m. emin andı: san'atçının eseri üzerindeki hak iddiası..

m. emin andı: san'atçının eseri üzerindeki hak iddiası..
'aslında tüm san'atçılar bir tek san'atı ve o san'atın san'atçısını taklid ederler ama, ne izin isterler çoğu, ne de teşekkür ederler..'

san'atçının eseri üzerindeki hak iddiası

insan, ruhu itibariyle sonsuzluğa müteallik yaratılmıştır. asıl yurt ahiret yurdu olması sebebiyle orada güzelin ve güzelliğin sınırı yoktur. bu yönü îtibariyle san'at eseri diyebileceğimiz nice çalışma ve çaba vardır ki; hemen hepsi de mutlak mükemmeldir diyemeyiz. ne selimiye camii en mükemmeldir, ne de mona lisa tablosu... ''daha iyisi yapılamaz'' demek insana da, san'ata ve san'atçıya da bühtandır. bu gün için en iyisi olabilir belki, fakat daha iyisi daha güzeli yapılamaz demek/ sanmak eserlerin san'atçısını ilahlaştırmak olur.

çünkü; ancak allah'ın yarattığının daha iyisi-güzeli yapılamaz.

aslında san'at faaliyetlerinde bulunan tüm san'atçılar gerçek san'atçı (halık-ı mutlak)'ı taklit ederler. hatta bazıları bundan habersizde olsalar, bu böyledir.. evet allah'dan bahsediyorum. o'nun eserlerini taklid edenlerin, asıl takdirin, asıl övgünün, asıl saygının allah'a aid olması gerektiği bilinciyle hamd etmeleri gerekir. hayatı da veren, istidadı (kabiliyeti) de veren, uğraşacak zamanı ve imkanı.. da veren o allah'dır.

bazıları da var ki; kerameti kendinden menkul sanarak kibir/büyüklenme ile kasıntı içerisine girerler. istidat (kabiliyet)'ın yaratılışlarından itibaren kendilerine verildiği gerçeğini göz ardı ederek, ''ben yaptım'' egosunu ön planda tutarlar. icraa etmeye çalıştıkları faaliyetin yaratıcısının kendileri olduğunu zannederler.

halbuki yaratmak; olmayanı yoktan var etmektir.

dolayısıyla bu fiil sadece allaha mahsustur. yaratılmış olan insanların kendilerine verilen imkan ve istidat/kabiliyet/yetenek ile ortaya koydukları eserlerin yaratıcısı olmaları söz konusu dahi olamaz.

san'atçı, ortaya koyduğu eserin ilgi ve beğeni görmesini ister. evet..

göreceği ilgi ve alaka adeta san'atçının yakıtıdır. eserinin toplayacağı takdir onun motivasyonunu artırırken, yorgunluğunu da unutturur. san'atçı ruhu umumiyetle bunu böyle ister.

onun içindir ki, eserlerini ya neşrederek halka arz ederler, ya halkın görebileceği/duyabileceği/okuyabileceği alanlarda paylaşırlar, ya da açık veya kapalı alanlarda sergi açarlar.
san'atçı /ressam açtığı sergideki resimleri/eserleri paylaşmak için de açar, satarak geçimini sağlamak da ister... eserleri/ resimleriyle takdir görmek de. kimisi vardır ki reklamını yapmaktır tek gayesi ve hiç bir eseri/resmi satılık değildir. nihayetinde sergiyi açma sebepleri san'atçıdan san'atçıya göre izâfidir.

aslında tüm san'atçılar bir tek san'atı ve o san'atın san'atçısını taklid ederler ama, ne izin isterler çoğu, ne de teşekkür ederler.

böyleyken icraa ettikleri kendi çalışmalarının kendilerine ait olduğu iddiasıyla bir çoğu te'lifini istemekten geri durmazlar. hani bir yere kadar haksız da değiller! yaptıkları uğraşının, verdikleri emeğin bir karşılığı elbette olmalıdır. bir san'at eserinin sosyal paylaşımlar ile halkın beğenisine sunulması ve beğeni toplaması ise o eserin ücretidir. eserin sahibi bunu böyle bilmelidir.


san'atçının eserini ka açık platformlarda paylaşması, kopyalayıp duvarına asan veya çerçeveleyip hediye etmek amaçlı kopyalayan için de, pek âlâ izindir. Israrla eserin sahibinden izin alınmalıdır iddiası egoyu tatmin isteğinden başka bişey değildir. kimse kimsenin mücessem bir eserini araklamıyor. ortada orjinali san'atçının kendisinde olan bir eser var; gördüğümüzde gözümüzü ve gönlümüzü sürûra erdiren... oldu olacak görenler de göz kirası versin ya da san'atçısından "imrenerek baktım, beğendim, hakkını helâl et" diyerek helâllik istesin.
saygı değer san'atçılar!
madem sizin emeğiniz ve mutasarruf biziz diyorsunuz..!

hem madem esere maddi bir değer bekliyorsunuz..

o halde saklayın size ait olanı. sizin için değerli olan diğer sakladıklarınız gibi eserlerinizi de saklayın..! ta ki; maddi değerini ödeyen çıkmış olsun..

hem sizler hangi renklerin hangi tonuyla bir birleri arasında uyumludur/kombine edilebilir! bunu bir yerlerde görmenize rağmen kimden izin alarak aynı şekilde evinizi boyattınız?

allah aşkına söyler misiniz!.. hangi gördüğünüzde beğendiğiniz, sonra da tarif edip yaptırdığınız evin, yada mobilyanın, tasarımını yapan san'atçıdan musade alarak yaptırdınız!!?
yada dinlediğiniz hangi müziğin telifini ödediniz..?
peki ya..hangi mîmar etkilendiği bir yapının beğendiği detayını/bölümünü kendi projesinde/eserinde uygularken

yazının devamı..

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.