Milli iradeyi üçe böldü...

Referandum'da 'Hayır' diyen DP lideri Hüsamettin Cindoruk sandıktan çıkan sonucu 'ülkeyi bölerek' değerlendirdi.

Referandumun en ateşli "hayır"cılarından olan ve parti tabanından büyük tepki olan DP lideri Hüsemettin Cindodurk, halk oylamasıyla Türkiye'nin üç bölgeli siyasi bir coğrafyaya dönüştüğünü iddia etti.

Cindoruk, parti genel merkezinde GİK toplantısı öncesinde basın mensuplarına referanduma ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Halk oylamasıyla Türkiye'nin üç bölgeli siyasi bir coğrafyaya dönüştüğünü savunan Cindoruk, ''Bu üç bölge, önemli ölçüde Sevr anlaşmasının haritasına benzemiştir'' iddiasında bulundu.

''BDP ve önderi, önemli bir dayanak elde etmişlerdir, bir devlet belgesi elde etmişlerdir'' diyen Cindoruk, ''Bu resmi, bölücülük eğiliminde olanlar kullanacaktır. Nitekim onun ilk aşaması ortaya çıkmıştır; 'demokratik özerklik.' Önemli ölçüde bu tabloda, bu coğrafyada kendisini göstermiştir. Demokratik özerklik bir basamak olduğu açıktır, ardından gelen toprağa dayalı bölünmelerdir, federatif devletlerdir, federasyondur ya da bağımsızlıktır'' dedi.

Cindoruk, bazı bölgelerde laiklik karşıtı odakların da referandum sonuçlarını kullanmak isteyebileceklerini ileri sürdü.

"Bu üç bölgeli coğrafya aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğiyle ilgili endişelerimizi de tetiklemiştir. Türkiye'nin Misak-ı Milli sınırları ile ilgili endişelerimiz vardır ve bu endişelerimizi bu referandum perçinlenmiştir" diyen Cindoruk, bir soruyu yanıtlarken de parti kongre süreciyle ilgili bir erteleme olmadığını ve 12 Kasım'dan sonra bu sürecin başlayacağını söyledi.

DP Genel Başkan Yardımcısı Özal da Cindoruk'a "bırak" dedi

Referandum öncesinde DP yönetiminden "evet" diyen tek isim olan 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal da, DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk'a kongre çağrısında bulundu. DP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Özal, BUGÜN'e referandum sonuçlarını değerlendirirken, "Ben DYP ve ANAP'ın birleşmesinden meydana gelen DP'nin, 'evet' demesi gerektiğini parti toplantılarında elimden geldiği kadar anlatmaya çalıştım, ancak GİK büyük çoğunlukla 'hayır' kararı aldı. Ben de partimin kararına saygılı olduğumu söylemekle yetindim. Tabii bu tavrın bizim partimiz için son derece yanlış olduğunu, mevcut ve potansiyel seçmenimizi kızdıracağını ve partiden soğutacağını üzülerek biliyordum. Aynı mesele MHP için de geçerlidir. Geçmişte Cumhurbaşkanlığı meselesinde 367 ile ilgili olarak gerek DYP nin gereksede ANAP ın Meclis'e girmemesi her ikisinin de baraj altında bırakıp  yok etmiştir. Şimdi aynı baraj sıkıntısını MHP seçimlerde yaşayabilir" dedi.

BENİM ÖĞRETMENİM TURGUT ÖZAL'DI

Referandum öncesinde "evet" oylarının yüzde 65'lere kadar yükselebileceğini ifade eden Özal, bu tahmininde ise yanıldı. Özal, "Halkı iyi tanıdığımı zannediyorum. Yıllarca rahmetli babamla beraber bu ülkeyi karış karış gezdim ve en önemlisi benim öğretmenim Turgut Özal'dı. Seçmenin sağ ve sol diye kutuplaşacağını ve bunun sonucunda sağ oyların yüzde 65'lere çıkabileceği belliydi. Eğer Güneydoğu'da boykot olmasaydı, referandum sonucu yüzde 65 'evet' çıkardı. Zaten rakamlar bunu gösteriyor" değerlendirmesini yaptı.

TEŞKİLAT KONGRE İSTİYOR

Özal, DP'nin referandumda aldığı sonucun ardından DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un daha önce alınan kongre kararını iptal etmeye hazırlanmasını da değerlendirerek, şunları söyledi:

"Sayın Cindoruk bu kongrenin yapılacağını ve kendisinin aday da olmayacağını ifade etmiştir. Sayın Cindoruk son derece tecrübeli bir kişidir. Ben zaten siyaseti düşünmezken, sadece ona olan saygımdan dolayı teklifini geri çevirmedim ve DP'ye girdim. Tüm teşkilatın bu kongreyi mutlaka istediğini biliyorum. Aday olmak kişinin vereceği bir karar değildir,  teşkilatın vereceği bir karardır. DP bugünden sonra farklı bir yöntem uygulamalıdır. İl ve İlçe başkanları adaylar arasında  gizli oylama ile kimin genel başkan olmasını

istediklerini belirlemilidir.  Büyük kongreye tek adayla gidilmelidir. Bu kongrede DP bunu başarırsa seçimde yüzde 20'leri bulur."

BUGÜN