Kürdistan Bölgesi'ne ihracat 12 milyar dolar!

Kürdistan Bölgesi'ne ihracat 12 milyar dolar!
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker Yeni Teşvik Yasası Diyarbakır'da yatırımcılara anlattı. Eker tarımdaki ihracata dikkat çekti ve Kuzey Irak ile...


Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker Yeni Teşvik Yasası Diyarbakır'da yatırımcılara anlattı. Eker tarımdaki ihracata dikkat çekti ve Kuzey Irak ile 11 milyar dolarlık ihracat yapıldığını söyledi.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, 2011 ve 2012 rakamlarına göre tarım sektöründe AB'den 3 kat daha fazla büyüdüklerini söyledi.

Diyarbakır Cahit Sıtkı Tarancı Kültür Merkezi'nde Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın da katıldığı yeni Teşvik Yasası tanıtım toplantısında konuşan Eker, yeni teşvik sistemi ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) rakamlarının burada açıklanmasının Diyarbakır'a verilen önemin göstergesi olduğunu vurguladı.

Türkiye ekonomisinin büyük bölümünü hala ana sektörü itibarıyla tarımın oluşturduğunu belirten Eker, ''Gerek istihdam, gerek milli gelire katkısı bakımından önemlidir. Türkiye'nin tarihsel marka alanını gıda ürünleri oluşturuyor. Hem dış ticaret potansiyeli bakımından, hem de buradaki ekonomik faaliyeti gerçekte daha etkin, daha çok istihdam yaratacak bir faaliyete dönüştürmek bakımından, tarım ve hayvancılığın bu bölgede geliştirilmesi son derece önemlidir'' dedi.

''2011 ve 2012 rakamlarına göre tarım sektöründe AB'den 3 kat daha fazla büyüdük''

Bakan Eker, Türkiye tarım sektörünün son 8 yılın 7 yılında pozitif olarak büyüdüğünü, geçmiş yüz yıla bakıldığı zaman tarım sektörünün üst üste 3 yıl büyüdüğünün görülmesinin istisna olduğunu kaydetti.

Tabiat şartlarına bağlı bir şeyler olduğunda, büyümenin hemen azaldığını ifade eden Eker, şöyle dedi:

''Ama alınan tedbirlerle tarımın tabiat şartlarına bağımlılığı minimum seviyeye çekiliyor. Bu nedenle de tarım sektörü Türkiye'de pozitif şekilde büyüdü. 2011 yılında yüzde 5,6 oranında büyüdü tarım sektörü. AB'nin 2011 tarım sektörü büyümesi sadece yüzde 3. 2011 ve 2012 rakamlarına göre biz tarım sektöründe AB'den 3 kat daha fazla büyüdük. Türkiye son 10 yılda tarım sektörü hasılatını 23 milyar dolardan, 62 milyar dolara çıkardı.

Geçen hafta Malta'daydım Akdeniz ülkeleri tarım bakanları toplantısı vardı. Orada da konuşuldu AB ülkeleri içerisinde Türkiye 62 milyar dolarlık hasılasıyla bir numaraya yükselmiş durumda. son 5 yıldır biz buraya geldik yerleştik. 5-6 yılda Fransa, İspanya ve İtalya'yı tarım sektörü hasılasında geçtik. Dünyada da sadece bizden büyük kıta ülkeleri var.

Çin, Hindistan ve ABD gibi ülkeler var. Bu ihracata da yansıdı. İhracatta bundan 10 yıl önce Türkiye 4 milyar dolarlık tarım ürünü ihraç ediyordu, bugün 15 milyar dolarlık ihracat yapıyor. Dolayısıyla buna baktığımız zaman önemli bir performans var. Yüzde 283'lük bir ihracat artışı var. Tarım ürünlerinin ihracatının bu kadar ilerlemesi elbette durduk yerde olmadı, destekleme politikalarında ciddi stratejik değişiklikle oluştu.''

''2003-2012 yılları arasında Türkiye'ye tarım için 6 milyar dolarlık yabancı sermaye geldi'

Eker, daha önce 161 ülkeye tarım ürünleri ihracatı yaptıklarını, şimdi ise 186 ülkeye ihracat yaptıklarını bildirdi.

Bin 400 adet tarım ürünü ihraç edilirken şimdi bin 532 ürün ihraç edildiğine dikkati çeken Eker, şunları söyledi:

''Yaş meyve sebzede ihracat 1,6 milyon iken 3,3 milyon tona çıktı. Bu tabii küresel sermayenin de ilgisini çekiyor ve son yıllarda 2003-2012 yılları arasında 6 milyar dolarlık Türkiye'ye tarım için bir yabancı sermaye geldi. Türkiye'deki yerli ortaklarla birlikte bu kadar tarım sektörüne yatırım yaptılar. Gıda ve tarım maddeleri ihracatı ile ilgili şöyle bir gelişme var.

Eskiden Türkiye sadece bir pazarda ürünlerinin büyük bir bölümünü ihraç ediyorken, şimdi alan genişledi. Avrupa'ya 2002 yılında yüzde 55 oranında ihracat yapılıyordu bunun payı yüzde 43'e düştü. Ancak Asya ülkelerine yapılan ihracat yüzde 18 iken, yüzde 36'ya çıktı. yani daha geniş bir alana doğru yayılıyor. Dün AK Parti olarak kongremiz vardı.

Orada yabancı devlet adamları vardı. Sayın Mesut Barzani de geldi kongremizde bir konuşma yaptı. Türkiye'nin Irak'a yaptığı ihracatın 12 milyar dolar civarında olduğunu bunun 11 milyar dolarlık kısmanın Kuzey Irak'a, oradaki Kürdistan Özerk Bölgesi'ne yapıldığını söyledi. Tabii bu bölgeden yapılan ihracat açısından komşu olmamız hasebiyle son derece önemlidir.

Çünkü burada büyük bir gelişme imkanı var. Biz bu gelişmeyi altyapı ile iyi kanalize eder, iyi işletirsek burada üretebileceğimiz tarımsal ham maddeleri, özellikle gıda sanayi ürünlerini bu pazarlara doğru çok daha rahat bir şekilde döndürebiliriz.''

Burada gelişmenin en önemli alanlarından bir tanesinin de GAP Eylem Planı olduğuna değinen Eker, bakanlık olarak GAP Eylem Planı ile ilgili ayrılan ödeneklerinin 1 milyar 400 milyon lira olduğunu, bunun 1 milyar 200 milyon lirasını kullandıklarını ve yıl sonuna kadar kalan miktarı da kullanacaklarını kaydetti.

Eker, GAP Bölgesinde tarıma dayalı 621 sanayi tesisine yüzde 50 hibe desteği vererek tamamladıklarını ve şu anda bölgede 100 bin tonun üzerinde ilave süt üretildiğini, son birkaç yıl içerisinde tamamladıkları projelerle ciddi şekilde bir süt üretimi yapılmaya başlandığı ve artık sanayicilerin arzu ettikleri atılımı burada gerçekleştirebileceklerini söyledi.

''Şantiyeyi basıp aracı yakanlara 'dur bakalım' diyebilmemiz lazım''

Bakan Eker, hükümet olarak Kürt sorununu demokratikleşme ve sivilleşme yoluyla çözme konusunda hiçbir dönemde, hiçbir zaman cesaret edilmeyen adımları attıklarını vurguladı. Eker, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Fakat, sorunu kan dökmek, daha çok kan dökmek suretiyle kendi politik çıkarları doğrultusunda büyütmeye çalışan veya bir takım karanlık güçler bu içeride olabilir, dışarıda olabilir, onlara taşeronluk yapan bir terör örgütü var. Bizim bunlara da sesimizi çıkarabilmemiz lazım. Onlara da arkadaş sen Diyarbakır'da kurulmuş atölyenin sahibinden ne istiyorsun? neden onun iş makinasını yakıyorsun? diyebilmemiz lazım.

Onları demediğimiz zaman, sadece tek başına efendim 'işte şiddet dursun, kan dursun' eyvallah. Gelip de şantiyeyi basıp aracı yakanlara önce bir 'dur bakalım' diyebilme cesaretini göstermemiz lazım. O nedenle burada evet demokratikleşme ve sivilleşme ile ilgili adımları atıyoruz. Ama bunu sabote eden bir örgüt var. Bunu sadece Diyarbakırlı Kürt ve AK Partili biri olarak söylemiyorum.

Bunu aklı olan vicdanı ve bilgisi olan herkes de bunu bilir. Ama bazıları korkar sesini çıkaramaz baskı, tehdit, şantaj altındadır, bunu bu şekilde söyleyemez. Susmak suretiyle de bir yere varamayız. Biz hükümet olarak, kamu olarak, devlet olarak bu bölgede yapılan yatırımlara asla ara vermeyiz, hızını kesmeyiz. Pabuç bırakmayacağız, bugüne kadar bırakmadık bundan böyle de yapmayacağız.

Eğer bizden öncekiler de bizim tavırlarımızı takınsalardı belki bugün bu noktada olmayacaktı, daha iyi durumlarda olurdu. Ama bombalasalar da, mayın da kursalar, saldırsalar da hizmetlerimizi sürdüreceğiz. Sivil toplum kuruluşlarından meslek örgütlerinden ricam şu; korkunun ecele faydası yok, bunu bilin. Haksıza haksız diyeceğiz ve önünde duracağız.

Önünde duramadığımız sürece, bunu diyemediğimiz sürece veya sessiz kaldığımız sürece bir yere varamayız. Çünkü haksızlık var, zulüm var. Neden herkes senin gibi düşünmek zorunda arkadaş? Herkes senin gibi düşünmek zorunda değil. Herkes senin istediğin yerlere oy vermek zorunda değil. Bunu baskıyla, hayata geçirmeye hakkın yok. Buna hayır diyebileceğiz.''

Kaynak: Ajanslar

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.