Kurban Bayramı’nda Göz Rahatsızlıkları Artıyor

Kurban Bayramı’nda Göz Rahatsızlıkları Artıyor
Op. Dr. Cüneyt Karaarslan, “Şeker hastalığı olarak da bilinen diyabet, kandaki glukoz seviyesinin yükselmesi ile ortaya çıkar. Kan şekerindeki artış, retina tabakasındaki kılcal damarları etkileyerek çalışmasını bozar ve görme kaybına yol açabilir.”

baklava.jpg

Kurban Bayramı’nda Göz Rahatsızlıkları Artıyor

Kurban Bayramı’nın yaşandığı bu günlerde tüketim alışkanlıklarımızda farklılaşabiliyor. Özellikle et ve şeker tüketiminin artışı ise diyabet hastaları için büyük riskler taşıyor. Diyabet rahatsızlığı ve diyabetin göze etkileri hakkında açıklamalarda bulunan Dünyagöz Adana’dan Op. Dr. Cüneyt Karaarslan, “Şeker hastalığı olarak da bilinen diyabet, kandaki glukoz seviyesinin yükselmesi ile ortaya çıkar. Kan şekerindeki artış, retina tabakasındaki kılcal damarları etkileyerek çalışmasını bozar ve görme kaybına yol açabilir.” şeklinde bilgi veriyor.

İnsülin salınımı veya etkisinin yetersizliği sonucu ortaya çıkan diyabetin, yoğun şekilde tüketilen et ve şeker ile birlikte artış gösterdiğini belirten Op. Dr. Cüneyt Karaarslan, “Kılcal damar hastalığı olarak bilinen diyabet, göz sağlığını birçok hastalığa karşı açık hale getirebiliyor. Özellikle 50 yaş üstü körlüğün birinci sebebi olarak karşımıza çıkan diyabet; diyabetik retinopatiden glokoma ve katarakta kadar birçok göz hastalığını da beraberinde getirebiliyor. Diyabetik retinopatinin meydana gelmesinde rol oynayan risk faktörlerinin başında, şeker hastalığının süresi geliyor. Diyabet tanısından sonraki ilk 10 yıllık süreçte retinopati görülme sıklığı oldukça yüksek. Hastalığın önlenmesi konusunda kan şekeri kontrollerinin yapılması ve kan şekerinin düzenli bir seyri olduğundan emin olmak oldukça önemlidir.” diyor.

 

Diyabet en çok gözleri tehdit ediyor

Diyabetin kılcal damarları etkileyen ve gözü doğrudan tehdit eden kronik bir hastalık olduğunu söyleyen Op. Dr. Karaarslan, “Özellikle göz sağlığını tehdit eden diyabet, retinadaki kılcal damarların yapısını bozarak, hücre kaybına yol açar ve buna bağlı olarak damar geçirgenliğinin bozulmasına, sarı nokta bölgesinde sıvı ve yağlı maddelerin birikmesine ve beraberinde kılcal damarların tıkanarak beslenmeyen alanların ortaya çıkmasına neden olur. Beslenmeyen alanlardan salgılanan bazı faktörler ise retinada yeni kılcal damarların gelişmesine yol açar. Normal retina damarlarından farklı olan bu yeni damarlar çok kolay kanama eğilimindedir. Göz içindeki bu kanamalar, retina yüzeyinde zarların gelişmesi ve retinanın yerinden ayrılması gibi birçok sorunu da beraberinde getirir.” diyor.

 

Erken teşhis ve doğru beslenme

Hastalığın önlenmesi için uygulanabilecek yöntemler hakkında bilgiler paylaşan Op. Dr. Karaarslan, “Özellikle diyabet hastaları ve risk grubunda bulunan kişilerin, yılda en az bir defa detaylı göz muayenelerinin gerçekleştirilmesi gerekir. Hastalığın tanısı ne kadar erken yapılırsa, tedavinin etkili olma şansı da o kadar yüksek olur. Teşhisin konulmasının ardından, hızlıca tedaviye başlanarak görme kaybının engellenmesi ve var olan görme seviyelerinin muhafaza edilmesi amaçlanır. Tatlı ve et tüketiminin sınırlandırılarak kan şekeri düzeyinin belli seviyede tutulması, var olan diyabetin etkilerini yavaşlatmaya yardımcı olacaktır. Aynı zamanda sağlıklı bir beslenme düzeni ile de hastalığın ilerleme süreci yavaşlatılabilir ve kimi durumlarda hastalık kontrol altına alınabilir.” diyerek sözlerini tamamlıyor.

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.