Mahmut Sami Ramazanoğlu: Bülbülün Sabrı ve Mükafatı
Mahmut Sami Ramazanoğlu: Bülbülün Sabrı ve Mükafatı
Bir gün bir adam Süleyman -aleyhisselâm-’a gelip bir bülbülden şikâyette bulunur..
Süleyman -aleyhisselâm- devrinde güzel sesli ve güzel görünüşlü bir kuş vardı. Bir adam bu kuşu bin dirheme satın alır.
Bir gün bir başka kuş gelir ve bu kuşun kafesinin üstünde öterek uçup gider. Bundan sonra o güzel sesli kuş susar, hiç ötmez.
Kuşun sâhibi, Süleyman -aleyhisselâm-’a gelip şikâyette bulunur.
Süleyman -aleyhisselam-:
– “Onu bana getirin!”, der.
Kuşu getirdiklerinde Süleyman -aleyhisselâm- kuşa der ki:
– “Sâhibin seni yüksek fiyatla satın aldığından onun sende hakkı var, sen niye ötmüyorsun?”
Kuş cevaben:
– “Ey Allâh’ın Peygamberi, ona söyle, ben bağımı çözmedikçe, kafeste bulunduğum sürece asla ötmeyeceğim!” der.
– “Niçin?”, der Süleyman -aleyhisselâm-.
Kuş:
– “Benim ötüşüm evlâd ve vatan hasretindendi. Ancak bir kuş geldi ve bana ‘Senin kafeslere konman, güzel sesindendir; susar, ötmezsen kurtulursun.’ dedi. Ben de onun için ötmüyorum.”, diye cevap verir.
Süleyman -aleyhisselâm- bunun üzerine adama:
– “Kuşun ne dediğini duydun mu?”, der.
Adamcağız:
– “Ey Allâh’ın Peygamberi, onu salıver; çünkü ben onu sesi için kafese koymuştum!”, der.
Süleyman -aleyhisselâm- da bin dirhemini vererek kuşu kafesten bırakıverir.
Kuş:
“Benim şeklimi ve sesimi güzel yapan, bana havada uçma kabiliyeti veren ve kafeste sabr etmek imkânı bahşeden Rabbimi tesbîh ederim.” diye öterek uçar, gider.
Süleyman -aleyhisselâm- der ki:
– “Eğer kuş sabretmemiş olsaydı, feraha çıkamayacaktı, sabretti ve kurtuldu”.
Bu kıssada gerçekten nefsin sıfatlarından fânî olup kurtulmaya işâret vardır.
Zîra kul, zarûrî ve kesin ölümünden önce kendi ihtiyarıyla ölmedikçe; kendini hemen ölecekmiş gibi ölüme hazırlamadıkça hayât-ı hakîkîye vâsıl olamaz.
Kaynak: Ramazanoğlu M. Sâmi, Musâhabe-6, s. 82-86
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.