Mustafa Yürekli: Recai Kutan’ın vefatından sonra yayınlanmasını istediği belgeseli

Mustafa Yürekli: Recai Kutan’ın vefatından sonra yayınlanmasını istediği belgeseli
"2013 yılında "Reca Bey: Recai Kutan Belgeseli" için altı ay Ankara gittim; haftada iki gününü bize, Kanal 7’ye ayırdı, stüdyomuza teşrif edip kameramızın karşısına iki saatten fazla sabırla oturarak tam kırk saat hayatını anlattı..."

Recai Kutan’ın vefatından sonra yayınlanmasını istediği belgeseli

Recai Kutan, Hakk'ın rahmetine kavuştu. Cenâb-ı Hakk'tan merhumu engin rahmetiyle kuşatmasını, peygamberler, sıddıklar, şehitler, salihlerle birlikte Firdevs-i Âlâ’da ağırlamasını dilerim. Mekanı cennet, makamı ali olsun inşallah.

Doksan dört yaşında tedavi gördüğü hastanede vefat eden Recai Kutan, Türkiye’ye büyük hizmetler verdi. Milli Görüş Hareketi'nin öncülerinden, Türk siyasetinin saygıdeğer ismi Recai Kutan’ın arkasından siyasetinin bir çok önemli ismi taziyelerde bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medya üzerinden bir paylaşımda bulundu. Erdoğan paylaşımında, "Saadet Partisi Kurucu Genel Başkanı ve Yüksek İstişare Kurulu Üyesi, Türk siyasetinin mümtaz şahsiyetlerinden biri olan Sayın Recai Kutan Beyefendi’nin vefatını derin bir teessürle öğrendim. Merhum Recai Kutan’a Cenab-ı Allah’tan rahmet niyaz ediyor; ailesine, sevenlerine, Saadet Partisi’ne ve Millî Görüş camiamıza başsağlığı diliyorum. Sayın Recai Kutan siyasi mücadelesi ve ülkemize vermiş olduğu değerli hizmetlerle inşallah her daim hayırla yâd edilecektir. " ifadelerini kullandı.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Recai Kutan için başsağlığı mesajında "Millî Görüş hareketinin duayenlerinden; ahlakı, kişiliği ve devlet adamlığıyla Türk siyasetinin saygın isimlerinden, ömrünü Allah'ın rızasına ve Türkiye'nin kalkınmasına adayan Recai Kutan ağabeyimizi kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Rabbim onu rahmetiyle kuşatsın, mekânı cennet olsun" ifadelerine yer verdi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollağlu da sosyal medyadaki hesabından bir paylaşımda bulundu: "Değerli büyüğümüz M. Recai Kutan'ın vefatını derin bir teessürle öğrendim. Aziz milletimizin ve camiamızın başı sağolsun." dedi.

Reca Bey: Recai Kutan Belgeseli

2013 yılında "Reca Bey: Recai Kutan Belgeseli" için altı ay Ankara gittim; haftada iki gününü bize, Kanal 7’ye ayırdı, stüdyomuza teşrif edip kameramızın karşısına iki saatten fazla sabırla oturarak tam kırk saat hayatını anlattı. 1950’den 2010’a kadar, altmış yılı, yakın siyasi tarihi, Milli Görüş hareketini ve mücadelesini anlattı. Röportajıyla katkıda bulunduğu belgeselimizi, ciddi bir hizmet görüyordu; zorluklarına katlandı, sebat gösterdi, fedakarlık etti ve sorularımıza samimi bir şekilde sabırla cevapladı.. Ortaya dokuz bölümlük "Reca Bey: Recai Kutan Belgeseli" çıktı.

Ne var ki kurgu tamamlanıp tam yayınlanacağı zaman, Recai Kutan müdahale etti; belgeselin vefatından sonra yayınlanmasını istedi.

Recai Kutan, Kanal 7’nin kurucu yönetim kurulu başkanıydı; kendisine gönül borcu duyuluyordu. Kanal 7 yönetimi, onun ricası üzerine belgeseli yayınlamadı, on yıl bekletti.

Ben de kurgusunu bitirdiğimi, bir yıldan fazla sürede hazırladığım, çok emek verdiğim bu güzel belgeselin yayınını bugüne kadar bekledim.

Recai Kutan, Türkiye’ye mesajını bu belgeselle verdi. Hizmetlerini, yakın tarihi, davasını ve mücadelesini samimi bir şekilde milletine anlattı.

Belgeseli bekletmesinin nedeni, ihlasıydı; öyle sanıyorum dünyevi hesap yapmıyordu, çalışmaya polemiklerin gölgesinin düşmesini, riyanın, kibrin karışmasını istemedi.

"Reca Bey: Recai Kutan Belgeseli"nin yapımcısı ve yönetmeni olarak, bu çalışmada ulaştığım birkaç hakikati burada paylaşmak isterim.

Kutan: Tarımda Kalkınmanın Bayraktarı

Süleyman Demirel, Turgut Özel, Necmettin Erbakan ve Recai Kutan’ın hikayesi aslında aynı hikayenin parçaları. O büyük hikaye de Marshall yardımı olarak adlandırılıyor.

İkinci Dünya Savaşı sonunda Truman Doktrini’nin bir sonucu olarak ortaya çıkan Marshall Planı ile yapılan yardımlarda Türkiye’nin, Batı Avrupa’nın kalkınmasında “yardımcı güç” olarak yer alması sağlandı ve ABD’nin istekleri doğrultusunda Türkiye, sanayi yerine tarımda kalkınmayı öncelikli hedefi haline getirdi. Avrupa’nın sanayileşmesi hedeflenirken, Türkiye’ye de tarım ülkesi olması rolü biçilmiş, sanayileşme geciktirilmiştir. Uçak yapan, savaşa girmemiş Türkiye, kısa sürede, ekonomik açıdan çok daha ileri bir düzeyde olduğu Avrupa’nın gerisine düştü. Avrupa İkinci Dünya Savaşı’nın enkazını 1977’ye kadar temizlerken Türkiye darbeler ve Batıcı politikalarla eli kolu bağlı beklemiştir çünkü. 2002’ye kadar inşa edilen dünya sisteminde de kıyıda bırakılmıştır.

5 Nisan 1930 yılında doğan Recai Kutan; ilk, orta ve lise tahsilini Malatya'da tamamladı. İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi'nden 1952 yılında mezun olan Kutan, 1952-1969 yılları arasında Devlet Su İşleri'nde çalıştı. Süleyman Demirel, Turgut Özel ve Recai Kutan inşaat mühendisi olduklarından Amerika’ya barajların nasıl yapıldığını, endüstriyel tarımı incelemeye gittiler. Erbakan da makine mühendisi olarak Almanya’da akademik çalışma yaptı, sanayileşmeyi inceledi. Erbakan’ın yolu Marshall yardımı şartları gereği kapalıydı; Türkiye’ni sanayileşmesi engelleniyordu..

Demokrat Parti’nin bürokrat kuşağındaydılar. Tarım alanında çalışacaklardı. Korkut Özal, o günleri şöyle anlatıyor: “Demirel benden 5 veya 6 yıl önce mezun olmuş Turgut Özal’da iki yıl önce mezun olmuş. Elektrik idaresinin önemli projelerini bu ikisi yürütürlerdi. Turgut Özal bir özelliği var, biz Malatya’da aynı mahallenin çocuklarıyız. Merhum Hafize Hanım rahmetli babamın müdürü olduğu okulunun öğretmenlerinden birisi idi. İTÜ’den sonra Korku Özal ile Malatya Şube Başmühendisliğini kurduk. O vakte kadar Malatya’da DSİ’nin projesi yoktu. Biz bir kiralık 120 m2 yerde Korkut Özal bir tane Yıldız Teknik Üniversitesi’nden bir mühendis, iki tane Fen memuru ile Malatya’nın projelerini ele aldık. O vakit demek ki heyecanlıymışız. Projelerin yüzde doksanı tatbikata geçti. Turgut Beyi ziyarete gittiğimde Demirel’le de görüşme imkânımız vardı. Demokrat Parti Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da bir sürü proje yapılmasını su kaynaklarının geliştirilmesini istiyordu. Ancak mühendis bulmakta zorlanıyorlar. Demirel, Elektrik İşleri Etüt İdaresinden ayrıldı DSİ Genel müdürlüğünden barajlar ve hidroelektrik santrallar dairesinin başına getirildi. Demirel 1957 yılında bana telefon etti ve dedi ki ‘Recai seni yeni kurulmuş olan 10’uncu bölgeye bölge müdürü yapmak istiyoruz’ dedi. Bu bölgeler Diyarbakır merkez olmak üzere buraya bağlı Şanlıurfa, Mardin, Siirt, Bitlis, Van, Hakkâri. Bende ‘benim nüfus kağıdımı incelemediniz herhalde ben 27 yaşındayım efendim’ dedim o da ‘böyle kararlaştırıldı’ dedi. Böylece Diyarbakır bölge müdürü olarak gittim. Teşkilat yoktu. 130 m2 bir daire; 15 ila 16 kişi çalışıyor. DSİ ‘nin hiçbir tesisi yok. Bu bölge Türkiye’deki su kaynaklarının en zengin olduğu bölge Fırat ve Dicle nehirleri var. Ekonomik olarak kullanabilecek toprak potansiyeli yüzde yirmi dördü bu bölgede, hidroelektrik enerji üretim potansiyelinin gene yüzde yirminin üzerinde olan kısmı bu bölgede. 3-4 sene sonra bu bölge teknik kadro bakımından gayet zengin bir bölge haline geldi”.

Süleyman Demirel, DSİ Genel Müdürü, Recai Kutan, 10.Bölge Müdürü, birlikte GAP projesini hazırlıyorlar. 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra Cevdet Sunay ve bazı kuvvet komutanları Diyarbakır’a gelip GAP’ı inceliyor. Kutan, gencecik, yirmi yedi yaşında ufak tefek bir adam.. İki saat Fırat ve Dicle havzaları nedir, Türkiye ekonomisine için ne ifade eder? Barajların tarıma etkisi nedir? Bunları anlatıyor.

Bölge Müdürlüğü döneminde Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin kalkınmasında önemli bir yeri olan GAP -Güneydoğu Anadolu Projesi- çalışmalarının ortaya çıkmasında mihmandarlık yapmıştır. Yine bu dönemde bölgenin birçok projelerle kalkınmasını sağlamak sureti ile yeraltı/yerüstü su kaynakların değerlendirilmesi ve özelliklede barajlar konusunda büyük gelişmelerin başarılmasını sağlamıştır.

Recai Kutan, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan ve 15 Temmuz darbelerine tanıklık etti.. Sivil asker bürokrasiyi tanırdı. Bu yüzden Süleyman Demirel de Turgut Özal da siyasete atılınca hemen Recai Kutan’ı çağırdılar. Reca Kutan, Milli Görüş davasına bağlanmıştı.. Necmettin Erbakan’a sadık kaldı. 1977 seçimlerinde, Millî Selamet Partisi'nden Malatya milletvekili, 1977 koalisyon hükûmetinde İmar ve İskân Bakanı olarak görev aldı. 12 Eylül Darbesi'nden sonra diğer MSP yöneticileriyle beraber 9,5 ay hapis yattı. 1983'ten sonra kurulan Refah Partisi'nin genel başkan yardımcısı oldu ve Refah Partisi'nin Malatya milletvekili olarak meclise girdi. 1996-1997 yılları arasında 54. Hükümet'te Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak görev yaptı.

28 Şubat’ta Erbakan’la omuz omuza mücadele etti. Refah Partisi'nin kapatılmasının ardından yeni kurulan Fazilet Partisi'nin genel başkanlığına seçildi. 1999 genel seçimleri sonucu meclise girdi. Fazilet Partisi'nin de kapatılmasıyla, 2001 yılında Saadet Partisi'nin kurucuları arasında bulundu ve kurucu genel başkanlık görevini üstlendi. Sürdürdüğü genel başkanlık görevini, 11 Mayıs 2003 tarihinde yapılan 1. Olağan Kongre’de Necmettin Erbakan'a devretti.. Recai Kutan, organizasyonu bilen, kadro yetiştiren ve onları iyi yöneten, başarılı bir liderdir.

Türkiye güçsüz, terörle, darbelerle içine kapanmış; tarımda ve sanayide Batıya muhtaç olacak kadar geri, fakir bir ülke olsun isteniyordu. Bütün engellemelere rağmen.. Sanayide kalkınmanın bayrağını Erbakan, tarımda kalkınmanın bayrağını da Kutan eline aldı.. Türkiye bugün uçak yapıyor; savunma silahlarını yüzde seksen yerlileştirmiş.. GAP tamamlanmış. Sulu tarıma geçmiş. Allah ikisinden de razı olsun; resmi planlamalara rağmen ülkemiz için gerçek gelecek planlaması yaptılar, çalıştılar, kalkınma ve bağımsızlık mücadelesini verdiler. Milletimiz onları hayırla, muhabbetle ve hasretle anacaktır.


Kaynak: https://www.haber7.com/yazarlar/mustafa-yurekli

Kaynak:Adanapost

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.