İslam sanatı ve sosyal adalet

İslam sanatı ve sosyal adalet
İslam sanatı, İslam akaidinin estetik kimlik kazanmasından başka bir şey değil. Bu açıdan tevhit, sanat felsefesinde ve estetikte kadim bir doktrindir. İslam akaidinde güzellik Allah’ın varlığının delillerindendir.

İslam sanatı ve sosyal adalet

İslam sanatı, İslam akaidinin estetik kimlik kazanmasından başka bir şey değil. Bu açıdan tevhit, sanat felsefesinde ve estetikte kadim bir doktrindir. İslam akaidinde güzellik Allah’ın varlığının delillerindendir.

Sanat olgusuna, birey, toplum ve devlet arasındaki ilişkiler ağı olan sosyal sistem, daha doğrusu medeniyet bağlamında bakmak gerekir. Çünkü sanat, hem insanın yaşantılarını, derin deneyimlerini yansıtan bir ayna, hem toplumun kültürel dokusunu şekillendiren ortak duygu ve tahayyülü, hem de devlet yönetiminin işleyişini canlandıran ve yönlendiren bir sosyal güçtür.

Sanatın evrenselliği, farklı sosyal gruplar arasında, hatta sosyal tabakalar arasında bağlar kurma kapasitesinden gelmektedir. İnsan toplulukları, sanat üzerinden güvenli bir mesafeden iletişim ve etkileşimi gerçekleştirebilmektedir.

Sanatın sosyal adaletle ilişkisi, toplumsal farkındalığı artırma; birey, toplum ve devlet arasında dengeyi sağlayan adaleti ayakta tutma konularında güçlendirici bir rol oynamaktadır.

Sanat, sadece estetik bir deneyim değildir; aynı zamanda sosyal değişimi gelişim yönünde teşvik eden bir güçtür; dolayısıyla toplum sağlığının güvencesidir. Farklı seslerin ve deneyimlerin temsil edilmesi, özgürlük, eşitlik, güvenlik, adalet ve barış arayışına katkıda bulunur. Sanatçılar, toplumsal dinamikleri sorgulama ve bu dinamikleri değiştirme, yenileme potansiyeline sahiptir.

Sanatın Sosyal Rolü

Sanat, toplumların kimliğini ve değerlerini yansıtırken, aynı zamanda bu değerleri dönüştürme gücüne de sahiptir. Her sanat eseri, sanatçının üyesi olduğu topluma dair bir mikrokozmos sunar. Toplumsal olaylar, sanatçının yeteneğiyle harmanlanarak eserlerine yön verir. Örneğin, Mevlana Celaleddin Rumi (1207 - 1273) ve Yunus Emre’nin (1240-1320) eserleri, Moğolların Anadolu’yu istila dönemdeki ( toplumsal çalkantıları ortaya koyar. Anadolu'nun Moğollar tarafından istilası (1241-1335) Kösedağ Savaşı ile sonuçlanan 1241-1243 seferinden başlayarak çeşitli zamanlarda, uzun bir süreçte meydana geldi. Selçukluların 1243'te teslim olmasından sonra, 1335'te İlhanlılar'ın düşüşüne kadar Anadolu üzerindeki gerçek güç Moğolların elindeydi. Selçuklu Sultanı birkaç kez isyan çıkardığı için 1255'te Moğollar Orta ve Doğu Anadolu'yu kasıp kavurdu. İlhanlılar garnizonu Ankara yakınlarında konuşlanmıştı. Bir Moğol valisinin ve Hülagu’nun bir oğlunun mezarları da dahil olmak üzere Moğol kültürel mirasının kalıntıları Türkiye'de hala görülebilmektedir. 14. yüzyılın sonunda, Anadolu'daki Selçuklu hanedanının çöküşü nedeniyle Anadolu'nun çoğu çeşitli Anadolu beylikleri tarafından kontrol ediliyordu. Türkmen beylikleri, Selçuklu sultanlarının yıkılmasıyla Moğolların kontrolüne geçmişti. Bu tür karmaşa süreçlerinde sanatçılar, sosyal adalet mücadelesinin görsel ve duyusal ifadelerini sunar. Bu eserler, okuyucunun /izleyicinin olaylara ve sosyal meselelere dair düşünme biçimini etkiler.

Sanatın bir diğer etkisi de kitle iletişimi boyutunun olmasıdır; sanat, toplumsal diyalog yaratma kapasitesine sahiptir. Sanat, insanların bir araya gelip düşüncelerini özgürce ifade etmelerini sağlar. Bu ifade biçimi, toplumsal konularda farkındalık oluşturarak daha adil bir toplumun oluşmasına katkı sunar. Örneğin Mehmet Akif Ersoy, yaşadığı dönemdeki sosyal meselelere dikkat çekmiştir. Şiirleri, sosyal bilincin bir yansımasıdır. Safahat okuyucuları, hala sanat ve edebiyat aracılığıyla dünyaya dair yeni bakış açıları geliştirebilmektedir.

Özgürlük, Eşitlik Ve Temsil

Özgürlük, eşitlik ve adalet talebi problemi, sanatın özünü oluşturur. Tarih boyunca birçok sanat eseri, güçsüzlerin sesini duyurmayı amaçlar. Sanat, sistemin dışındaki sesleri temsil etme potansiyeli taşır. Eşitliğin sağlanması noktasında sanatın rolü, sosyal ve kültürel bağlamda daha da anlam kazanır. Müslüman sanatçılar, Hz. Musa’nın tevhit mücadelesinde köleleştirilmiş bir halkın özgürlük mücadelesini ve Hz. Süleyman’ın mücadelesinde de İslam milleti, devleti ve medeniyetini ayakta tutma çabasını görür ve eserlerine yerleştirir. Necip Fazıl Kısakürek ve Sezai Karakoç’un Batı sömürüsüne karşı İslam milletinin direnişine destek veren eserlerinde peygamberlerin mücadeleleri önemli bir yer tutar. Peygamberlerin tevhit mücadelesine gönderme yapan eserlerin, daha doğrusu istikamete çağıran seslerin sanat dünyasında yer bulması, uyanış, diriliş ve kurtuluşa, kısaca toplumsal değişime katkı sağlar.

Toplumda dışlanan ve marjinal olan grupların temsili, sanatın sunduğu imkanlarla mümkün hale gelir. Sanat tarihi, İslam sanatının Müslüman sanatçılar aracılığıyla kula kulluk yapmamayı seçtiğinden marjinalleştirilmiş toplulukların sesini duyurmayı hedeflediğini tespit etmektedir. Sanat, toplumların kimliklerini oluşturma ve savunma şeklidir. Bu nedenle, sanat eserleri sadece duygusal bir tepki değil, haksızlıkların ve eşitsizliklerin eleştirilmesi açısından da önemli birer imkandır.

Sanatçıların Sosyal Rolleri

Sanatçılar, toplumsal sorunlara ışık tutan aydınlardır. Onlar, duygu ve düşüncelerini eserleri aracılığıyla ifade ederler; sanat, bir estetik davranış olarak sosyal hayata müdahale olur. Bu süreçte, sanatçılar birer aktivist gibi davranarak toplumsal meseleleri gündeme getirirler. Örneğin, Mehmet Akif Ersoy eserleri ve eylemleriyle Batı işgaline ve sömürüsüne dikkat çeker. Onun sanatı, sadece bir estetik unsuru değildir; aynı zamanda siyasi bir mesaj iletir.

Sanatçılar, toplumlarını yansıtan ayna gibidir. Eserleri, toplumsal gerçekleri sorgulama fırsatı sunar. Bu sanat eseri, bu şiir, bu sinema filmi, bu mimari eser sanatçının sosyal sorumluluğu olarak görülmelidir. Mimar Sinan, Buhurizâde Mustafa Itrî, Fuzuli gibi Müslüman sanatçılar, Müslüman kişilik ve kimlik konularındaki meseleleri cesurca ele alıp eserlerine yansıtırken, toplumsal değişimi teşvik eder. Eserleri, izleyiciye istikamet üzere düşünme, sorgulama ve hareket etme motivasyonu sağlar.

Toplumsal Değişim

Sanat, toplumsal değişimin hem bir göstergesi hem de bir katalizörüdür. İslami sanat eserleri, sosyal adalet konularında farkındalık yaratma amacı taşır. Örneğin Köroğlu bu kapsamda özgün bir örnektir. İslami edebiyat ve sanat, çeşitli toplumsal hareketleri, mücadeleleri ve kazanımları sergiler. İslam sanat ve edebiyatı tarihi çalışmaları, okuyuculara ve izleyicilere sosyal adaletin önemini hatırlatır ve toplumsal değişimi destekler.

Sanatın toplumsal değişim üzerindeki etkisini görmek için dünya çapında ses getiren Filistinli sanatçıların Siyonist işgalin ve katliamın yol açtığı sorunlara dikkat çeken eserleri incelemek gerekir. Filisitinli şairler ve eserleri, sanat ve aktivizmi bir araya getirerek toplumsal bilinç oluşturmaktadır. Sanat bu tür tarihsel süreçlerde hem dikkat çekmek için kullanılır hem de harekete geçmek için bir motivasyon olur. Böylece insanlar, özgürlük ve milli konularında duyarlılık kazanırken, sanatın gücünü deneyimlemiş olurlar. Batı’nın Afganistan, Irak ve Suriye işgallerinde sanatçılar boy gösterememektedir. Bu olgu üzerinde durup araştırılması gereken bir konudur.

Sanat, toplumsal kimliği yansıtır; özgürlük, eşitlik sağlamak için güçlü bir etkinliktir; sanatçılar, sosyal konulara ışık tutar; toplumsal değişim için ilham verir; proje ve hareketlerle farkındalık yaratır.

Sanat ve sosyal adalet arasındaki bağlantılar, insanların toplumsal meseleler üzerine düşünmeleri için önemlibir alan sunar. Sanat, bireylerin kendilerini ve çevrelerini daha iyi anlamalarına imkan sunarken, toplumsal değişimin destekçisi haline gelir. Bu bağlamda sanatın rolü, toplumların kolektif bilinçlerini şekillendirme gücündedir. Bu nedenle, sanat ve sosyal adalet ilişkisi, her bireyin hayatında önemli bir yer tutar. Her eser, bir değişim tohumudur ve bu tohumların büyümesi için sanata, sanatçıya ve sanatsevere ihtiyaç vardır.

Kaynak: haber7.com

Kaynak:Adanapost

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.