Milli Mücadelenin kadın kahramanlarından Tayyar Rahmiye
Rahmiye Hanım... Nam-ı diğer Tayyar Rahmiye... Osmaniye’ye bağlı Raziyeler (Kayalar) köyünde, 1890 yılında doğar. Otuz yaşında şehit olur ve iki evliliğinden dört çocuğu olur.
Kahramanlık hikayesi
1920 yılında Fransızlar Osmaniye’yi işgal eder, halka çeşitli işkenceler yapar. Rahmiye Hanım, bu saldırı ve işkencelere dayanamaz ve Hüseyin Ağa’nın millî kuvvetlerine katılmak ister.
Hüseyin Ağa Rahmiye Hatun’a “Bacım! Bu, er işidir, sen cephe gerisinde belki daha yararlı olursun” der.
Rahmiye Hatun da; “Vatanın savunmasında hepimiz eriz. Düşman toprağımıza ayak basmış, harîm-i ismetimizi kirletmek istiyor. Elim silah tutarken ben nasıl savaşmam" cevabını verir.
Rahmiye Hatun Küçük bir müfrezeye komutanlık yapar. Hüseyin Ağa’nın millî kuvvetlerinin 89. Tümen’le Fransız Kuvvetleri’ne yaptığı taarruza, kendi müfrezesiyle katılır. Fransızlara büyük zayiat verdirirler ve onlardan 80 tüfek ve iki tane de makineli tüfek alırlar.
Tayyar lakabı nereden gelir?
Hasanbeyli civarındaki çatışmalar sırasında askerlerimizin bir kısmı arada kalır. Rahmiye Hanım ve diğer askerlerimiz, kahramanca savaşarak onları kurtarır. Rahmiye Hanım bu çarpışmalarda o kadar hızlı ve gayretlidir ki, ona Tayyar (Uçan) Rahmiye denmeye başlanır.
1 Temmuz 1920’de Tayyar Rahmiye Hanım ve müfrezesi, bir emirle, baskın düzenlemek üzere Fransız Karargâhı’na doğru yola çıkar. Fransızlar çok kuvvetli karşılık verir, müfreze durur. Tayyar Rahmiye Hanım, yoğun ateş altında ayağa kalkarak “Ben kadın olduğum halde, ayakta duruyorum. Siz erkek olarak yerlerde sürünmekten utanmıyor musunuz?” der ve aldığı kurşun yaralarıyla karargâha varmaya çok az kala şehit olur. Onun şehit olması müfrezesini harekete geçirir ve kahramanca dövüşerek, karargâhı ele geçirirler.
Tayyar Rahmiye şehit olmadan önceki son konuşmasında şöyle der; “Arkadaşlar, düşman karargahını mutlaka alacağız. Allah bizimle beraberdir. Yalnız sizden bir isteğim var. Eğer ben şehit olursam cesedimi sakın düşmana bırakmayın.”
Şehit Rahmiye Hatun’un Ulu camii çevresindeki şehitlikteki mezartaşında şunlar yazılıdır:
“Yarınların sahibi ey gençlik,
İyi tanı, ebedi sükûnetle bu mezarda yatan.
Hak için, bayrak için canın feda edip
Armağan etti bize bu mukaddes vatanı.''
Büyük bir saygıyla anıyoruz.
KAYNAK: İhsan Işık / Ünlü Kadınlar (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, c. 6, 2013
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.