Kürt Sorunu Çözülür (mü)?

Kürt Sorunu Çözülür (mü)?
 Elbette dış dinamikleri unutmamak lazım. ABD, Avrupa Birliği ve Rusya olmadan bu sorunu çözemeyiz. En azından çözülemediği gün gibi aşikar.Türkiye...

 

Elbette dış dinamikleri unutmamak lazım. ABD, Avrupa Birliği ve Rusya olmadan bu sorunu çözemeyiz. En azından çözülemediği gün gibi aşikar.

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu 1923?den beri aynı sorunlarla boğuşuyor. Dindar Müslümanların inançlarını bir türlü istedikleri gibi yaşayamaması, Alevilerin yok sayılması, Kürtlerin sistemden dışlanması, azınlıkların yok edilmesi bu sorunların sadece birkaçı?

Her şeyi masa altına süpürüp nasıl olsa zamanla çözülür düşüncesi artık bir işe yaramıyor. Meselelerle gerçekten yüzleşilirse bazı adımlar atılır. Türkiye?nin bir türlü yüzleşmek istemediği sorunlardan biri Kürt meselesi? Peki Türkiye bu sorunu nasıl içinden çıkılmaz bir hale soktu? Elbette iktidardaki partilerin beceriksizliği ve askerlerin bu meseleyi son yıllara kadar tamamen kendi tekelinde tutup çözümsüzlüğü bir çözüm gibi göstermesiyle. Tıpkı Kıbrıs meselesi gibi? Dış politika gibi?

Mustafa Kemal Kurtuluş Savaşı?nda biliyoruz ki, Kürtlerden büyük destek aldı. Bazı gizli görüşmelerde Kürtlere özerklik vaad ettiği bile iddia edildi. Ama savaş kazanılıp Atatürk istediği gücü elde edince bu sözünü unuttuğu bile söylendi. Atatürk döneminde irili ufaklı birçok Kürt isyanı çıktı ve hepsi bastırıldı. Ne yazık ki sorunun üstü örtülünce sorun çözülmüş olmadı.

Kürt sorunun hiç hissedilmediği dönem 1950-60 arası Demokrat Parti iktidarı oldu. Sonra yeniden isyanlar çıktı. 1970?lerin sonunda terörist başı Apo?nun PKK?yı kurmasıyla Kürt sorunu başka bir hal aldı. Yaklaşık 30 yıldır süren bu savaş hala devam ediyor. Ve Türkiye Cumhuriyeti devlet olarak maalesef başladığı noktada dönüp duruyor.  Kürtlere dil kursu açma, TRT Şeş gibi bazı haklar tanındı. Hatta Kürtçe enstitüler bile kuruluyor. Ama Türk devleti bu hakları belki 10 sene önce verse Kürt sorununu çözmede ciddi adımlar atılmış olabilirdi. Artık Kürtler şu anda bu haklardan pek tatmin olmuyor. Sürekli daha fazlasını ister konumdalar. Kürtlerin CHP?si konumundaki BDP de sorunu pek çözmek taraftarı değil. Sürekli İmralı ağzıyla konuşuyorlar ve ne yazık ki mesele çözüme değil çözümsüzlüğe itiliyor. Eskiden askerlerin yaptığını şimdi BDP yapıyor.

Diyelim ki devlet oturdu ve Kürtlere Kürtçe isim serbestisi ve bazı konularda kolaylık sağladı. Kürtler tatmin olacak mı? Elbette hayır. Kürtçenin resmi dil olmasını ve okullarda Kürtçe eğitim verilmesini talep edecekler. Başbakan Tayyip Erdoğan da bunun olamayacağını her fırsatta vurguluyor. Tek bayrak, tek millet, tek dil vurgusunu sürekli yapıyor. Her üç Kürtten ikisinin de seçimlerde AK Parti?ye oy verdiği ortada. Peki ne olacak?

PKK kanlı eylemlerine olduğu gibi devam edecek? Asker terör örgütüne karşı operasyonlarını elbette sürdürecek.  Sonra??

Kürt meselesine ciddi biçimde kafa yoran Altan Tan bu konuda şöyle diyor: ?PKK terör eylemlerine son vermiyor diye devlet faili meçhul mü yapacak? Yaptı. Köyleri mi boşaltacak? Boşalttı. Operasyon mu düzenleyecek? Hep yaptı.  Devlet kalktı, hava kuvvetleriyle büyük bir operasyon yaptı. O zaman da NATO gelir, olaya el koyar. Bölünme işte o zaman olur.? Altan Tan bu yorumunda son derece haklı. 

Kürt meselesi her halükarda karşılıklı müzakere ve diyaloglarla çözülür. Şiddetin bir çözüm olmadığı artık iyice anlaşıldı. Bir sorunu 80 yıldır görmemenin de bir işe yaramadığı görüldü.  Oturup konuşarak bu meselenin çözülmesi şart.

Elbette dış dinamikleri unutmamak lazım. ABD, Avrupa Birliği ve Rusya olmadan bu sorunu çözemeyiz. En azından çözülemediği gün gibi aşikar.

Ayrıca devletler bir sorunu çözmek için masadaki tüm alternatifleri düşünür, inceler, tartar. Gerekirse Apo?yla da konuşulur, Barzani?yle de. Zaten görüşüldüğünü de biliyoruz.

Eğer yakın zamanda Kürt sorununu çözmek için ciddi adımlar atılmazsa, bu mesele iyice kangren halini alır. Çözümsüzlük çözümdür diyen, meseleyi zamanı yapıp Kürtleri asimile etmeyi hesaplayan Kemalist ideoloji ve onun mensupları bilsinler ki, bu yol yol değildir.

Yepyeni bir anayasa yapıp bu meseleyi ?tabii Alevilerin sorunları, dindar Müslümanların sorunları, özgürlüklerin genişletilebileceği diğer konular da bu anayasaya dahil edilmeli ?halletmeye çalışmak galiba en iyisi. Türkiye akil adamlarını devreye sokup kendisine sıkıntı veren sorunları artık çözmeli. Yoksa bu sorunları halletmeden birinci sınıf ülke olamayız.  

Cem Küçük - Haber 7

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.