Mehmet Yürekli: Kuşbeyinlilik
Kuşbeyinlilik
Bu yazıda, Kâbü’l Ahbâr’ın (r.a.) Hz. Ömer ile (r.a.) hatırasını paylaşmak istiyorum..
Kâbü’l Ahbâr (r.a.) bir gün Hz. Ömer’ i (r.a.) ziyaret etti. Bir süre sohbet ettiler.
Kâbü’l Ahbâr (r.a.) “Ey Emirulmü’minin!” dedi, “Peygamberler tarihinin en ilginç olayını sana anlatmak isterim.. Bir kitapta okudum.”
Hz. Ömer (r.a.) de “Memnun olurum. Buyurun anlatın.” demiş. Kâbü’l Ahbâr (r.a.) da anlatmış.
*****
Bir peçeli baykuş, Hz.Süleyman’ı (aleyhisselam) ziyarete gelmiş. Hz.Süleyman (aleyhisselam) baykuşa acayip sorular sormuş. Aralarında şöyle bir konuşma geçmiş.
Hz.Süleyman (aleyhisselam) “Ey baykuş, neden topraktan bitenden yemezsin?” diye sormuş. Baykuş, “Hz. Adem topraktan çıkan şey (bugday) nedeniyle cennetten çıkarıldı.” demiş.
Hz.Süleyman (aleyhisselam) “Niçin su içmezsin?” diye sormuş. Baykuş “Çünkü Nuh aleyhisselamın kavmi suda boğuldu.” demiş.
*****
Hz.Süleyman (aleyhisselam) “Neden imar edilmiş, mamur yeri terk edip harabeleri mesken tutarsın?” demiş. Baykuş da ”Harabeler, Hz. Allah ‘ın cellecelaluhu mirasıdır, ben de Hz. Allah’ın mirasında otururum.”
Hz.Süleyman (aleyhisselam) “Harabeye konduğunda ne dersin?” diye sormuş. Baykuş da “Burada yiyip içerek barınanlar, bolluk içinde geçinenler, eğlenenler hani nerededir, derim.” diye cevap vermiş.
Hz.Süleyman (aleyhisselam) “Ya imar edilmiş yer üzerinden geçsen ne dersin?” diye sorunca baykuş da “Yazık Ademoğluna! Önünde nice güçlükler varken nasıl rahat uyumaktadır böyle, derim.” demiş.
*****
Hz.Süleyman (aleyhisselam) “Gündüzleri niçin çıkmazsın?” diye sormuş. Baykuş da ”Ademoğlunun kendisine ettiği zulmün çokluğundan…” demiş.
Hz.Süleyman (aleyhisselam) “Öterken ne dersin?” diye sormuş. Baykuş da “Ey gafil, ahiret yolculuğun için azık hazırla, derim.”demiş.
Hz.Süleyman (aleyhisselam) “Sana son bir soru soracağım. Zikrin nedir senin?” demiş. Baykuş da “Subhane haliku’n Nur, (en Nur’u (c.c.), yani nuru yaratanı tespih ederim) diye zikrederim.” demiş.
Bunun üzerine Hz. Süleyman (a.s.) şöyle buyurmuş: “Kuşlar içinde insanoğluna bu kadar güzel nasihat eden ve bundan daha şefkatli olanı yoktur. Cahillerin ondan nefret etmeleri, onu uğursuz saymaları ne acayip şeydir!…”
*****
Bu hikayeden benim anladığım şu:
Yediğine içtiğine dikkat edeceksin. Ramazanda yakaladığın duyarlılığı yıla yayacaksın: Haram yemeyeceksin! Haram lokma çarpar!
Mekanları rahata, kolaylığa, tembelliğe ve keyfe göre tasarlamayacaksın. Gaflet mekanları masiyete düşürür.. Allah’a isyan ise ebedi kayıptır..
“Aslan yatağından belli olur!” demiş atalarımız. Mekana bakılınca kullanıcısının takva sahibi Müslüman olduğu belli olmalı; mekan, çadır gibi faniliği temsil etmeli, dünyada beka arayışını değil..
Mekanda, konformizm ve kibir; yeme içmede ve gündelik hayatta ise keyfilik küresel moda değil mi? Yeni kapitalizm, kölelik, tüketim çılgınlığı..
Kuşbeyinli bile değil çağın insanı.. Alçaklığın dibine vurmuş sanki!
La havle vela kuvvete illa bi’llah. Her yer, Allah’ın huzuru! Allah’tan daha büyük güç yok!
Teslim olan kurtulur. İsyankar iki dünyada da kaybeder..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.