Kuytul grubu, keşke cemaat olsaydı!
İşte Karahasanoğlu'nun söz konusu yazısı:
Kuytul grubu, keşke cemaat olsaydı!
Müslümanların dinî ibadetleri yasaklanırken..
Namaz kılmaları engellenirken..
Başlarını örtmeleri, okullardan atılma sebebi yapılırken..
“Müslümanların faaliyetleri yasaklandı” diyemeyenler..
Şimdi..
Adana’da kurulu, cemaatten çok siyasi parti gibi faaliyet süren..
Ama her yaptığı açıklamada duvara toslayan bir gruba yönelik operasyonu “Bir cemaatin daha faaliyetleri yasaklandı” başlığı ile haberleştirmişler..
Kim mi?
Bildiğiniz; FETÖ karşıtı gibi görünüp.. FETÖ’ye destek için çalışan..
Soldan çarklı internet siteleri..
Erbakan hocayı..
Onun etrafında toplananları..
Sabahtan akşama kadar “dini siyasete alet etmekle” suçlayanlar..
“Alparslan Kuytul”da ne bulmuşlarsa..
Onu hemencecik, “cemaat” yapıvermişler..
Kendisine “cemaat” diyen FETÖ’nün müslümanlara verdiği zararları daha temizleyemeden..
Şimdi bir de Alparslan Kuytul’u cemaat yapıp, onu başımıza bela edecekler..
Alparslan Kuytul’u adeta överek, “cemaat” olarak tanımlayan soldan çarklı internet sitelerindeki haberi okur okumaz, yorumum şu oldu:
“Keşke onlar cemaat olsaydılar da.. Cemaat olarak kalsaydılar da.. Şimdi onlara birileri operasyon yapıyor ise.. Biz de onları savunsaydık..”
Ama nerede?
Hani, cemaat nerede?
Dini anlatan..
“Benim işim dini anlatma.. Dini anlatmayı engelleyen olursa, onunla mücadele etme.. Bizim işimiz siyaset değil. Günlük politikalar değil” diyen cemaat nerede?
Yanlış anlaşılmasın.
Devletin sunduğu laiklik anlamında bir sistem önermiyorum..
Yıllardır karşı çıktığımız, dindarların siyaset yapmalarını önlemek isteyenlerin sergiledikleri tavrın tekrarına imza atmıyorum..
Söylemek istediğim, “sadece hocalık yaptığını, siyasetle uğraşmadığını söyleyen kişilerin.. Şu veya bu menfaat sebebi ile.. Şu veya bu baskı ile.. Siyasi partiler arasında bir tercihte bulunup.. kendi grubuna da bunu dikte ettirmesi..”
Aslında dini siyasete alet etmek, tam da bu işte..
Erbakan siyasetçi idi..
Din adamı değildi..
Dinî kavramları önceliyor olabilir..
Ama kendisi din adamı değildi..
Tayyip Erdoğan da ha keza..
Bir siyasetçi..
Erdoğan da dinî kavramlara özgürlük bakış açısı ile yaklaşıyor olabilir..
Ama Erdoğan da din adamı değil..
Dolayısı ile..
Erbakan’a da, Erdoğan’a da.. “Dini siyasete alet ediyor” eleştirisini yöneltmek mümkün değil..
Ancak.. Din adamı olduğunu söyleyerek kamuoyunun önüne çıkan..
Sonrasında ise, siyasî açıklamalar yapanlar var.
Dinî kavramları anlatırken..
Araya siyasî değerlendirmeler sokuşturanlar var..
Alparslan Kuytul gibi.
Düşünün..
Dinî bir cemaat iddiası ile ortaya çıkıyor..
İslam’ı anlatıyor.
Öyle görünüyor..
Ama bir bakıyorsunuz..
Dinleyenlerden soru gelmiş gibi yaparak..
Onları da aptal yerine koyarak..
Günlük politika ile ilgili dört dörtlük tarafgirlik kokan yorumlar yapıyor..
Mesela..
“Tayyip Erdoğan’ın işi bitirilmiştir” diyor..
Ne demek bu?
Hani şunu dese, anlarım: “Başörtü yasağını kaldıran, özgürlüklerin önünü açan Tayyip Erdoğan aleyhine karanlık mecralar karar aldı.. Maalesef Tayyip Erdoğan bitirilmek isteniyor” dese..
Anlarım..
Gerçekten de..
Birçok insanda..
Başörtüsü yasağı kaldırıldığı tarihte, bu kanaat vardı..
Hatta daha öncesinde, Mavi Marmara gemisi olayında..
Daha öncesinde.
Davos tartışması sırasında Tayyip Erdoğan’ın “one minute” çıkışında..
Yaygın bir kanaat olarak, “Tayyip Erdoğan artık bir daha iktidara gelemez. İşi bitirilmiştir” propagandası yaygınlaştırılmıştı..
Ama bunu desteklemek var..
Bir de..
“Tayyip Erdoğan’ı bitirmek isteyecekler.. Ama biz de buna engel olmaya çalışacağız” demek var..
Alparslan Kuytul’un yaptığı hangisi idi?
“Erdoğan’ı bitirecekler.. Bu bizi ilgilendirmez. Bitirirlerse bitirsinler..”
Bunu söyleyen birisinin başında olduğu gruba biz nasıl cemaat diyeceğiz?
Hatırlayın..
Suriye’nin saldırısı sonrasında..
Bir Suriye uçağını vurduğumuzda.. Suriye uçağı düşürüldüğünde..
Suriye’nin mağdur olduğunu iddia edip..
Suriye’nin şamar oğlanına döndüğünü iddia edip..
Adeta tehdit ederek..
Tahrik ederek..
“Suriye uçağını düşürmek kolay.. Rus uçağını düşür de görelim.. Düşürsene hadi düşürsene” diyen..
Allah’ın tevafuku..
FETÖ’cüler de düşürse..
Yanlışlıkla da düşürülmüş olsa..
Bilerek de düşürülmüş olsa..
Hangi ihtimali baskın görürseniz görün..
Sonunda Türk askeri tarafından, bir Rus uçağı düşürüldüğünde..
Şaşıp kalan..
Birkaç ay öncesinde söylediği sözleri hatırlayamayan..
“Bizim siyasetle işimiz olmaz. Olmamalı.. Yanlışa düştük. Hata ettik. Biz kendi işimize bakalım” özeleştirisini yapamayan..
AK Parti hükümetine yönelik saldırılarını sürdüren..
“Cemaatlere baskı yapılıyor” diyerek..
Kendince gördüğü hayalleri FETÖ’cülerin propagandası için piyasaya süren..
“Ben de FETÖ mağduruyum” dediği halde..
FETÖ’cülerin kendisinde büyük bir hazine bulduğu..
Ve son gözaltıların da..
FETÖ’cü internet sitelerinde, “AKP rejimi baskılarına Kuytul’dan cevap: Biz yola her şeyi göze alarak girdik. AKP rejimi tarafından muhalif her kesime sürdürülen baskıların son yeri Furkan Vakfı oldu” şeklinde haber olan zat..
Kısa süre önce, AK Parti’ye karşı savaş açtığını ilan eden zat..
Bilmiyorum, şimdi ne düşünüyor?
“Müslümanlar bana sahip çıkmıyor” diyebiliyor mu?
Yoksa, “Kendim ettim, kendim buldum” özeleştirisini yapmaya başladı mı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.