Mahmut Eraslan: Yumruk mu daha çok acıtır, kurşun mu?

Yumruk mu daha çok acıtır, kurşun mu?

Şehit edilen askeri mi, şehit eden terör örgütünü mü, şehidin anne babasını mı ya da Kılıçdaroğlu’na yumruk atanı mı? Kimi konuşalım öncelikle? Kurşun mu yoksa yumruk mu daha çok acıtmıştır? Sahi en çok kimin canı yanmıştır?

Evladını kaybeden anne ve babanın acılarını hissedebiliyor muyuz? Ya, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yediği yumruğun acısını?

İmtihan edilmediğimiz acıları yorumluyoruz ve çok konuşuyoruz!

Daha kötüsü acıları vuruşturuyoruz.

Çok daha kötüsü bilgi sahibi olmadığımız konuları konuşuyor konuşmakla kalmıyor sosyal medyada sorumsuzca paylaşımlar yaparak sorunların büyütülmesine vesile oluyoruz. Sosyal medya  ve sosyal ortamlarımızda en çok vurgulanan kavramlardan hareketle hepimiz içten, samimi, iyiliksever, hoşgörü sahibi, sabırlı ve adil insanlara vurgu yapıyor, her şey daha iyi olsun istiyoruz. Herkes ideal olanı tarif ediyor, güzel örnekler veriyor ama bir türlü kimseye güzel örnek olamıyoruz.

Siyasi parti lideri ve parti sözcüleri konuşurken, “Şiddete hayır!” dedikleri halde, ara cümlelerinde hala öfke ve nefret dili hâkim…

Peki, neden bu kadar birbirimizden nefret eder halde geldik? Neden sorunları konuşup, onlara çözüm üretemiyoruz?

Neden birimizin çektiği acı, bir diğerinin mutluluğu olabiliyor?

Neden bu kadar ayrıştık?

Ne oldu bize?

Bir karıncayı dahi incitmekten kaçınan, insanlara zarar vermesin diye yoldaki küçücük taşları kaldıran ümmetin çocukları, insanları öldürmek için yollara bomba döşüyor.. Neden?

Daha düne kadar omuz omuza düşmana karşı cihat eden atalarımızın çocukları bu gün birlerine silah sıkıyorlar.. Neden?

Dün, sağcı-solcu diyerek gençleri birbirlerine kimler kırdırdı?

Bugün, Türk-Kürt, Alevi-Sünni kavgasını kimler tetikliyor?

Hepimiz barıştan yanaysak, bu kavga neden?

Bu kavgayı çıkaran, bizi birbirimize kırdırmaya çalışanlar kimler?

Tüm bu olup bitenleri düşünmekle birlikte önümüzde bizi bekleyen tehlikeleri de görmeli gerekli önlemleri almalıyız. Türk-Kürt kavgası, Suriyeliler ile çatıştırma vb.. Tüm senaryolar karşısında temkinli ve tedbirli olmak zorundayız. Ülkemiz üzerinde hesabı olanlar boş durmuyor/durmayacaklar.

Bu ülkede atılan her kurşunun, her yumruğun, sarf edilen her bir sözün bir bedeli var ve hesabı tek kişilik değil hep birlikte ödemek zorunda kalıyoruz.

İşte bu yüzden hepimiz söylem, eylem ve paylaşımlarımıza dikkat etmeli sorumluluk bilinci ile hareket etmeliyiz.

Kaynak: Yumruk mu daha çok acıtır, kurşun mu? - Mahmut Eraslan