Mahmut Eraslan: Erdoğan’ın STK’lardan sorumlu danışmanı var mı?

Mahmut Eraslan: Erdoğan’ın STK’lardan sorumlu danışmanı var mı?
"Sayın Erdoğan ne kadar farkında bilemiyorum ama birçok bürokrat STK’lara karşı önyargılı ve mesafeli bu yüzden Başkan Erdoğan’ın farklı alanlarda faaliyetleri olan farklı görüşlerden STK ve platform başkanları ile yüz yüze görüşmesi faydalı olacaktır.."

Erdoğan’ın STK’lardan sorumlu danışmanı var mı?

ASİM (Adana sivil inisiyatif meclisi) Olarak bir süredir Türkiye’nin doğusundan batısına güneyinden kuzeyine il il ziyaretler yapıyor, STK ve platform başkanları ile görüşüyor tanışıyor çeşitli konular üzerinde istişarelerde bulunuyoruz.

Bir ilimizde STK’ların vizyon ve misyonu, aile, gençlik, eğitim gibi bir çok konu üzerinde konuştuktan sonra söz geldi siyasete bir STK başkanı Sayın Erdoğan’ın yüzlerce danışmanı var bunlar içerisinde STK‘lardan sorumlu bir danışman var mı diye sordu?

Külliyede durum nedir bilemiyorum ama yerelde var olan STK’lardan sorumlu kişiler STK’lar ile iletişim halinde değiller sorsanız on kurum yöneticisinin ismini bilmezler.

Bu güne kadar Adana’da yapılan tüm STK istişareleri bir veya ikisi dışında yapılan tüm görüş alışverişleri devlet kurumları üzerinden, bürokratlar ile yapıldı/yapılıyor araya bir veya iki sembolik kurum yerleştiriliyor o kadar(!)

Farklı görüş ve fikir sahiplerinin dâhil edilmediği, sorunların enine boyuna tartışılıp çözüm önerilerinin not alınmadığı toplantıların hiç kimseye bir faydası olmadı/olmayacaktır.

Lüks otellerde yapılan başı ve sonu belli, sınırlı ve sorunsuz sonuç bildirgeleri ile yapılan çalıştaylar ile verim alınması mümkün değildir.

Başkan Erdoğan, STK’lara büyük önem veriyor bunun farkındayız lakin bu alanda görevli olan bürokratların bir kısmı aynı hassasiyeti taşımıyor anlaşılan…

Sayın Erdoğan ne kadar farkında bilemiyorum ama birçok bürokrat STK’lara karşı önyargılı ve mesafeli bu yüzden Başkan Erdoğan’ın farklı alanlarda faaliyetleri olan farklı görüşlerden STK ve platform başkanları ile yüz yüze görüşmesi faydalı olacaktır.

Siyasetçi ve bürokratlarımız STK’ların devletin işine karışarak yön vermeye çalışabilirler endişesi taşıdıklarını gözlemliyoruz, bu haksız bir endişe değil elbette ama işin bu noktaya gelmesinin en büyük sebebi yine siyasetçiler ve bürokratlardır.

Bürokratlar STK’lar ile istişare etmeli, kurumsal işbirliği de yapmalı ama İdeolojik, gayri meşru ve çıkar üzerine değil, şeffaf ilkeli ve ölçülü olmalı herkes duracağı yeri bilmeli.

STK’lar sivil duruşunu bozmadan hiçbir siyasi oluşuma yamanmadan arka veya ön bahçesi olmadan, meşru ve doğru işlerin içinde olmalı ve kişisel hesaplardan uzak durmalıdır.

Bürokratlarımız kendi çaba gayret ve icraatları ile yükselmeli, hiçbir şahıs veya kurumları basamak yapmamalı, tüm STK’lara eşit mesafede olmalı, işini iyi ve kaliteli yapan başarılı kurumlar ve işin ehli yöneticiler ile işbirliği yapmalı işine geldiği gibi değil…

Devletin kendi STK’larını oluşturmaya çalışması, gönüllü çalışan kurumları harcamasını gerektirmiyor. Gerçek ama acı şöyle bir durum var, devlet memuru ile gönüllü olarak çalışanların ortaya koyduğu performans ve samimiyet aynı orantıda olmayacaktır.

Aile, gençlik, çocuk, spor, doğa, eğitim, yardım gibi birçok alanda faaliyet gösteren on binlerce dernek ve vakıfların toplumda bir denge unsuru olmakla birlikte, kamuoyunun nabzını da sağlıklı bir şekilde tutma imkânına sahip, bu yüzden STK’lar raporlar hazırlıyor sorunları tespit ediyor çözüm önerileri sunuyor kamuoyunu bilgilendiriyor.

FETÖ yapılanması ile başlatılan mücadele sürecinde, tüm STK’ları içerisine alarak ve genişletilerek devam ediyor.

İş STK’ların faaliyetlerini incelemenin ötesine geçmiş, açık arama suç bulma ve cezalandırmaya dönüşmüş durumda…

FETÖ ile kirli ilişkiler geliştiren ve bu yapıya her türlü desteği veren önlerini açan bürokratlar değil, nitelikli kaliteli şeffaf çalışan birçok kurum ve yöneticileri töhmet altında bırakılıyor ve bedel ödetilmek isteniyor.

İktidar, sağ sol, muhafazakâr kim gelirse gelsin hep aynı yöntem aynı sonuç “din üzerinden bir operasyon başlatılıyor” üç beş kukla tutuklanıyor, ülkeye ihanet eden vatan haini, istismarcı, hırsız arsız kim varsa, bir şekilde kılıfını buluyor, isnat edilen suçlardan kurtuluyor keyfine bakıyor.

Geriye hak etmediği halde bedel ödeyen on binlerce saf samimi vatandaş, STK gönüllüsü, idareci, çalışan, bağışçı dindar insanlar kalıyor…

Meselenin daha iyi anlaşılması için bir örnek FETÖ ile başlayan mücadelede gelinen son nokta

İhanet cephesi yurtdışında

Ticaret cephesi parayı verdi serbest kaldı

İbadet cephesi cezaevinde ve onlara yoldaşlık yapan binlerce FETÖ mağduru mahkûm.

yazının devamı..

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.