Medya-Çocuk İlişkisi ve Çocuk Odaklı Habercilik Tartışıldı
Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi Uluslararası Çukurova Sanat Günleri etkinlikleri kapsamında ‘Çocuk Edebiyatı ve Çocuk Medyası’ konulu panel gerçekleştirdi. Konusunda uzman akademisyenlerin katılımı ile gerçekleşen panele öğrenci ve akademisyenler yoğun ilgi gösterdi.
Uluslararası Çukurova Sanat Günleri etkinlikleri kapsamında ÇÜ İletişim Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen panele Bartın Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr Yetkin Işık, ÇÜ Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr Birsel Aybek, Mustafa Kemal Üniversitesi Antakya MYO Öğretim Görevlisi Tülay Atay Avşar ve ÇÜ İletişim Fakültesi Reklamcılık ve Halkla İlişkiler Bölümü Öğr. Görevlisi Engin Çelebi panelist olarak katıldı.
“Eleştirel Düşünce Öğrencilerde Başarı Oranını Artırır.”
İlk konuşmayı yaparak eleştirel düşünme ve medya üzerinde duran Yrd. Doç. Dr Birsel Aybek son yıllarda ortaya çıkan şeyin düşünmeden çok nasıl düşündüğümüz olduğunun altını çizdi. Eleştirel düşünmenin, düşünmenin en gelişmiş ve en ileri biçimi olarak karşımıza çıktığını söyleyen Yrd. Doç. Dr Aybek, toplumda eleştiri denilince ilk akla gelenin karşıdakini küçük düşürme ve hakaret olduğunu, oysaki eleştirel düşünmenin herhangi bir konu hakkında alternatif bakış açıları ortaya çıkarabildiğini söyledi. Eleştirel düşüncenin öğrencilerde başarı oranını artırdığı gerçeğine değinen Yrd. Doç. Dr Aybek bununla beraber bu kişilerin önyargı ve fikirsel fanatizmden uzaklaşmış olacağını, çoklu ortam içinde doğru bilgiye ulaşan öğrenci modeli oluşturulabileceğini, böylece daha iyi medya okuryazar bireyler ortaya çıkacağını ifade etti.
“Günümüzde Çocuklar Medya İle Çok Erken Yaşta Tanışıyor.”
Günümüzde çocukların çok erken yaşta medyayla tanıştığını, medya okuryazarlığı dersinin de bilinçli bir medya kültürünün oluşturulması açısından önemli olduğunu hatırlatan Yrd. Doç. Dr Aybek, ülkemizde yeteri kadar eğitim sistemi içinde yer almayan bir ders olarak kaldığını belirtti. Yrd. Doç. Dr Aybek hem örgün hem de yaygın eğitim yoluyla çocuk ve yetişkinlere eleştirel düşünme becerisi kazandırılması gerektiğini söyledi.
“Dünya Nüfusunun 3’te 2’sinden Fazlasını Çocuklar Oluşturuyor. Ancak Medya Onları Yok Sayıyor.”
Öğretim Görevlisi Tülay Atay Avşar ise medya-çocuk ilişkisi ve çocuk odaklı habercilik konuları üzerinde durdu. Ülkemizin Unicef ve BM sözleşmelerinin altına imza attığını fakat bu kararları uygulamaya koymadığını belirten Avşar, dünyada var olan çocuk sorunlarıyla ilgili haberlerin ana akım medyada yer bulmadığını veya farklı şekilde yer bulduğuna değindi. Avşar, Çocukların dünya nüfusunun 3’te 2’sinden fazlasını oluşturdukları halde medyanın onları yok saydığını söyledi.
“Sözlü Kültürden Eleştiri Doğmaz, Bunun İçin Yazılı Kültürle Birlikte Medya Okuryazarlığı Olması Şart.”
Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr Yetkin Işık eğitim ve kültür ilişkisi bağlamında konuşmasını gerçekleştirdi. Ülkemizde eğitim ve bilimin yeteri kadar olmasa da güçlü bir edebiyatın olduğunu ve umudu burada gördüğünü anlatan Yrd. Doç. Dr Yetkin Işık, toplumun edebiyatla ilişkisinde de birtakım sorunlar olduğunu, bu problemin de sözlü kültürden yazılı kültüre geçişten kaynaklandığını söyledi. Pratik olan sosyal medya ve teknolojik araçların kullanım niteliğinin önemli olduğunu ve edebiyatın gerçeği aramadığını, gerçeği yeniden kurguladığını, neoliberal sistemin metaya dönüştürdüğü araçların yaygınlaşmasının da kültür ve edebiyatı etkilediğini açıklayan Yrd. Doç. Dr Yetkin Işık, sözlü kültürden eleştirinin doğamayacağını, bunun için yazılı kültürle birlikte medya okuryazarlığının olması gerektiğini savundu. Yrd. Doç. Dr Yetkin Işık bu iletişim araçlarının uzun süreli kullanılmasının okumakta dikkat bozukluğunun en büyük sebeplerinden biri olduğunu söyledi.
“Televizyonlar Adeta Bir Çocuk Bakıcısı Rolüne Büründü.”
Öğretim Görevlisi Engin Çelebi ise Televizyon-Çocuk, Reklamlar ve Çocuk konuları üzerinde bilgiler aktardı. Televizyonların adeta bir çocuk bakıcısı rolüne büründüğünü ve çocuk reklamlarının da içeriği ne olursa olsun yararsız olduğunu belirten Çelebi, bunların da tüketim alışkanlıklarını değiştirdiğini söyledi.
Daha sonra katılımcıların sorularını yanıtlayan akademisyenlere, İletişim Fakültesi öğrencileri teşekkür belgelerini sundu. Etkinlik, öğrenciler ve İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İlker Özdemir’in panelistlerle birlikte anı fotoğrafı çekilmesiyle son buldu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.