KULLUK
Yaratıcı ile insan arasındaki konum ya da münasebeti en doğru, en güzel e en iyi anlatan sözcük kulluktur. İbadet; Yaratıcıya kayıtsız ve şartsız itaat etmek, O'nun buyruklarının dışına çıkmamak, O'na karşı her an ve her koşulda sonsuz derecede saygı duymak ve O'nu sınırsız sevmek demektir.
?Arapça bir sözcük olan ibâdet'in sözlükteki Türkçe karşılığı; ?kulluk yapmak, kölelik etmek, kayıtsızşartsız teslim olmak, itaat etmek ve boyun eğmek? demektir. Mesela insanların inandıkları Tanrı'ya, belirli kişilere, önderlere, güçlere, ideolojilere, otoritelere gösterdikleri mutlak itaat ve teslimiyet bu kapsamdadır. Dinî açıdan ise; ibâdet, kulun sahibi olan Yaratan'ına itaat etmesi, sahibi tarafından verilen görevleri kayıtsızşartsız kabul edip yerine getirmesi demektir. Allah Kur?ân adındaki talimatnameyle kullarına bir takım görevler bildirmiş ve bu görevlerin kayıtsız şartsız bir itaat ve teslimiyet içinde yerine getirilmesini istemiştir. Seçtiği elçiler, bir usta, bir önder, bir öğretmen gibi verilen görevleri önce kendisi uygulamış, sonra diğer insanlara da Tanrı'nın bu mesajını okumuş, anlatmış ve öğretmiştir. Ancak ibâdet kelimesi dilimize Türkçe karşılığı verilmeden aynen alındığı için anlam derinliği geniş halk kesimlerince yeterince kavranamamış, işin aslının ve özünün tamamen Allah?a gösterilen bağlılıkla ilgili bir süreç ve tutum olduğu algısıyaygınlaşamamıştır. Bunun sonucu olarak da ibâdet denilince belirli bir kaç dinî içerikli ve ritüele dayanın davranış anlaşılır olmuştur. Oysa ibâdet tıpkı hayat, sevgi, mutluluk, medeniyet gibi hayatın tek bir olgusu için değil, içinde aynı türde birçok olguyu barındıran kavramlardaki gibi süreç ifade eden bir anlam içeriğine sahiptir. Bu nedenle de belirli dinî davranışlarla sınırlı değildir. Allah?a ibâdet etmek, insanın her adımında, her hareketinde, her sözünde O?nun koyduğu kurallara uyması, O'nun vaz'ettiği hükümleri yerine getirmesi, gösterdiği yoldan severek ve isteyerek yürümesi demektir. (1)
Bir başka ifade ile ibâdet, Allah?ın ifa edildiğinde hoşnut olacağı,yapılması ve yerine getirilmesini tavsiye etiği, öğütlediği, emrettiği ve razı olduğu eylem ve davranışları işlemek ya da yasakladığı, men ettiği, yapılmasında sakınca olduğunu bildirdiği yanlış ve ya çirkin eylem ve davranışları da işlememek sûretiyle Allah?a gösterilen saygı ve içten bağlılıktır. Bu anlamıyla ibâdet, ortaya konan bilumum iyi, güzel söz, düşünce, iş ve davranışların tamamını, yani hepsini içine alan ve hürmetin, haşyetin, bağlılığın, saygının ve sevginin en yüksek derecesinin sergilendiği genel bir tutumu ifade etmektedir.
Kötü, yanlışve çirkin olan bir şeyi yapması için egosu, nefsi teşvik ettiğinde, zorladığında kişinin, Allah' a olan saygısından dolayı, kendisi ve toplumu için zararlısonuçlar doğuracak olan eylemleri yapmaması da bir kulluktur. Övgü, yüceltme, şükür, istemek, yalvarmak da insanla kul arasındaki iletişimin, ibadetin, kulluğun çeşitlerindendir. Kulluk yaparak insan; ya Rabbini övecek, O'nu yüceltecek, O'nu noksan sıfatlardan tenzih edecek; ya Allah'ın lütfettiği sınırsız nimetlerden dolayı O'naşükredecek, minnettarlığını bildirecek, teşekkürlerini arz edecek ya da Yüce Tanrı'sından herhangi bir konuda bir istekte, bir ricada, bir talepte bulunacaktır. Duçar olduğu sıkıntısından veya hastalığından kurtulmak için yardımlarını isteyecektir.
Kulluk nerede, ne zaman ve nasıl yapılır?
Kulluk her yerde, her zaman ve Hiçbir şarta, Hiçbir kural ve kaideye bağlıolmaksızın yapılır. Sonuçta kulluk (ibadet, Tanrı ile iletişim... Adı ne olursa...) insan yani kul ile onu yaratan Allah arasındaki özel bir ilişkidir, irtibattır, haberleşmedir, 'çet'leşmedir, konuşmadır, dertleşmedir, halleşmedir. Kul her an Rabbinin karşısındadır. Allah'a kulluk etmekte herhangi bir kısıtlama, sınırlama yoktur ve olamaz. Kul, Yaratıcı'sına aklına gelen her şeyi söyleyebilir. Her şeyi isteyebilir. O'nu över, yüceltir, kutsar, ulular,şikayetlerini, hayal kırıklıklarını, acziyetini dile getirir, düşüncelerini ve isteklerini arz eder, ricada, talepte, istekte bulunur. Çünkü kul Rabbine sonsuz derecede güvenmektedir. Hep O'na sığınmaktadır. Hep O'ndan istemektedir her ne isteyecekse... Hiçbir an O'ndan uzakta ve O'ndan ayrı değildir. Hep O'nunla birliktedir. Her an O'nun önündedir. Zaten insan istesebile O'ndan ayrı ve uzakta olamaz. Zira 'Allah insana şah damarından daha yakındır.'
Adına ibadet, dua, zikir, şükür, ne denilirse denilsin, sonuçta bunların tamamı Allah'a kulluktan ibarettir. Özetle kulluk; iinsanın, zaman, mekan ve ritüel şartı olmaksızın kulun gizliden veya açıktan, sessizce veya seslice haşyet duyarak, Allah'a derinden ve büyük saygı duyarak ve O'nu en güzelşekilde yücelterek, gönül alçaklığı ile O'na boyun eğerek ve tam itaat ederek kendisi, ailesi, milleti, tüm insanlar, tüm varlıklar ve evren için hayırlı,yararlı, iyi, güzel ve doğru olan düşüncelerinin, fikirlerinin, akıl yürütmesinin, aklını kullanmasının, aklını işletmesinin ve bu yöndeki olumlu düşüncelerinin, fikirlerinin gerçekleşmesi istikametinde yaptığı her türlü iş ve eylemlerinin tamamının genel adıdır diyebiliriz.
Hemen belirtelim ki, 'İnsan başıboş bırakılmamıştır' ve 'Allah her an yaptıklarımızı görmekte ve kaydetmektedir.' Zaman, mekan ve kılık kıyafetle alakalı şartların ve kuralların tamamısosyal yaşamda söz konusudur, insanlar arası ilişkilerin veya iklim (soğuk, sıcak, nem, vs.) gibi içinde yaşanılan ortamın gerekli kıldığı uygulamalardır. Kuran, her surede Allah'tan bahseder, O'nun sıfatlarını anlatır, O'na övgüler yapar ve bizlerin de Allah'ı övmesini, yüceltmesini, birlemesini ister. Bir taraftan da insana, kendisinin bir kul olduğunu, insanı Tanrı'nın yarattığını, Tanrı'nın insana sınırsız nimetler, olanaklar lütfettiğini hatırlatarak Rabbine daima kulluk etmesi gerektiğini, Rabbini unutursa şımarıp azabileceğini, sapkınlığa düşebileceğini ihtar eder. Böylece Yaratıcı, kullarını özgürleştirir.
Zira insan Tanrı'ya ne kadar yaklaşır ve bağlanırsa, o kadar özgürleşir ve o kadar Tanrı dışında kendisine tapılacak, kulluk edilecek, aracı ve şefaatçi kılınacak herhangi bir varlığın olmadığı gerçeğinin ayırdına varır. Fikirsel, inançsal, sosyal, beşeri tandanslı kulluklardan, efendiler edinmekten, Tanrı dışındaki varlıklara bağımlılıklardan ve tutsaklıklardan kurtulur, serbest kalır, özgürleşir ve tamamen kendi hür iradesiyle ve kendi seçimiyle karar verir duruma yükselir. İnsanın böyle yapması, şirke girmekten korunması demektir ki; bu da hem kendi yararınadır, hem de Tanrı'nın istediği de budur: 'Yalnız Allah a kul ol ve şükret.' (Zümer/66). 'Allah, yalnız ve sadece kendisine kulluk etmenizi ister.' (Yusuf/40).Rabbin, kesinlikle yalnız kendisine kulluk etmenizi ve anne-babaya karşı iyi ve güzel davranmanızı ister.' (İsra/23).'Elif, Ram, Ra. Bu Kuran, Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, sadece Allah'a kulluk diye ayetleri Hikmet; zulüm ve fesadı engellemek için vaz'edilmiş kurallar, konulmuş kanunlar, düsturlar ve yasalar içeren, insanların iyiye, güzele, doğruya ve kurtuluşa ulaşmalarını sağlayacak tüm bilgilerin, yasaların, yol ve yöntemlerin içinde bulunduğu ve, her şeyden haberdar olan Allah tarafından her konunun ayrıntılı olarak açıklanıp izah edildiği bir kitaptır.' (Hud/1)
(1)Hakkı Yılmaz.
ÖZSÖZ: ?Her işe esirgeyen ve bağışlayan Allah adıyla başlayın. Her türlü övgü, yüceltme, saygı her şeyi yaratan ve yöneten yüceler yücesi Allah içindir. Allah çok esirgeyici, pek bağışlayıcıdır. Allah evrenin ve diriliş gününün tek sahibi ve mutlak hakimidir. Ey Rabbimiz! Yalnız ve sadece sana kulluk ederiz. Her türlü yardımı yalnız ve sadece Senden isteriz, her türlü desteği de Senden isteriz. Bize orta yolu, itidal yolunu, dosdoğru olan yolu göster lütfen. Bizi doğru ve hak yoldan saptıkları için cezalandırılanların yoluna değil, doğruluktan, barıştan ve adaletten ayrılmadıkları, dengeyi bozmadıkları için kendilerini ödüllendirdiklerinin yoluna yönlendir.?(Fatiha suresi)
24.05.2013
CUMA ALİ YÜREKLİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.