Kimse Bize Hayvan Hakları Dersi Vermesin

Kimse Bize Hayvan Hakları Dersi Vermesin
Prof Dr. Görmez, ?Biz, bir karıncayı incitmenin bile mahşerde soru olacağını idrak eden bir medeniyetin çocuklarıyız? diye konuştu.Hiç kimsenin kurban...


Prof Dr. Görmez, ?Biz, bir karıncayı incitmenin bile mahşerde soru olacağını idrak eden bir medeniyetin çocuklarıyız? diye konuştu.

Hiç kimsenin kurban ibadetini öne sürerek Müslümanlara hayvan sevgisi, hayvan hakları dersi vermeye kalkmaması gerektiğini ifade eden Prof Dr. Görmez, ?Biz, bir karıncayı incitmenin bile mahşerde soru olacağını idrak eden bir medeniyetin çocuklarıyız? diye konuştu

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, İslâm ülkeleri arasında takvim birliğinin olmamasının üzüntü verici olduğunu belirterek ?Bu mesele Müslüman halkların algısında ilmî ve içtihadî bir mesele olmaktan çok politik bir meselesidir? dedi. Başkan Görmez, Kurban Bayramı?nda Yüce Yaratan?ın rızasından uzaklaştıracak her türlü davranıştan kaçınılması gerektiğini belirtirken de, ?Ama hiç kimse kurban ibadetini öne sürerek Müslümanlara hayvan sevgisi, hayvan hakları dersi vermeye kalkışmamalı. Biz, bir karıncayı incitmenin bile mahşerde soru olacağını idrak eden bir medeniyetin çocuklarıyız? mesajını verdi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez?e yönelttiğimiz sorular ve aldığımız cevaplar şöyle...

HESAPLARLA KESİN SONUÇLAR ORTAYA ÇIKIYOR

Dönmez: Muhterem Hocam, İslâm ülkeleri arasında Ramazan?ın başlangıcı, oruç, kurban, hac ibadeti ve bayram tarihlerini de etkileyen ihtilafın sebepleri nelerdir?
Görmez: Bilindiği üzere bizim ibadetlerimiz kameri aylara göre edâ edilmektedir. Sözünü ettiğiniz ihtilaf, kameri ay başlarının hesaplanmasındaki yöntem farklılığından kaynaklanmaktadır. Bu hesaplama işleminde astronomik hesaplara mı itibar edeceğiz, yoksa çıplak gözle hilali görmeye mi itibar edeceğiz? İhtilaf buradan kaynaklanmaktadır. Kameri aybaşlarının hesapla belirlenmesi, en sağlıklı ve hatadan en uzak yöntemdir. Dinen buna herhangi bir engel yoktur. Kameri aybaşlarının hesapla belirlenmesine dinen bir engel varmış gibi göstermek, İslâm?ın ilme verdiği önemi gözardı etmektir. Uzay çağında hesapla amel etmeye karşı çıkmak, yeryüzünde ilk rasathaneyi kuran Müslüman âlimlerin nesillerine yakışmamaktadır. Artık günümüzde hesaplar hiç tereddüde mahal bırakmayacak derecede kesin sonuçlar ortaya koyabilmektedir. Hilalin nerede, ne zaman, hangi saatte ve hangi dakikada görülmeye başlanacağı, yıllarca önceden bile tespit edilebilmektedir. Güneş, ay ve diğer gök cisimlerinin hareketleri son derece dakiktir. Cenab-ı Hakk?ın kâinata koyduğu kevni kanunlar sayesinde muntazam bir şekilde işlemektedir. Yüce Allah Rahman Sûresi?nde ?Güneş ve ay bir hesaba göre hareket etmektedir? buyurmaktadır. Ayette geçen ?husbân? kelimesinin mübalağa sırasında gelmesi güneş ve ayın ne kadar dakik bir şekilde hareket ettiğine dikkat çekmek içindir.

?TAKVİM BİRLİĞİ OLMAMASI ÜZÜCÜ?

Aslında bu mesele Müslüman halkların algısında ilmî ve içtihadî bir mesele olmaktan çok politik bir meselesidir. İslâm ülkeleri arasında takvim birliğinin olmaması gerçekten üzüntü vericidir. Bu, İslâm?ın vahdet anlayışına da uymamaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak İslâm ümmetinin sevinçte, tasada ve kıvançta birlikteliğini arzu etmekteyiz. Mü?minlerin birlikte oruca başlamasının, birlikte bayram yapmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu hususta Müslümanlar arasında mümkün olan en geniş birliğin sağlanması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Başkanlık olarak 1970?lerden itibaren bu konuda çalışmalara başlamışız. 1978?de İstanbul?da Ruyet-i Hilal toplantısını gerçekleştirmişiz. Burada alınan kararlara bütün katılımcı ülkeler imza atmışlardır. Ancak bugün bu toplantıda imzası bulunan bazı ülkeler, alınan kararlara ne yazık ki uymamaktadır. Ayrıca bugüne kadar pek çok İslâm ülkesinde rüyet-i hilal konusunda ilmi toplantılar düzenlenmiştir. Birçok ilim adamı bu toplantılarda tebliğler sunmuştur. Bu toplantılarda önemli kararlar alınmıştır. Hatta rüyet konusunda bazı ilim adamları müstakil kitap ve makaleler yazmıştır. Ancak bütün bunlara rağmen sorun nihai bir çözüme kavuşturulamamıştır. Bu sebeplerle başkanlık olarak uzun bir aradan sonra yeniden rüyet konusunda bir toplantıya ihtiyaç olduğunu gördük. Bu sebeple geçen sene İstanbul?da Ruyet-i Hilal Konferansı?na hazırlık mahiyetinde ilmi bir toplantı gerçekleştirdik. İnşallah bu senenin sonuna doğru bu sorunun çözümü mahiyetinde bütün İslâm ülkelerinin katılımıyla Ruyet-i Hilal Konferansı?nı gerçekleştireceğiz.

?KARDEŞLİĞİ PEKİŞTİREN MÜSTESNA GÜNLER?

Muhterem Hocam, müsaadenizle Kurban konusuna geçmek istiyorum. Kurban Bayramı?nın İslâm dinindeki yeri nedir?
- Biz Müslümanlar için bayramlar; imanı, ibadeti ve tarihi bir sevinç atmosferinde buluşturan ve bu sevinci sonsuzluğa taşıyan önemli zaman dilimleridir. Bayramlarımız her yıl Müslümanlık bilincimizi yenileyen, millet olma irademizi diri tutan; birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularımızı pekiştiren, rahmet ve bereket dolu müstesna günlerdir. Bayramların dindeki yerini ve değerini sadece kutsal metinlerin kelimelerinde ve cümlelerinde değil, meydana getirdikleri medeniyetlerin canlı dinamiklerinde aramak gerekir. Din dilinde kurban ve Kurban Bayramı?nın yüksek dini ve manevi değeri ?şeâir? kavramıyla ifade edilmiştir. Şeâir, Müslüman olma ve Müslüman kalma bilincimizi, şuurumuzu diri tutan simgesel ve sembolik değeri yüksek ibadet ve davranış demektir. Kur?an-ı Kerim?de ?Her kim Allah?ın simgelerine saygı gösterirse bu, kalbinin takvasını gösterir? buyurulmuştur. (Hac 22/32) Ramazan Bayramımız, her yıl bizlere yüce kitabımız Kur?an-ı Kerim?in nazil oluşunu ve İslâm?ın doğuşunu yaşatırken, Kurban Bayramımız, üç ilâhî dinin kendisinde buluştuğu Hz. İbrahim?den Hz. Musa?ya, Hz. İsa?ya; Hz. İsmail?den Hz. Muhammed?e uzanan İslâm tarihine can verir.

ALLAH?TAN UZAKLAŞTIRACAK DAVRANIŞLARDAN KAÇINMALIYIZ

Kurban ibadeti eda edilirken nelere dikkat edilmelidir? Kurban kesme ve kurban ibadeti bazı çevrelerce sistematik biçimde kötü gösterilmek isteniyor. Kurban farklı bir mecraya çekilmek isteniyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
- Kurban ibadetini gerçekleştirirken Sevgili Peygamberimizin (s.a.v) ?İslâm?ın, bütün mahlûkata şefkat merhamet ve ihsan? prensibini unutmamalıyız. Yüce Yaratan?a yakın olmak için yerine getirdiğimiz bir ibadeti ifa ederken, bizi O?ndan ve O?nun rızasından uzaklaştıracak her türlü davranıştan kaçınmalıyız. Hayvana eziyet ederek, dinin yarısı addedilen temizliği gözardı ederek, insan ve çevre sağlığını tehdit ederek kurduğumuz veya kurmaya çalıştığımız yakınlığa gölge düşürmemeliyiz. Ancak bazı olumsuz uygulamaları dikkate alarak dinimize ve milletimize tarih sahnesinde süreklilik kazandıran kurbanı ve Kurban Bayramı?nı tartışma konusu yapmak doğru değildir. Elbette dünyaya başka şekillerde yansıyacak ve yanlış anlamalara yol açacak davranışlardan uzak durarak kurban ibadetini yerine getirmek gerekir. Ama hiç kimse kurban ibadetini öne sürerek Müslümanlara hayvan sevgisi, hayvan hakları dersi vermeye de kalkışmamalıdır. Biz, bir karıncayı incitmenin bile mahşerde soru olacağını idrak eden bir medeniyetin çocuklarıyız.

?BAYRAMLAR TATİL DEMEK DEĞİL?

Muhterem hocam, son dönemlerde bayram kültüründe ciddi değişimler gözlemleniyor. Mesela bayramda anne, baba, akraba ve dostlarla birlikte bulunmak yerine tatile gitme kültürü gelişiyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Bayram, tatil demek değildir. Ancak bazı kardeşlerimiz bayramda tatile gideceklerse, bayramın sevincini gidecekleri yerlere taşısınlar. Çünkü bayramların da bir ilmihali vardır. Bayramlar, sevinçleri büyütme mevsimidir. Özellikle varlık sebebimiz olan annelerimizin ve babalarımızın gönüllerini şâd etmeliyiz ve onların hayır dualarını almalıyız. Bir tatlı söz işitmek için hayatın bütün ağırlığını paylaşmayı göze alan çileli eşlerimizi mesrur etmeliyiz. Evlerin canlı bayramları olan çocukları sevindirmeliyiz. Gönüllerin ağır yükü olan küskünlükleri ortadan kaldırmalıyız.

?DİN KARDEŞLERİMİZİ UNUTMAMALIYIZ?

Evinde ve yatağında ziyaretçi bekleyen insanlarımızı hatırlamalıyız; öksüz ve yetimlerin, kimsesiz ve ihtiyaç sahiplerinin yüzlerinin gülmesine ve ümitlerinin yeşermesine vesile olmalıyız. Bizimle bayram sevincine katılamayan; hapishane ve hastane köşelerinde, düşkünler yurdunda bulunan vatandaşlarımızı ziyaret edip gönüllerini almalıyız. İnsanlığın ortak barışının korunmasında önemli sorumluluğu olan, ancak yıllardır kendi dinî bayramlarını dahi sevinç ve mutlulukla kutlamaya hasret kalan; gözyaşı, şiddet, savaş, ekonomik sıkıntı ve yoksulluğun gölgesinde bayram yapmaktan kurtulamayan din kardeşlerimizi hatırlamalı ve onlar için dua etmeliyiz. Bu duygu ve düşüncelerle başta milletimiz olmak üzere, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın, gönül coğrafyamızın ve bütün İslâm âleminin Kurban Bayramı?nı şimdiden tebrik ediyorum.

KURBAN ALLAH?A YAKIN OLMA ARAYISI

Kurban ne demektir? Kurbanın taşıdığı sembol ve anlamlardan, mana ve hikmetlerden söz eder misiniz?
- Kurban, Allah?a, yüce ve ilâhî olan her şeye, hakka, hakikate, iyiye, doğruya, güzele, yakın olma arayışıdır. Kurban, Allah?a yakın olmak için yaptığımız bütün işlerdir. Kurban, bizi Allah?a yakınlaştırmak için var. Allah?a yakınlaşmak için yaptığımız bütün işler bizim kurbanımızdır. Kurbanda Hz. İbrahim ve Hz. İsmail?in baba-oğul sevgisi ile hakka bağlılık duygularının harman olduğu engin bir dünya vardır. Kurban, içinde pek çek sembol, anlam ve değer taşıyan ibadetlerimiz arasında yer almaktadır. Hac vesilesiyle Arafat?ı dolduran Müslümanlar, Allah?la misaklarını yenilerken, kurbanlarını sadece O?nun adıyla kesenler de ubudiyetlerini tahkim etmektedirler. Gündelik hayatın gelip geçici hevesleri arasında yer yer ihmallere maruz kalan Rabbimizle ilişkimiz, bu mübarek günlerin feyz ve bereketiyle yeni bir şevk ve heyecan kazanmaktadır.

?SORUMLULUKLARIMIZIN FARKINA VARMAMIZI SAĞLAR?

Hiç kuşkusuz kestiğimiz kurbanların arkasında yatan mana ve hikmet, bizi Allah?a yaklaştırmakta, bu yakınlaşma, insanlığımızı daha da derinleştirmekte, kendimize ve çevremize karşı sorumluluklarımızın farkına varmamızı sağlamakta ve sıratı müstakim üzerinde sebat etmemize vesile olmaktadır. Kurban, İslâm?ın temellerinden biri olan hac ibadetinin önemli bir parçasıdır. Kurban ibadeti, Arafat?ta dünyalıklardan soyunmuş, âdeta ak kefenlere bürünmüş, milyonlarca Müslüman?ın Rabbin divanına durduğu; ellerini açtığı ve bütün insanlık için rahmet dilediği bir zaman diliminde ifa edilmektedir. Kurban, bir gönül yüceliği yakalayıp Müslümanların Allah?a yakınlık arayışında olmaları için büyük bir imkândır.

?KURBAN SOSYAL ADALETİN GERÇEKLEŞMESİNE KATKI SAĞLAR?

Esasen bu günler, Hz. İbrahim?den son Peygamber Hz. Muhammed aleyhissalatü ve?s-selama kadar, Rabbü?l-Âleminle olan yakınlığımızın ölçü ve kıstaslarını belirleyen müstesna günlerdir. Arafat?ta ihrama bürünen Müslümanlar artık orada Allah?tan başka sığınılacak bir mercinin olmadığına, farklılıkların birer rahmet olduğuna, tutku ve isteklerin geçici olduğuna; buna karşılık asıl emek verilmesi gerekenin takva olduğuna bilfiil şahadet etmektedirler. Allah?ı birlemenin ve ona teslimiyetin bir nişanesi olarak Hz. İbrahim, oğlu İsmail?i Rabbine kurban etmeye hazırlanırken, aslında bütün bir insanlık tarihine sevdiklerinden vazgeçebilme iradesini göstermiştir. Bu mesaj, o gün bugündür Rabbimizle aramızdaki irtibatın nasıl olması gerektiği konusunda bize sayısız ölçü, hikmet ve işaretler sunmaktadır. Allah için kesilen kurban ibadetinde pek çok hikmet gözetilmekle birlikte, muhtaç insanların et ve gıda ihtiyacının karşılanması gibi bir hikmet gözetilmiştir. Böylece kurban ibadeti, toplumda kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu canlı tuttuğu gibi, bayram yapamayanları bayram sevincine ortak ederek sosyal adaletin gerçekleşmesine de katkıda bulunmaktadır.

?TANIMADIĞIMIZ KARDEŞLERİMİZE UZATTIĞIMIZ YARDIM ELİDİR?

Kurban, varlıklı olanlarda, malını Allah rızası için harcama ve başkalarıyla paylaşma bilincini geliştirmekte ve onların, ihtiyaç sahibi kardeşlerine yaklaşmasına vesile olmaktadır. Dolayısıyla kurban, sadece akrabaları, komşuları ve dostları değil, yakın olsun uzak olsun yeryüzündeki bütün kardeşlerimizi birbirine yakınlaştırmaktadır. Bu yönüyle kurban, Afrika?dan Asya?ya, Uzakdoğu?dan Güney Amerika?ya, adını bile duymadığımız nice ülkelerde daha önce hiç görmediğimiz ve tanımadığımız kardeşlerimize uzattığımız bir yardım eli olmaktadır.

Netice itibariyle kurban, yoklukların, afetlerin yaşandığı coğrafyalara ulaşmak, fizikî mesafeleri gönül coğrafyasında aşmak, onların dertleriyle dertlenmek ve onlara bir umut ışığı olmaya çalışmaktır. Hatta sadece din kardeşlerimize değil, ?Yaratılanı sev, Yaratan?dan ötürü? anlayışının bir gereği olarak inancı, dili, rengi ve ırkı ne olursa olsun, kimsesizlerin kimsesi olmak ve muhtaç olan herkese ulaşmaktır. Müslüman olarak Allah?a olduğu kadar insanlığa, hatta tüm mevcudata karşı da büyük sorumluluklarımız vardır. Bayram, bu sorumluluklarımızı hatırlama ve aynı zamanda da bu adımları atma konusunda hepimize yeni bir bilinç yüklemektedir.

YENİAKİT

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.