Mahmut Eraslan: 'İran Eviriliyor mu devriliyor mu?'

Mahmut Eraslan: 'İran Eviriliyor mu devriliyor mu?'
Eraslan: 'Ümmetin umut bağladığı İran İslam Cumhuriyeti, komşu ülke Suriye’de çıkan iç çatışmada, bırakın Müslümanlarla birlikte hareket etmeyi, arabulucu dahi olamadı, zalimlerin yanında saf tutarak zulme ortak oldu..'

İran 1979 yılında Humeyni önderliğinde şahı mat ederek İslam inkılabını gerçekleştirdi fakat beklendiği gibi İslamcı değil daha çok mezhepçi ve Şii yayılmacılığı tercih eden bir ülke oldu.

İran ne halkına İslam adaletini uygulayabildi ne ekonomik rahatlık getirebildi. Maalesef komşu ülkeler ile ticari ve ekonomik işbirliğini de geliştiremedi.

Ümmetin umut bağladığı İran İslam Cumhuriyeti, komşu ülke Suriye’de çıkan iç çatışmada, bırakın Müslümanlarla birlikte hareket etmeyi, arabulucu dahi olamadı, zalimlerin yanında saf tutarak zulme ortak oldu.

Yıllardır ekonomik ambargo altında olan dış ticari açılımı, pahalılık, mezhepçi ve katı İran içerisinde yaşanan iç karışıklık bir zam meselesi değil, rejime karşı birikmiş olan öfkenin batılı şer güçlerinde desteği ile bir dışa vurumdur, birçok kente sıçrayan iç çatışma güçlenerek yayılmaya devam ediyor.

Ümmetin yanında olmamış, işbirliği yapmamış Suriye’de milyonlarca mazlumun ahını almış ve İslam dünyasında dün olduğu gibi bu günde olumsuzlukları ile tartışılan yalnız bir ülkedir İran.

Laik, demokrat, liberal, komünist, İslamcı her lider halkına iyi bir gelecek vaadi ile yola çıkıyor ama iktidara gelip koltuğa oturunca evirildiklerini, insanların sözleri ile özlerinin bir olmadıklarını görüyoruz.

İsmi İslam olduğu halde, yöneticileri zalim olan bir ülkede yaşamaktansa Hristiyan’da olsa yöneticilerinin  “Adalet ” sahibi olduğu bir ülkede yaşamayı tercih ederim.

Zalimler arasında bir tercih yapacak değiliz. Kâfir mi Müslüman mı? Yüzü traşlı, boynu kravatlı mı yoksa yüzü sakallı, başı sarıklı mı? Sünni mi Şii mi?

Bu ve benzeri sorular karşısında cevabımız çok nettir, zulme karşı safımız mazlumların yanı olacaktır.

İnandığımız bir gerçek vardır ki, zalimler yaptıkları zulümlerin bedelini ödeyeceklerdir, Allah bu konuda söz vermiştir.

Ancak iman edenler, Salih amellerde bulunanlar ve Allah'ı çokça zikredenler ile zulme uğratıldıktan sonra zafer kazananlar (veya öçlerini alanlar) başka. Zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini pek yakında bileceklerdir. (Şuara 227)

İran, Suriye’de din düşmanlarını değil, Müslümanları hedef aldı, bizim İran’a olan öfkemiz bu yüzdendir fakat çıkartılan iç karışıklığı karşısında İsrail ve ABD’nin fırsat kolladığı bir zamanda bizim takınacağımız tavır Aliya’nın uyarılarına dikkat kesilmek ve sözün en güzeline uymaktır;

'Düşmanlarımıza tek bir borcumuz var: Adalet!'

Biz de zalimlerden olursak, zulme karşı savaşmamızın bir anlamı kalmaz. Kitap'a uyacağız.

İslam cumhuriyeti devrim muhabbetleri kimsenin karnını doyurmuyor, devlet mezheple değil adalet ile yönetilir bunu hem Şii İran hem de Vahhabi Suudi Arabistan artık bilmelidir.

yazının devamı..

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.