'Kürtlere, Türk milliyetçiliği millete ihanettir'
1980 öncesinde milliyetçi görüşleriyle tanınan Mümtazer Türköne Kürt sorunu ile ilgili "Kürtlere karşı Türk milliyetçiliği yapmak millete ihanettir. Kim ki Türkiye'nin ana sorunu olan Kürt sorununu çözerken milliyetçilik yapıyorsa, ya satılmış bir hain, ya da sırılsıklam bir ahmaktır." dedi.
1980 öncesinde milliyetçi görüşleriyle tanınan ve 1980 askeri darbesinden sonra tutuklanıp ağır işkencelere maruz kalan, Türk milliyetçiliğin fikir babalarından akademisyen Mümtazer Türköne Taraf gazetesinin hazırladığı "Milliyetçilik ölüyor mu dönüşüyor mu?" dosyasında Kürt sorunu'na dair çok sert çıkışlar yaptı. Türkiye'de milliyetçilik kavramı ve temsilcisi partileri sert biçimde eleştirmesi ile gündeme gelen Türköne bu çıkışıyla da şimşekleri üzerinde toplayacak.
Kürt sorunu çözülürken milliyetçilik yapılmaması gerektiğini söyleyen Türköne, "Milliyetçilik yangına benzinle gitmek gibidir. Kürtlere karşı Türk milliyetçiliği yapmak millete ihanettir. Kim ki Türkiye'nin ana sorunu olan Kürt sorununu çözerken milliyetçilik yapıyorsa, ya satılmış bir hain, ya da sırılsıklam bir ahmaktır. " dedi?
Türköne'nin tepki çekecek sözleri bunla da kalmadı. ülkücü milliyetçiliğin bugünkü durumunu da değerlendirdi. Türköne Kürt sorununun şekillendirdiği bir milliyetçiliğin egemen olduğunu ve bu yüzden daha çok tepkisel ve teorik olarak çok zayıf gördüğünü ifade etti.
"Saf retorikle durumu idare ediyorlar" diyen Türköne, Türk Ocakları'nda daha rafine ve kişiliği olan bir duruş olduğunu ve Türk milliyetçiliğinin tarihî mirasını MHP'nin değil Türk Ocakları'nın temsil ettiğini söyledi.
MHP'nin grup toplantılarındaki söylemlerine de değinen Türköne "Ülkücülüğün çok sade bileşenleri var. "Türklük siliniyor", "Türkiye bölünüyor" retoriği, tepkisel bir taşra radikalizminin biçimlendirdiği dayanışma çağrısı ve uluslararası gelişmelerin tamamının boca edileceği bir ABD-İsrail komplosu veya heyulası" dedi.
"Ülkücülerin internet sitelerini -bu konuda çok ileriler- yakından takip ediyorum" diyen Türköne "Milliyetçilik adına yeni, dişe dokunur bir şey var mı diye takip ediyorum. Çok yetenekli, cevval gençler var; ama orijinal bir şey yok. Kürt sorunu her tarafı kaplamış ve duygusal tepkilerin üzerine çıkacak bir fikir pusulası görülmüyor." Diyor
"MHP, ülkücü milliyetçilik için ne ifade ediyor?" sorusuna da yanıt veren Türköne "MHP'nin asıl gücü genel merkezinde değil, taşra teşkilatlarındadır. Bahçeli'nin grup konuşmaları dışında MHP'de bir aşama belirtisi yok. Gençler de bu durumdan rahatsız. MHP liderliği, çok atak ve arayış içindeki yeni nesil ülkücüleri kesmiyor. Ülkücülük ciddi bir potansiyel! Bu potansiyelin kendini gerçekleştireceği alanlara ihtiyacı var. MHP bu alanları açamıyor. Donmuş, katılaşmış vaziyette. Siyasetten önce fikri önderliğe ihtiyaç var. Galiba MHP de tabandaki değişim arayışlarının baskısı altında" diyor.
Başbakan Erdoğan'ın "Biz milliyetçiliğin her türlüsünü ayaklar altına aldık" sözü sorulan Türköne, bir Türk milliyetçisi olarak Başbakanın çok doğru ve çok isabetli bulduğunu Kürt sorununu ve terör sorununu çözebilmek için iki taraflı milliyetçiliğin ateşini düşürmek gerektiğini anlatıyor.
Türköne Kürtlere karşı Türk milliyetçiliği yapmayı ağır bir dille eleştiriyor. Türköne "Milliyetçilik yangına benzinle gitmek gibidir. Kürtlere karşı Türk milliyetçiliği yapmak millete ihanettir. Kim ki Türkiye'nin ana sorunu olan Kürt sorununu çözerken milliyetçilik yapıyorsa, ya satılmış bir hain, ya da sırılsıklam bir ahmaktır. Bir milliyetçi, Kürtlerin de kendilerine özgür iradeleri ile eşit ve onurlu bir yer bulabilecekleri bir millet tanımı yapamıyorsa kaldırsın kendisini uçurumdan aşağıya atsın. Başbakan etnik milliyetçiliği, yani soyu ve kanı işe bulaştıran milliyetçiliği mahkum ediyor. Türk milliyetçiliği, başlangıcından itibaren kültür milliyetçiliği olarak gelişmiştir. Milliyetçi kültürel ortak paydalara bakar. Türk ile Kürt'ün kültürü ortak ise ikisi aynı millettir." diyor
Türköne kendisini Bişkek'te veya Aşkabat'ta yaşayan Orta Asyalı bir Türk'e değil, Diyabakırlı, Vanlı bir Kürt'e daha yakın hissettiğini söylüyor ve bin yıl içinde bu topraklarda bambaşka bir toplumun ortaya çıktığını ve Orta Asyalı ile değil ama Kürt ile ortak bir geleceği olduğunu anlattı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.