Mahmut Eraslan: Ahmet Hakan KADEM’e onursal başkan olsun
Ahmet Hakan KADEM’e onursal başkan olsun
Eğer canınız kavga istiyorsa bizim mahalleye buyurun mutlaka dövebileceğinizi birilerini bulursunuz!
Kendi içimizde yaptığımız (cemaatler, hocalar, müritler) kavga yetmezmiş gibi birde din düşmanlarının ekmeğine yağ sürmek gibi kötü bir alışkanlığımız var. Bu sadece Türkiye ile sınırlı bir sorun değil, halkı Müslüman olan ülkelerin yönetici ve hocalarına baktığımızda aynı sorunları görüyor “Müminlere karşı şedit, kâfirlere karşı yumuşak ve işbirlikçi” olduklarına şahitlik ediyoruz.
İslam’ı yaşam tarzı olmaktan çıkarma adına yoğun çaba harcayan batı, kendi inançlarını bize allayıp pullayıp içimizdeki insanların elleriyle, hayata geçirmeye çalışıyorlar. İstanbul Sözleşmesi bu projelerden sadece bir tanesidir.
Aile Bakanlığı ve KADEM’in İstanbul Sözleşmesi gibi yanlışları savunması yüzünden bizim mahallede çok ciddi bir tedirginlik var.
Yeni Şafak gazetesi yazarı Ayşe Böhürler hanımefendi “Başınıza İstanbul sözleşmesi kadar taş düşsün” başlığını attığı köşesinden Sayın Yusuf Kaplan’a bir entelektüelin nasıl olması ve nasıl düşünmesi gerektiğini izah ettiği yazısı ile seslendi bizim mahalle sakinlerine.
Ak Parti Tokat Milletvekili ve Ak Parti Grup Başkanvekili Av. Özlem Zengin, Ahmet Hakan'ın yazısını alıntılayarak; “Zor zamanda doğru anlaşıldığınızı bilmek fevkalade kıymetli... Teşekkürler Ahmet Hakan.”diyerek sosyal medya hesabından paylaşım yaptı.
"Benim safım belli: Ben KADEM'ciyim" başlıklı yazısında ailenin korunması, mahremiyeti ya da kutsallığı adına kadına şiddet, boşanmak isteyen karılarını öldürmek, kutsal değerlerin arkasına saklanarak kadınlara yönelik her türlü ayrımcılığı ve şiddeti meşru göstermeye çalışanlara alan açmamak için KADEM’ciyim, diyen Ahmet Hakan’ın bu konudaki görüşlerine karşı çıkabilecek çok kişi olduğunu düşünmüyorum.
Burada karşı çıkılan, Aile Bakanlığı ya da KADEM değil, savunup sahip çıktığı bireysel özgürlükler adı altında bizim mahallenin inanç, kültür ve gelenekleriyle örtüşmeyen toplumu ifsat eden sinsi projelere karşı duyulan endişe ve son günlerde LGBT gibi gayri ahlaki ilişkilere verilen destektir.
Aile gibi en güçlü kurumumuz sarsıntı geçiriyor, kadınları koruma refleksi ile çıkarılan kanunlar bu defa da erkeklerin mağduriyetini doğuruyor, boşanmalar artıyor, yuvalar yıkılıyor, çocuklar ortada kalıyor, çözüm üretmediği gibi sorunları büyüten bu anlayış ve yasalarda ısrar etmenin kime ne faydası var?
Kadem yöneticileri, âlimlerimiz, yazarlarımız, entelektüellerimiz, aileler tarafından verilen tepkileri anlamak, kendilerini gözden geçirmek yerine hâlâ bizi anlamıyorlar diye feryat ediyorlar.
Anlaşılmayı beklemek yerine anlamaya çalışsaydınız sorun çoktan çözülmüştü ama feminist duygularınız, vahyin önüne geçen aklınız, algınızı, anlayışınızı, gözlerinizi kör etmiş durumda.
Hatırlıyor musunuz? Aile yapımız güçlü, geniş akrabalık bağlarımız vardı, sorunlarımız adliyede hâkim karşısında değil aile büyüklerimizin hakemliğinde çözülürdü.
O günlerde ne Aile Bakanlığı ne KADEM ne de türevi kurumlar vardı.
Ne oldu bize ki ayrılığa düştüğümüz konuları Allah ve Resulüne götürmüyor, âlimlerimizi, aile büyüklerimizi aşıp adliyede sorunlarımızı çözmeye çalışıyoruz.
Neden İslam hukuku değil de beşeri hukuk hayatımızda belirleyici unsur oldu?
Sorunların çözümünü insanlar mı daha iyi biliyor Allah mı?
Bizim mahallenin demokratlarına ve KADEM’eçağrımdır, Ahmet Hakan’ı onursal başkan olarak ilan etsinler.
Sadece bizim mahallede sorun yaşayan kadınlara değil, zorba, zalim, mafya ağına düşmüş, her gün onlarca erkeğin koynuna sokulan kadınların mahallesine de bir uğrayın.
Lüks otellerde başarılı kurum müdürleri, para babası ihtiyarların yataklarına servis edilen yeni yetme çocuklara…
Eşinin maaşı ile yetinmemesi için çalışmaya teşvik ettiğiniz kadınların huzur evlerine gönderdikleri anne ve babalarına…
Anne baba ilgisine muhtaç kreşlerde büyüyen çocuklara…
Eşlerinin azgınlıkları ile hayatı zindana dönen erkeklere…
Uyuşturucu madde bağımlısı gençlere…
Sahip çıkın tüm mağdur, mazlum ve zarar görmüşlere.
Ayrım yapmak yakışmaz insan olana, adalet bunu gerektirir değil mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.