Korkut Daban: Adananın Trafik Çilesi
Davranış Bilimleri Uzmanı Korkut Daban:
Adananın Trafik Çilesi
Şehirlerin ve ülkelerin gelişmişlik durumları değerlendirmeye alındığı durumlarda ölçütlerden birisi de yerleşim birimlerinin mimarisi ve dolayısıyla sağlıklı bir şekilde imar edilmesidir.
Yine iktisat bilimi başta olmak üzere birçok bilim dalında Yol=Medeniyet kavramı genel kabul görmektedir. Bu herhangi bir şekilde tartışmaya açılmayacak kadar kati bir durumdur. Hani yazılı olmayan bir kanundur dersek yeridir.
Bu nedenle günümüzde artan nüfus artışıyla birlikte kalabalıklaşan Şehirler ve Metropoller de kent içi ulaşım büyük bir önem taşımaktadır. Burada gerek merkezi yönetimlere gerekse yerel yönetimlere çok büyük sorumluluk düşmektedir.
Bu konu her geçen gün çok daha büyük bir sorun olma yolunda ilerliyor. Bizler kısır siyasi ve bürokratik çekişmelerden hariç yaşadığımız şehir için çözüm üretilmesi gayesiyle konuyu gündeme taşıyoruz. Kısacası bu hususta konunun tüm paydaşlarını sağduyulu olmaya dikkat çekiyoruz.
Oynamak istemeyen gelin yerim dar dermiş. Ben konuya girmeden önce bu mazereti ortadan kaldırıyorum. Deyim yerinde ise Gelinin oynaması için yer açıyorum. Adana Çukurova dediğimiz tepsi misali dümdüz bir coğrafi alan. Yani İstanbul misali 7 tepe değildir. Dahası Trabzon ve Mardin gibi engebeli rampa yokuş bir araziye sahip değildir.
İşin ilginç ve trajik yanı bu sarp arazili kentlerdeki yol ve genel anlamda ulaşım çalışmaları maalesef Adana’dan çok ama çok ileri seviyededir. Bakın daha sözün başında bu mazerette ortadan kalkmış oldu.
Zaman zaman yazılarımda dile getirdim bugün tekrar ediyorum. Özellikle şehrin mimari yapısı ve ulaşım ağı ile ilgili sorumluluk sahibi olan Adana Büyükşehir Belediyesi neredeyse 40 yıldır aynı yerde diyebiliriz. Çok küçük adımlar hariç deyim yerindeyse adam akıllı bir proje hayata geçirmediler.
Kentin birçok yerinde hala trafiği kısmen de olsa rahatlatacak olan basit bir çalışma olan Sağa Kontrollü Dönüş müdahaleleri dahi yapılmamıştır.
Bu arada söylememe gerek yok. Bu uzun sürede parti ve ideoloji gözetmeksizin söylüyorum al birini vur ötekine demek çok yerinde bir ifade olacaktır. Yani birinin birinden farkı yok. Sakın ha kimse bana kendi başkanını veya vekilini övme gafletinde bulunmasın.
Geçmişte Türkiye’nin en büyük şehirlerinden birisi olan ancak bugün çarpık ve büyük bir köy görüntüsüne bürünmüş bu durumdan, 40 yıldır bu şehri yöneten tepeden tırnağa tüm siyasiler ve idareciler sorumludur. Düşünebiliyor musunuz? Adana şehri ilk battı çıktı ile 2014 yılında Sular Mevkiinde açılan Şehit Mustafa Sarı Alt Geçidi ile tanıştı.
Şaka gibi değil mi koskoca Adana şehri ilk taşıt yolu olan alt geçidi ile 2014 yılında tanıştı. Bu ayıp, 40 yıldır bu şehrin yönetiminde bulunan yerel, merkezi fark etmez tüm siyasetçileri ve idarecileri için yeter de artar bile!
Son 20 yılda iktidarda olan merkezi hükümet yapmış olduğu icraatlar ile tüm Türkiye’de ciddi yatırımlar ve hizmetler üretmiştir. Ancak ne hazindir ki bu durum Adana için geçerli olmamıştır veya olamamıştır. Bu durum biliyoruz ki Türkiye genelinde tam aksinedir.
Farklı şehirlerin farklı siyasi partilerine mensup milletvekilleri bir araya gelip, temsil ettikleri şehirlerin kalkınması için ciddi kulisler yapmak suretiyle önemli yatırımları memleketlerine taşımışlardır.
Oysa Adana milenyum çağına girerken henüz Köprülü Kavşağı olmayan adeta bir trafik keşmekeşinin yaşandığı bir kent haline gelmiştir. Dümdüz ova da bir kepçe ve dozer ile her gün yüzlerce metre yol inşaatı yapılacak mükemmel bir arazide, maalesef yol olamadığından dolayı Trafik Çilesi çeken bir şehir haline getirilmiştir.
Önümüzdeki günlerde okulların açılmasıyla birlikte trafiğe çıkacak hususi araç ve okul servislerini de hesaba katınca hayal dahi edemeyeceğimiz bir tablo ile yüz yüze geleceğiz.
Şehir içinden geçen otoban ile ilgili giriş çıkışların dahi sorun olduğu bir durum, bizlerin olumlu düşünmesine müsaade etmiyor. İyi düşünmek istiyoruz ancak bu mümkün değil. Yıllarca kafasını kuma gömerek sorumsuz bir şekilde bu şehri yönetenlerin ceremesini Adana Halkı çekmek zorunda değildir.
Taraflı tarafsız hemen herkesin benimle aynı fikirde olduğunu gayet iyi biliyorum. Sadece seçim dönemleri hareketlenen bu şehrin insanları bu denli aşağılanmayı hak etmiyor diye düşünüyorum. Seçimlerin ertesi günü bu kadim kent siyasilerin günlük hesap yaptıkları şehir kisvesine bürünüyor. Kısır siyasi çekişmelere kurban edilmeyi hak etmiyor.
Her geçen gün artan nüfus ve dolayısıyla trafiğe giren araç sayısının artışı bu konuda acil çözümler üretilmesinin ne denli mühim olduğunu göz önüne sermektedir. Artık ortada bir cenaze olduğunu kimse inkar edemez.
Gün gerek merkezi hükümet gerekse yerel yönetimlerin sorumluluk bilinciyle bir araya gelip tatmin edici projeler ve hizmetlerle Adana halkını mutlu etme günüdür. Aksini bir durumu Adanalılar olarak düşünmüyoruz diyebilirim.
Bu şehirde önümüzdeki dönemlerde Milletvekili ve Belediye Başkanlığı seçimlerinden zaferle ayrılmak isteyenler bu duruma kayıtsız kalamaz!
Selam ve dua ile… "
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.