Ziya Hoca
Ziya Hoca
Filikli’den bir turaç yükseldi şehre doğru;
aşkla çırptı kanatlarını; yüreği, sevgi ve umut dolu.
Duayla atılan bir ok gibi erişti menzile;
gariplik, yoksulluk, binbir çile..
Mektepsizdi köy, yoktu okumayı sökebilen;
kanıksanmış bir cehalet ve kara düzen
sürerken hükmünü alabildiğine
ufukta görüp ikbalini,
aşkla katetti, ömrün menzilini..
Kur’anla tüketti her nefesini.
Yetişti, ağabey oldu.
Kol kanat gerdi mazlum millete.
Uçurumdan çeker gibi her birini,
tutup elinden memleketin gençlerini;
bir bahçe yeşertti o kuraklıktan;
azimle korudu ilmin izzetini.
Kimi mecliste, kimi alim, kimi şair..
Kimi esnaf, kendi halinde; zengin, fakir..
Yüzlerce insanın duası şimdi o.
Bir aşkın, çarıksız çöl yolculuğu.
Sade iyiliğe açılan bir pencereydi ruhu.
Her hizmeti fırsat bilir, küçümsemez,
hemen girişir; tutkuyla görürdü ibadetini..
Karşılıklı duaydı tüm münasebeti.
İnanç, gayret ve fedakarlıktı şiarı..
Yüzü, tebessümüydü medeniyetin, efkar gülü..
Hocamız, büyüğümüz, Ziya Yürekli..
Has evladıydı Adana’nın;
uzak da olsa şimdi öksüz değil
bir tek çocuğu Çukurova’nın..Ahmet Yürekli
04.07.2024, İstanbul
Kaynak:Adanapost
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.