MHP?li Yılmaz: ?Askerin Kışlaya Çekilmesi Terör örgütünün İşine Yarayacak?
MHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz, "Bölücü terörün Türkiye'nin hem içte hem de dış güvenliği tehdit ederken Türk Silahlı Kuvvetlerini devre dışı bırakmak vahim bir hata olacaktır" dedi.
Yılmaz, Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 5. maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi olarak verilen değişiklik önergesiyle ilgili parti grubu adına TBMM?nde yaptığı konuşmada, ?Terörle mücadelenin önemli bir unsuru ve caydırıcı gücü olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin kışlaya çekilmesi bugün itibarıyla en çok terör örgütünün işine yarayacaktır. Tasarı hükûmetin darbelerin önleme gerekçesine sığınarak terör örgütüne teslimiyetini gizlemesinin bir başka yoludur. Bugün, özellikle 'barış süreci, çözüm süreci' adı altında terör örgütü PKK'nın Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da kendi silahlı kuvvetlerini kurumsallaştırmaya çalıştığı bir dönemde, özerkliği, federasyonu hedeflediği bir dönemde, üç gün önce toplanan Kongra-Gel Kongresi'nde alınan kararlardan bazılarında, oradaki yapılandırmayı güçlendirecek hatta ayaklanmalardan bahsedilen bir süreç içerisinde, bugün Ramazan ayı içerisine girdiğimiz bu dönemde, Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilgili darbenin gündemde olmadığı bir dönemde alelacele bunu getirmek acaba akla terör örgütü PKK'nın 'çözüm süreci' dediği süreçle ilgili hükûmetin, devletin vadettiği sözleri yerine getirmediği, bu sözleri yerine getirmediği müddet içerisinde de bundan sonraki sorumluluğun kendilerine ait olmayacağını dile getirerek devleti tehdit ettiği bir dönemde, alelacele Ramazan ayı içerisinde hesaplanmadan bu kanunun getirilmesi terör örgütüne verilen sözün bir gereği midir, Türk Silahlı Kuvvetlerini zayıflatmak, bölgede alanı PKK'ya açmak için getirilen bir kanun mudur?" dedi.
"DARBE KANUN DİNLEMEZ"
Askeri müdahalelerin ülkeyi birçok alanda gerilettiğini ve millete zulüm yaptığını ifade eden Yılmaz, ?Parlamenter sistemin kapısına silah zoruyla kilit vurulması, millet iradesinin cebren tahakküm altına alınması, ülkemize bugüne kadar hiçbir şey kazandırmamıştır. Müdahaleler yüzünden yaşanan intikamlar demokrasimizin gelişmesine sekte vurmakla kalmamış, kalkınma hamlelerini de yavaşlatmış hatta geriye götürmüştür. Velhasıl darbe yönetimlerinin sosyal, siyasal ve ekonomik faturası bu ülkeye bir hayli ağır olmuştur. Bugün, 35. maddeyi gerekçe göstererek askeri müdahalede bulunduklarını söyleyen 12 Eylül darbecileri yargılanabildiğine göre yaptıkları darbenin yasal dayanağı ve geçerliliği yok demektir. Aksi takdirde darbecilerin yasa hükmünü yerine getirmedikleri için yargılanmamaları gerekirdi" dedi.
Darbelerin kanun dinlemeyeceğini ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu söyleyen Yılmaz, şöyle devam etti:
?12 Eylül referandumunda da en çok propaganda konusu yapılan 12 Eylül askeri darbesi yapanların yargılanmaları gündeme getirilmişti. Her darbe gayrimeşrudur ve yasal dayanaktan yoksundur. O halde 35. madde de darbeye mesnet olamaz. Kanunla darbe yapılır mı? Kanunla darbe yapılamayacağı gibi kanunla darbe de önlenemez. Darbeyi yapanlar zaten kanuna uygun yapmamışlardır. Darbeyi kafasına koyanların hukuka riayet etme gibi kaygıları da yoktur. Askeri müdahaleleri önlemenin ve cunta heveslilerinin cüretini kırmanın yolu orduyu devre dışı bırakmak değil sivil otoriteyi güçlendirecek mekanizmaları kurmaktır, siyasi ve demokratik kültürün yaygınlaştırılması ve kurumsallaştırılmasıdır.?
ADANA (İHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.