Mesleğin "en yakın" tanıkları gazeteciliği anlattı

Mesleğin "en yakın" tanıkları gazeteciliği anlattı
Savaş, yangın, sel ve deprem gibi afetlerde görev yapan, mesai kavramı olmadan haber peşinde koşan gazetecilerin en büyük destekçileri olan eşleri, yaşadıkları zorlukları anlattı.

İstanbul

Bayramlarda, özel günlerde veya aileyle gidilen bir piknikte gelen bir telsiz anonsuyla tertemiz elbiseleriyle itfaiyenin peşinden yangına giden ya da yarı beline kadar sel sularının içinde soğukla imtihan veren, korkunç bir kazanın ortasında hiç tanımadığı insanların trajedisine tanık olan gazetecilerin eşleri de evlerinde adeta bu mesleği yaşıyor.

"10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü" dolayısıyla AA muhabirine konuşan Anadolu Ajansında (AA) 12 yıldır foto muhabirliği yapan Metin Aktaş'ın eşi Sema Aktaş, cam kenarında, yüreği ağzında eşinin görevden dönmesini beklediğini söyledi.

Evliliklerinin başlangıcından bu yana Afganistan, Pakistan, Nepal ve Musul gibi zorlu görev yerlerinde çalışan, son olarak da 6 ay Ukrayna'da görev yapan eşini sabırla bekleyen Aktaş, foto muhabiriyle evlenmesine başlangıçta ailesinin razı olmadığını anlattı.

Sema Aktaş, mesleğinin zorluklarını bilerek evlendiğini dile getirerek, şunları dile getirdi:

"Zaman zaman psikolojik olarak etkileniyorsun ama işinin bu olduğunu ve onun için bu mesleğin değerli olduğunu biliyorsun. O yüzden de sabretmek zorundasın. Sabrediyorsun. Zorlu görevlerde aklın daha çok onda kalıyor, sıkıntıya giriyorsun, 'Gitmese' diyorsun ama gitmek zorunda. Mesleği gereği tehlikeli yerlerde de bulunması gerekiyor. Strese giriyorsun, psikolojik olarak da etkileniyorsun, yansıtmamaya çalışıyorsun. Moralini bozmamak ve enerjisini düşürmemek için kendini sakinleştirmeye çalışıyorsun. Çünkü onu yapmak zorunda, sen de ona o konuda destek olmak zorundasın."

"Savaş bölgesine giderken büyük stres yaşadım"

Eşinin Ukrayna-Rusya arasında yaşanan savaş nedeniyle bölgeye gitmesi gerektiğinde büyük stres yaşadığını anlatan Aktaş, "Süreç uzayınca ve tehlike boyutu artınca daha tedirgin ve stresli olmaya başladım. Bir de üzerine özlem eklenince iyice zorlandım. Haberlere çok fazla bakmadan vakit geçirmeye çalışıyorum." dedi.

Sosyal medyayı ve haberleri takip etmediğini, resim yaparak eşinden haber beklediğini kaydeden Aktaş, "Metin çok yoğun olduğu zamanlarda 2 gün görüşemediğimiz oluyor. Elektrik kesintisi olan yerlerde de bulundu, o zaman da çok görüşemedik. Genellikle her akşam görüşmeye çalışıyoruz. Bazen görüntülü görüşürken özlem çok yoğunlaştığı zaman gözler doluyor. Eşimin yaptığı işi çok seviyorum. Metin ile evlenmeyi kabul etmemim bir artısı da mesleği. Seviyorum ben Metin'in mesleğini, bakış açısını, gözünü..." ifadelerini kullandı.

"Savaş bölgesindeyken destek için buradaki komik şeyleri anlatıyorum"

Rusya-Ukrayna savaşı, Azerbaycan-Ermenistan savaşı ile Türkiye'nin sınır ötesi harekatlarında görev yapan 20 yıllık gazeteci Haber Global Muhabiri Murat Karataş'ın eşi Zeynep Karamustafa Karataş da 2 yıl önce bıraktığı gazeteciliğin kutsal ve değerli bir meslek olduğunu söyledi.

Muhabirle evli olmayı plansızlık olarak tanımlayan Karataş, şöyle konuştu:

"Bir muhabirin eşi olmak için çok sabırlı, anlayışlı olmanız gerekiyor. Hiçbir özel güne plan yapmamanız gerekiyor. Eşiniz her an savaş bölgesinde, bomba patlayan bir yerde olabilir, söylenen anda gitmek zorunda. Dolayısıyla bir muhabirin eşi olmak beklemeyi gerektiriyor ama sabırla, sebatla beklemeyi gerektiriyor. Muhabirle evli olmak demek plansızlık demektir. Plan seven biriyseniz, hakikaten insanın sınırlarını zorluyor. Tatil için çok rezervasyonumuz yandı, gitti. Ben bir şey demedim çünkü nelerle karşılaştığını biliyorum. Yapmak zorunda olduğunu biliyorum."

Eşine psikolojik destek olmak için büyük çaba sarf ettiğini kaydeden Karataş, "Murat savaş bölgesindeyken ona burada yaşadığım komik şeyleri anlatıyorum, bazen işe yaramıyor ama benim iyi hissetmem için telefonu mutlu kapatıyor. Yüzde 100 mutlu etme şansınız yok hele ki deprem ve savaş bölgesindeyse. Elimden geldiğince ona destek olmaya çalışıyorum." dedi.

Mesleğin zorluklarını birlikte aşan gazeteci çift

Habere gidip-gelirken tanıştığı AA muhabiri Başak Akbulut Yazar ile 5 yıl önce evlenen Atv Haber muhabiri Oğuzcan Yazar, eşiyle aynı mesleği yapmayı "Dertlerimiz, problemlerimiz, sevinçlerimiz, mesaimiz ve arkadaşlarımız ortak. Zor bir hayatımız var, aynı şeyleri hissettiğimiz ve paylaştığımız için daha kolay oluyor." sözleriyle dile getirdi.

İstanbul'da yangın, patlama, kavga ve uyuşturucu operasyonları gibi asayiş haberlerini takip eden 12 yıllık gazeteci Yazar, gözü kara bir insan olan eşinin çalıştığı İstanbul Adliyesinde birçok sıcak olaya tanıklık ettiğini kaydetti.

Gündem yoğunluğundan sakin bir şehirde yaşama fikrinin hep akıllarına geldiğini ifade eden Yazar, "Sıkıldığımız, bunaldığımız, kaçmak istediğimiz zamanlar oluyor. Öyle bir iş ki bağlanmış durumdayız. Tırnaklarımızla kazıyarak buraya geldik, hayal kurduk, bunu elimizin tersiyle itmek ağır geliyor ama 'Yeter artık, gidelim buralardan.' dediğimiz de buluyor. Gazeteci çift olmak, aynı mesleği yapıyor olmak benim açımdan çok iyi bir nokta. Dertler de sevinçler de hüzünler de izinler ve yorumlar da ortak." diye konuştu.

Başak Akbulut Yazar ise 10 yıldır muhabirlik yaptığını belirterek, "Eşim genelde asayiş olaylarını takip ediyor. Akşam o stresi eve getiriyor. 'Her şey kapının dışında kalsın, evimizde huzur içinde yaşayalım.' Olmuyor. Benim başıma da geliyor, bazen evde saatlerce haber yazmam gerekiyor. Onun stresini yaşıyor ve ona da yaşatıyorum." ifadelerini kullandı.

Farklı kurumlarda çalıştıkları için eşiyle zaman zaman haber rekabetini yaşadıklarını belirten Yazar, günlük hayat devam ederken bir anda işe yönelmeleri de gerektiğini anlattı.

Başak Akbulut Yazar, geçen yıl kar yağdığı zaman gece yarısı işe giden eşini "sıkı giyin" diye yolcu ettiğini dile getirerek, şöyle konuştu:

"İkimiz de gazeteciyiz, anında sıcak işlere duyarlı olmamız gerekiyor. 'Bunu sonra yazarım.' diyemiyoruz. Hep hızlı olmamız gerekiyor. Birbirimize karşı o yönden anlayışlıyız. İnsanlar hep 'Aynı sektörden evlenme, boğulursun. İşte de evde de aynı şey.' diyordu. Ben öyle düşünmüyorum, daha iyi anlaştığımızı düşünüyorum."

TRT Spor kanalında spiker olarak görev yapan Ezgi Sütçü Ercan'ın işletmeci eşi Ozan Ercan da zorlu mesleğini icra eden eşine her zaman destek olduğunu, birlikteliklerini olumsuzluklar olsa dahi sevgi, saygı ve uyumlu olmanın ayakta tuttuğunu kaydetti.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.