'Kimsenin millet iradesine sahip çıktığımız için eleştirme hakkı yok'
'Kimsenin millet iradesine sahip çıktığımız için eleştirme hakkı yok'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hiç kimsenin bizi milletimizin iradesine, sandığın namusuna sahip çıktığımız için eleştirmeye hakkı yoktur." dedi.
Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Büyük Üsküdar İftarı"ndaki konuşmasında, İstanbul'da, Türkiye'nin ve dünyanın dört bir yanında, bu gece semaya açılan ellerin boş çevrilmeyeceğine inandığını ifade ederek, "Rabbim bizleri ağız tadıyla daha nice ramazanlara, nice bayramlara ulaştırsın. Rabbim bizlere dünyanın neresinde olursa olsun yardım bekleyen tüm mazlumlara, mağdurlara el uzatacak güç, kuvvet, imkan versin. Rabbim ülkemizin diz çökmesini bekleyenlere, milletimizin birlik ve beraberliğini bozmaya çalışanlara fırsat tanımasın." ifadelerini kullandı.
Uzun ramazan gecelerinin iftarla sahur arasında yapılan ibadetlerin insanların iç aleminde tefekkür, dostlarla tezekkür fırsatı da verdiğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hem kendi kişisel dünyamızı hem çevremizin ve ülkemizin meselelerini enine boyuna değerlendirme imkanı elde ederiz. Tek başına ülkemizin son 6 yılda üst üste yaşadığı hadiseler bile karşı karşıya kaldığımız oyunun büyüklüğünü göstermeye yetecektir. Sokaklarda kaos çıkarmak, mahalleleri çukurlarla bölmek, envaiçeşit terör örgütünün kanlı eylemleriyle milletimizi sindirmek, sınırlarımız boyunca bizi kuşatmak isteyenlerle özellikle hep birlikte mücadele ettik, derslerini verdik. İktidarımızın döneminde vesayete, FETÖ'nün 17-25 Aralık'ta emniyet-yargı darbe girişimine, 15 Temmuz'da ise kanlı darbe teşebbüsüne hep beraber karşı durduk. Yine son yıllarda yoğunlaşan ekonomik saldırılara, işimizi, aşımızı, geleceğimizi tehdit eden yıkıcı etkilerine yekvücut olarak direndik. Bu süreçte 81 vilayetiyle ülkemizin tamamından çok büyük destek aldık. Ama İstanbul bu mücadelenin her zaman lokomotifliğini yaptı. Daha önce farklı yerlerde, son dönemde ise Yenikapı'da milyonların katılımıyla düzenlediğimiz her miting ülkemizin ve milletimizin düşmanlarına karşı İstanbul'un adeta bir meydan okuyuşuydu."
Erdoğan, yarın akşam Yenikapı Meydanı'nda enderun teravihi kılacaklarını belirterek, "Hedef 313 bin kişiyle bir enderun teravihi. Bedir'de 313 mücahit vardı. Şimdi hep birlikte bu 313'ün yanına 3 sıfırı da koyarak, 313 binle Yenikapı Meydanı'nda enderun teravihini Diyanet Vakfının organizesinde orada yaşayacağız. Yedi düvele karşı 'Başaramayacaklar.' diye haykırırken, arkamızda diğer şehirlerimizle birlikte 15 milyonluk İstanbul'un da olduğunu biliyorduk. Hamdolsun İstanbul 1994 yılından beri bizi hiç yalnız bırakmadı. Hem sahada hem sandıkta hep yanımızda olan İstanbul'a ne kadar şükran duysak, ne kadar hizmet etsek, minnet borcumuzu ödeyemeyiz. İstanbul'a aşkımızı, sevgimizi, muhabbetimizi, vefamızı anlatacak kelimeler bulmakta dahi zorlanıyoruz. İstanbul'u anlatan şiirler bile artık meramımızı ifade etmeye kafi gelmiyor." diye konuştu.
"Asıl eleştirilmesi gerekenler demokrasiye gölge düşürenler"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllardır ikamet ettiği Üsküdar'ın da kalbinde ayrı bir yeri olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"31 Mart seçimlerinde İstanbul'un 39 ilçesinden Üsküdar'la birlikte 25'inde Cumhur İttifakı olarak seçimleri kazandık. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde ise demokrasiye ve sandığa gölge düşüren bir durumla karşılaştık, oyları çaldılar. Yüksek Seçim Kurulu (YSK), hem sandık kurullarının oluşumundaki kanunsuzluklar hem de sandık birleştirme tutanaklarındaki usulsüzlükler, yolsuzluklar sebebiyle Büyükşehir seçimlerinin yenilenmesine karar verdi. Bizim bu süreçteki tek amacımız, milli iradenin sandıktaki tecellisinin kayıtlara en doğru, en sağlıklı şekilde geçmesini sağlamak olmuştur. Şayet bizim teker teker ortaya çıkardığımız YSK'nın da hukuki olarak teyit ettiği sorunlar, sıkıntılar, hukuksuzluklar, yolsuzluklar olmasaydı bugün bunları konuşmayacaktık. Hiç kimsenin bizi milletimizin iradesine, sandığın namusuna sahip çıktığımız için eleştirmeye hakkı yoktur. Hele hele YSK üyelerine hakaret etmenin, onları 'çete' diyerek hedef göstermenin hiçbir haklı gerekçesi olmaz. Ne zamandan beri hukuk içerisinde hak aramak veya oradaki insanlara 'çete' ifadesini yakıştırmak moda oldu? Asıl eleştirilmesi gerekenler, sandığa ve dolayısıyla demokrasiye gölge düşüren uygulamaları yapanlar ve bunları savunanlardır."
Seçimi kimin kazandığının elbette mühim olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ancak çok daha önemli olan nasıl kazandığıdır. Hukuka ve vicdanlara uygun şekilde yapılan her seçim sonucunun milletimizin de bizim de başımızın üzerinde yeri vardır. Şimdi sizlerden 23 Haziran'da sandığa ve sandık sonuçlarına sıkı bir şekilde sahip çıkmanızı istiyorum. Her ne sebeple olursa olsun sandığa gitmemek, başkalarının o sandıkta ortaya koydukları iradeye teslim olmak demektir. Üsküdarlı hemşehrilerim başta olmak üzere tüm İstanbul halkının kendi iradelerine sahip çıkacaklarına inanıyorum."
"2023 hedeflerine kimse engel olamayacak"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin önünde hem çok büyük zorluklar hem de çok büyük fırsatlar bulunduğunu, bu zorlukları fırsatlara dönüştürmenin milletin elinde olduğunu belirterek, şayet millet olarak birlikten, beraberlikten ve kardeşlikten taviz verilmezse Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşmasına kimsenin engel olamayacağını söyledi.
Erdoğan, 1994'te belediye başkanı olduğu zaman İDO Genel Müdürlüğü, sonrasında Ulaştırma Bakanlığı, Başbakanlık ve TBMM Başkanlığı görevlerinde bulunarak gerek ulusal gerek uluslararası camiada çok ciddi birikimlere sahip olan yol ve dava arkadaşı Binali Yıldırım'ı İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak sunduklarını anlattı.
Bu tür bir birikime sahip olan belediye başkan adayıyla İstanbul'u farklı bir yere taşımak istediklerini vurgulayan Erdoğan, tüm hemşehrilerin 23 Haziran'da Binali Yıldırım'a sahip çıkmasıyla İstanbul'a gölge düşmeyeceğine inandığını dile getirdi.
Erdoğan, hedeflerine ulaştıklarında da artık ülkenin önünde bambaşka kapılar açılacağını ve dünyada devler ligine çıkılmış olunacağına işaret ederek, "Ülkemizde bir kesim hala bu büyük oyunu görmekte zorlanıyor. Suriye, Irak, Libya, Kıbrıs meselelerini sadece bu ülkenin meselesi sananlar, dünyaya gözlerini kapatanlardır. Ekonomide yaşadığımız sıkıntıları sadece kendi dinamiklerimizin ürünü zannedenler, oynanan büyük oyundan bihaber olanlardır. Milli güvenliğimizi güçlendirmek için attığımız adımlara gösterilen tepkileri sıradan refleksler olarak görenler, ülkemize yönelik tehditleri kavrayamayanlardır. İşte bakın şu anda yüzlerce teröristi etkisiz hale getiren şu Pençe Harekatı'yla da evelallah askerimiz artık hangi konumda olduğunu ortaya koymuştur." ifadelerini kullandı.
"İstanbullular en doğru tercihi yapacak"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin her alanda son bir asrın en kritik mücadelelerini verdiğini belirterek, son dönemdeki her seçim gibi İstanbul seçimlerinin de bu mücadelenin bir parçası olduğunu dile getirdi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer bu seçimlerin sonuçlarını, dışarıda birileri İstanbul halkından dahi yakından takip ediyor, saf tutuyor, sevinç çığlıkları veya üzüntü beyanları serdediyorsa ortada başka bir oyun var demektir. 31 Mart'ta Batı, Avrupa'nın değişik ülkeleri, kazandı diye zannettikleri isim için nasıl eğlendiklerini gördünüz değil mi? Bu işin arkasında nelerin olduğunu hala anlamadık mı? Nelerin döndüğünü anlamadık mı? İstanbul halkının karşısına çok büyük imaj kampanyalarıyla hoşgörü, diyalog, çağdaşlık abidesi olarak çıkartılan kişilerin suratındaki makyaj döküldükçe, gerçek yüzü ortaya çıkmaya başladı. Hayatında hiçbir başarı hikayesi olmayan, eserleriyle değil, sadece hoyratlık, hakaret, tehdit, tahammülsüzlük, bütün bunlarla gündeme gelen bir kişiye benim vatandaşımın İstanbul'u emanet etmeyeceğine inanıyorum. İnşallah 23 Haziran'da İstanbullular en doğru tercihi yapacaklardır. Tüm hemşehrilerim, bütün yakınlarına, dostlarına bence bunu iletmeleri lazım."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Üsküdar Belediye Başkanı ve ekibine böyle bir program düzenlediği için teşekkür ederek, "Bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, beraber olalım, hep birlikte Türkiye olalım." diyerek konuşmasını bitirdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.