'Kur savaşları'nda ateşkes?

'Kur savaşları'nda ateşkes?
 Küresel krizden bu yana beşinci kez bir araya gelen G-20 ülkeleri, 'kur savaşları'na son verilmesi konusunda mutabakata vardı. Güney Kore'nin başkenti...

 

Küresel krizden bu yana beşinci kez bir araya gelen G-20 ülkeleri, 'kur savaşları'na son verilmesi konusunda mutabakata vardı.

 

Güney Kore'nin başkenti Seul'de gerçekleştirilen zirvenin sonuç bildirgesine, 'döviz kurlarının piyasada belirlenmesi, ülkelerin esnek kur rejimi uygulamaları ve rekabetçi rejimlerden uzak durması' yansıdı. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı gelişmiş 20 ülkenin liderleri, zirvede birer konuşma yaptı. Ana temanın 'Küresel ekonomik krizi ortaklaşa çözerek büyüyelim' olarak seçildiği zirveyi Türk gazetecilere değerlendiren Erdoğan, birçok ülkede işsizliğin yüksek seyrettiğini, Avrupa başta olmak üzere finansal sektör kaynaklı problemlerin önemini koruduğunu ve küresel dengesizliklerin yeniden artış eğilimine girdiğini vurguladı.

Son dönemde gözlenen döviz kurlarındaki istikrarsızlığın finansal ve ticari korumacılık riskini ortaya çıkardığını ifade eden Erdoğan, kur konusunda üzerinde sağlanan mutabakata ilişkin şunları söyledi: "Para, döviz kuru, ticaret, kalkınma ve maliye politikaları ile finans sektörü ve yapısal konularda önemli taahhütler içermektedir. Küresel ekonomideki dengesizlikler tüm dünyada toparlanma eğilimlerinin güçlendiği sırada tıpkı kriz dönemlerindeki gibi artış eğilimine girmiştir. Özellikle kurların piyasalar tarafından belirlendiği, daha esnek kur rejimlerine geçileceği ve rekabetçi rejimlerden uzak durulacağı konusunda uzlaşma sağlandı. Gelişmiş ülkeler, döviz kurlarındaki dalgalanmalara karşı daha dikkatli olacaklarını taahhüt etmişlerdir." Ticaret ve yatırımlarda korumacı yaklaşımlardan kaçınılacağını kaydeden Erdoğan, istihdam artışını destekleyecek yapısal reformların uygulanacağının taahhüt edildiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, 2011'de dış dengesizlikleri gidermek için çalışma başlatacaklarına da işaret etti. Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) fon sistemindeki temsil adaletsizliğini tam olarak gideremediğini vurgulayan Erdoğan, "Reform sonrasında Türkiye'nin de içinde yer aldığı birçok yükselen piyasa ekonomisi Fon'da düşük temsil edilmeye devam edecek." dedi. G-20'nin şimdiye kadar kalkınma konusunun en yoğun şekilde ele alındığı zirve olduğunu vurgulayan Erdoğan, şu bilgileri verdi: "En temel konulardan biri 'Seul Kalkınma Uzlaşısı' olmuştur. 9 temel alanda ilkeler ortaya koyarak, ülkelerin sürdürülebilir kalkınma hedefine ulaşmalarına yardım etmeyi gözetmiştir. KOBİ'lerin finansal tabana yayılma eylem planını kabul ettik. Finansal tabana yayılma küresel ortaklığını oluşturduk. KOBİ finansmanını sağlayan modellerle iyi uygulamaların hayata geçirilmesi ve etkinliğin artırılması için bir fon oluşturulması, 528 milyon dolarlık kaynak konulması için bazı ülkelerce taahhüt verilmiştir. G-20 olarak ticaret ve yatırımlarda korumacılığa karşı güçlü duruşumuzu yineledik. Doha müzakerelerinin en kısa zamanda sonuçlanmasına yönelik desteğimizi ifade ettik. Enerji başlığında fosil yakıt teşvikleri, fiyat dalgalanmaları ve Türkiye olarak eşbaşkanı olduğumuz küresel deniz çevresini korumaya ilişkin ilerlemeler gündeme geldi. Küresel düzeyde yolsuzlukla mücadele eylem planı kabul edildi." Erdoğan, bir gazetecinin, "Kurlar konusunda varılan sonuçtan tatmin oldunuz mu?" sorusu üzerine, "Genelde G-20 ülkeleri aynı kanaati paylaşıyorlar." değerlendirmesi yaptı.

Başbakan Erdoğan, G-20 Liderler Zirvesi'ndeki 'Küresel ekonomi ve güçlü sürdürülebilir ve dengeli büyüme için çerçeve' konulu oturumda yaptığı basına kapalı konuşmada ise uygulanan politikalarla birçok ülkenin büyüme sürecine tekrar girdiğini, işsizliğin daha da artmasının önlendiğini ve küresel finansal sistemin çalışmaya başladığını söyledi. Erdoğan, birçok ülkede işsizliğin yüksek seyrettiği uyarısında bulundu; küresel dengesizliklerin yeniden artış eğilimine girdiğine dikkat çekti. Erdoğan, zirvede kriz sürecinde ekonomide sağladığı başarılara da dikkat çekti.

Zirveden satırbaşları

Önde gelen ekonomilerin bir araya geldiği G-20 Zirvesi'nin sonuç bildirgesinde liderler, piyasa tarafından belirlenmesi gereken döviz kuruna vurgu yaparak, para birimlerinde 'rekabet devalüasyonu'ndan kaçınılması gerektiğini ifade etti.

Döviz kuru savaşları ve ticari korumacılık korkularını artıran 'küresel gerilimler ve kırılganlıkların' üstesinden gelme konusunda fikir birliğine varıldı.

Risklerin hâlâ sürdüğü uyarısında bulunulan sonuç bildirgesinde "Bazılarımız güçlü büyüme yaşarken, bazılarımız işsizlik ve cansız toparlanma ile karşı karşıya. İnişli çıkışlı büyüme ve artan dengesizlikler, küresel çözümlerin eşgüdümsüz çabalara sapmasına sebep oluyor." denildi.

TOPLANTIDA bazı delegasyonlar arasında, para birimi ve ticaret dengesizliklerinin nasıl düzeltileceği konusunda yüksek gerilimin görüldüğü belirtiliyor.

 

Yavaş büyüyen gelişmiş ekonomiler, faiz oranlarını rekor düşük seviyelerde tutarak büyümelerini hızlandırmaya çalışırken, gelişmekte olan piyasaların hızlı büyümeleri, ekonomilerinde aşırı ısınma kaygısı meydana getiriyor.

Zirvede İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve İspanya ortak bir deklarasyon yayımlayarak, muhtemel bir AB kurtarma fonu için tahvil piyasalarını yatıştırma kararı aldı.

Zirvede asıl anlaşmazlığın Çin ile ABD arasında geçtiği öğrenildi. Para birimi yuanın kur değerlerinde denetimini sıkı tutan Çin'in delegasyonları, ABD'li delegasyonların ağır baskılarına maruz kaldı. Anlaşmazlığın bir diğer sebebi de iki ülke arasındaki ticari dengesizliklerdi.

Liderler, 'batmayacak kadar büyük' olarak nitelenen bankaların zararlarını kendi kendilerine absorbe etme yeteneklerinin nasıl güçlendirilebileceğine yönelik çalışmaların hızlandırılmasını istedi.

Ortak bildiride 2011'deki 'Dördüncü BM Az Gelişmiş Ülkeler Zirvesi'nin Türkiye'de, 'Dördüncü Yüksek Seviye Yardım Etkinliği Formu'nun G.Kore'de düzenlenmesinden memnunluk duyulacağı kaydedildi. Ayrıca gelecek G-20 zirvesinin Fransa'da, 2012'dekinin ise Meksika'da toplanacağı ifade edildi.

Seul'deki zirveden sonra G-20 dönem başkanlığını Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy devraldı. Sarkozy, G-20'nin, Fransa'dan dönem başkanlığı sırasında aşırı dış ticaret açıklarını ölçmek için bir kriter belirlemesini istediğini söyledi.

'Ticaret ve dövizle ilgili görüş ayrılıkları giderilmeli'

ABD Başkanı Barack Obama, G-20 Liderler Zirvesi'nden sonra düzenlenen basın toplantısında, G-20 ülkelerinin ticaret ve dövizle ilgili görüş ayrılıklarını gidermek için daha fazla çalışması gerektiğini söyledi. Obama, krizlere yol açan eski dengesizliklere dönme riski bulunduğu uyarısını yaptı. Obama, "Büyük ticari fazlalıklara sahip ülkeler ihracata sağlıksızca bel bağlamaktan yönünü çevirmeli. Döviz kurları ekonomideki gerçekleri yansıtmalı." dedi. Çin para birimi yuanın değerine de değinen Başkan Obama, "Çin para birimi yuanın değeri düşük ve bu, ABD ve diğer ticari ortakları için rahatsız edici bir durum." dedi. İngiltere Başbakanı David Cameron, zirvede dünya liderlerinin, ticareti desteklemek, bütçe açıklarını halletmek, ülkeler arasındaki ekonomik dengesizliklere çözüm bulmak ve Çin'in yavaş yavaş iç talebi artırma pozisyonu alması konularında önemli ilerleme kaydettiğini söyledi. Japonya Başbakanı Naoto Kan, G-20'nin kriz sonrası toparlanması sürecinde kendi rolünü oynaması gerektiği görüşünü paylaştığını ifade etti. SEUL AA

Nükleerin kilidi kahvaltıda çözülecek

Sinop'a yapılması düşünülen nükleer santralin inşasıyla ilgili G.Kore ile yürütülen müzakerelerin bu sabah Başbakan Tayyip Erdoğan ile ev sahibi ülkenin Cumhurbaşkanı Lee Myung bak'ın birlikte yapacağı kahvaltıda çözülmesi bekleniyor. İmzalanan protokole rağmen, Türkiye'nin taleplerini karşılamakta isteksiz davranan Kore tarafının tutumu yüzünden anlaşma çıkmaza girmişti. Seul'de gazetecilere bilgi veren Enerji Bakanı Taner Yıldız, kendisinin de katılacağı kahvaltılı görüşmede, nükleer santral yapımı konusunun ele alınacağını söyledi. Yıldız, Türkiye'nin nükleer güç santral yapımıyla ilgili kararlılığının devam ettiğini dile getirdi. Kahvaltılı görüşmenin bu yöndeki 'son görüşme' olabileceği sinyali veren Enerji Bakanı, "Bizler özellikle uluslararası siyaset ve nezakete de dikkat ederek şunu yaptık: Güney Kore ile görüşmelerimiz bitmeden herhangi bir ülke ile görüşme yapmadık. Ümit ediyorum ki bir anlaşma olsun. Ama anlaşma olmadığı takdirde bizim planlarımızın tıkanmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Anlaşamıyor olursak tabii ki hem Avrupa'dan, hem Japonya'dan gelen teklifler değerlendirilecektir." dedi.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.