güçlü, dünyada söz söyleyen bir devlet, bunun içinde yer tutayım da ben de bir şey yapayım" der, milletini dağda bayırda kırdırmakla, Türk Milleti'ni öfkelendirmekle varacağı bir yer olmadığını anlar.

DEVLET EN  ÜSTÜN DEĞERDİR

*Türk kültüründeki "kutsal devlet" algısı devleti tartışılmaz mı kılıyor?

Devlet toplumsal değerlerin en yüce olanıdır. Kutsallıktan murat, eğer tartışılmamak üzere kabul ise, ki odur, devlet muhakkak ki kutsal değildir. Devlet tartışılır, fakat en üstün değer anlamında "devlet kutsaldır" deniliyorsa bu da doğrudur. Çünkü, diğer bütün değerler devletin şemsiyesi altında varlıkları sürdürebilirler. Eğer devlet olmazsa, ferdi değeler de diğer toplumsal değerler de varlıklarını devam ettiremezler. Hepsi ona muhtaç olduğu içindir ki devlet en üstün değerdir.

AYNI DİL, BAYRAK, GELECEK...

*Milleti nasıl tanımlıyorsunuz?

Ziya Gökalp "Müslümanların Türkçe konuşanına Türk derler" diyor. Türk Milleti'nin tarihinde milletin oluşumu süreci çok eskidir. Ama, günümüz manasında sosyolojik bir kavram olarak tarifi 19. Yüzyıl'dan itibaren olmuştur. Benim de katıldığım tarife göre, millet aynı dili konuşan, aynı dine inanan, aynı bayrağın altında, aynı geleceği paylaşmak arzusunu taşıyan insan topluluğudur.

ANADOLU İNSANINA TÜRK DİYORLAR

*Irkların millet oluşumunda etkisi nedir?

Fiilen bir etkisi var mıdır tartışılabilir, ama Türk milliyetçiliğinde ve benim düşüncemde ırkın herhangi bir tesiri yoktur ve hiçbir tarifte de ırk bir unsur olarak sayılmamıştır. Bu daha çok Avrupalı bazı milletlerin meselesidir.

ETNİSİTEYLİ İLGİSİ YOK

* Türk, Türkiye'yi oluşturan etnik guruplardan birinin adı mıdır?

Türk, Türkiye Cumhuriyeti hudutları içerisinde, bu topraklar üzerinde yaşayan insanların adıdır. Nitekim batılılar, yani Türk olmayanlar, Türk'ü bu manada isimlendirirler. Sadece batılılar değil, Türk dünyasında da "Türk" bu anlamda kullanılmaktadır. Yoksa "bunun etnisitesi Türk" demiyorlar,  nereden bilecek benim etnisetimin ne olduğunu?  Şimdi biz Türk milliyetçileri,  "Türk" kelimesini bütün Türk dünyasının ortak ismi olması için çalışıyoruz, yani "Özbek de, Tatar da, Kırgız da, Türkmen de hepsi bu Türk isminin içinde toplanır" diyoruz. Böyle olunca, Türk kelimesinin etnisiteyle ilgisi olmuyor. Tam tersine çeşitli etnisiteleri birleştiren bir kavram olarak ortaya çıkıyor.

KÜRTLER ETNİK BİR KİMLİK DEĞİL

*Milletle etnik kimlik arasında ne fark vardır?

Etnik kimlik, soya dayanır. Kürtler bir etnik kimlik iddia ediyorlar, ama olamazlar, çünkü onların içinde Kürt soyundan gelmedikleri yüzde yüz belli olan birçok insan var. Karakeçililer, Sarıkeçililer, Yaşarlar, Sarılar. Türk soyundan oldukları halde Kürtleşmişler. Etnisitede soy birliği lazımdır.

PKK'DAN KURTARILMALI

*Kürtçüler ile Türkçüler arasında nasıl bir uzlaşı alanı ortaya çıkabilir?

Çözüm, kavgaları, hır gürü, bahaneleri, propaganda malzemelerini bir yana bırakıp "sen Kürtsün ben Türküm" demek, bunu "ben Erzurumluyum, sen Gümüşhanelisin" demek kadar tabi bir psikolojik vasata getirmektir. Psikolojik gerginlikleri tamamen kaldırmak, Kürt vatandaşlara her türlü kültürel imkânı vermek ve onları PKK'nın ve bugün Kürtleri temsil ettiğini iddia eden siyasi partilerin tasallutundan kurtarmaktır. Türk Devleti büyüyor, rahmetli Dündar Taşer, "Türk tarihinin sarkacı yükselişe geçmiştir, bunu kimse geri çeviremez" derdi.  Şimdi bugün onu ben gözümle görüyorum, Türk tarihinin sarkacı yükseliyor, bunu kimse geri döndüremez. Onların saadeti onların geleceği de bu sarkacın yükselişinin devam etmesindedir. Dışarıdan arabamıza çöp sokmak isteyenler olacaktır.

Yaşar Kemal'e söyle kitaplarını Kürtçe yazsın

*Türk milliyetçilerinin akil adamlarından birisisiniz, sorunun çözümü için ne düşünüyorsunuz?

Genellikle Türk milliyetçileri  aynı şeyi düşünürler, ifade ederler, etmezler, edemezler ayrı mesele. "Kürtçe konuşacağım", buyur. "Kürtçeyi geliştireceğim, bir edebiyat dili yapacağım", buyur kardeşim. Hatta mümkünse Yaşar Kemal'e söyle bundan sonra romanlarını Kürtçe yazsın, yahut meşhur şairimiz Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın şiirleri  Kürtçe olsun. Bir çok alanda bunu genişletebiliriz. Kültürel anlamda yapacağın Kürtçülükle, ki onun adı Kürtçülük olur mu bilmiyorum, senin yapacağın Kürt milliyetçiliğiyle benim yapacağım Türk milliyetçiliğinin çelişen ve kavga eden bir tarafı yok. Tamam kardeşim. Bugüne kadar yapmadın, yapamadın, şimdi bunu da devletin üstüne yıkma.

*Neden yapamamış?

Osmanlı döneminde bir kitap çıktı, 6-7 tane Kürtçülük gayesi güden gazete var, hepsi Türkçe. Ben ne yapayım? Sana devlet gelip dil yapacak değil ya.  TRT Şeş de açılmış, her türlü kültürel imkân sana verilir. En azından devlet bana müdahale etmediği gibi sana da müdahale etmez. Eğer başka milletlerin, başka menfaatlerin uydusu, maşası değilse, açıkça böyle bir satılmışlık yoksa, yapacakları şey burada durmaktır. "Dil ikileşsin, devlet, bayrak ikileşsin" dediği zaman, hiç kimse kusura bakmasın eskilerin tabiriyle orada kılıç oynar. Osmanlı'nın en düşkün zamanlarında, yıkılırken bu verilmedi, bir devlet bunu kimseye veremez. Türkiye devleşiyor, dünya devleti oluyor, sen ondan bayrağını istiyorsun, işte orada kılıç oynar.

Özerklik ve iki dil, bu konuda nihai noktadır

* Kılıcı oynatacak olan bağımsızlık isteği mi?

İki adım ileri bir adım geri taktiğini yıllardan beri o kadar güzel kullanıyorlar ki, "Bugün olmaz, bugün olmayacağını ben de biliyorum, zihinlere yerleşsin, 3 sene sonra olacak" diyor. Bu özerklik ve iki dil meselesi bu konuda nihai noktadır, ondan sonra kılıç oynar. Özerklikten sonraki adımı kendileri açıkladılar, "kangren olursa kesip atarız" diyorlar. Unsurları sayarken vatan bir, din bir, tarih bir, bayrak bir diyoruz. Bunlardan birinin reddi, birinin yaralanması işte kılıcın oynadığı yerdir. Hiç kimse bunu değiştiremez.

KÜRTLER BİZİM MİLLETİMİZDENDİR

*Kürt halkının bir özerklik talebi olduğu söylenemez.

Bakın bu millet hafife alınmaya gelmez. Milli mücadele öldükten sonra yapıldı, millet öldü, ondan sonra mili mücadele yapıldı. Yunan orduları ölmüş bir milletin toprağına girdi ve Sakarya'dan geri çevrildi. Ermeniler yaptıkları hatayı yüzyıldır içlerine sindiremiyorlar.  Kürtler böyle bir duruma düşmezler, her şeyden evvel onlar Müslümandır. Birlikte yaşadığımız millettir, bizim milletimizdendir, ayrımız gayrımız yoktur, ben Kürt halkının böyle düşündüğüne kaniyim.

YARIN: * "KÜRDİSTAN" BİR TABU MU?

* ATATÜRK ÖZERLİK VERECEK MİYDİ?

* SAİD NURSİ'NİN MİLLİYETÇİLİK ANLAYIŞI NASILDI?

* GÜN SAZAK ULUSALCILARDAN ALINAN ADRESLİ Mİ ÖLDÜRÜLDÜ?

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.