Kılıçdaroğlu'ndan MİT yasasına tepki

Kılıçdaroğlu'ndan MİT yasasına tepki
CHP Lideri, MİT mensuplarına soruşturma için Başbakan'ın iznini zorunlu kılan yasayla ilgili konuştu...CHP Parti Meclisi'nde konuşan Genel Başkan Kemal...



CHP Lideri, MİT mensuplarına soruşturma için Başbakan'ın iznini zorunlu kılan yasayla ilgili konuştu...

CHP Parti Meclisi'nde konuşan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun hedefinde Başbakan Tayyip Erdoğan ve MİT mensuplarıyla ilgili yasa vardı. Kılıçdaroğlu, yasanın MİT mensuplarını kurtarmak ve Başbakan'ın kendi çıkarlarını korumak için çıkarıldığını dile getirdi.

CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu, MİT Kanunu'nda değişiklik yapan kanun teklifinin TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilmesine ilişkin, ''Geçmişteki faili meçhul cinayetlerinin içinde kamu görevlileri var mıydı, yok muydu? Onlarca kamu görevlisi, faili meçhul cinayetin faili olarak ortalıkta hala geziyorlar. Bu ülkede tetik çekenin sırtını sıvazlamadık mı biz? O zaman bu yasal yetki yoktu. Şimdi onun yetkisi de geldi'' dedi.

Kılıçdaroğlu, parti genel merkezinde toplanan
CHP Parti Meclisi'nin (PM) açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'de gündeminin yoğun olduğunu belirterek, ''Keşke gündemin yoğunluğu insanların özgürlüğü üzerine olsa'' ifadesini kullandı.

Türkiye'de özgürlüklerin gittikçe sınırlandığını iddia eden Kılıçdaroğlu, son 50 günde Türkiye'de olağanüstü olaylar yaşandığını söyledi. Bunların, ''sanki rutin olaylarmış'' gibi kamuoyunun önüne sürüldüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, Irak sınırındaki olaya değindi.


Meclis İnsan Hakları Komisyonu'nun Uludere'de insansız hava araçların çektiği görüntüleri izlediğini ve komisyonda ''talimatı kimin verdiğinin tartışıldığını'' belirten Kılıçdaroğlu, talimatı hükümetin verebileceğinin yasalarda çok açık olduğunu ifade etti.


Hükümetin yaşanan olayın sorumlusu olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, ''Bizim sorumuz açık; 'istihbaratı size kim verdi' Bu soru unutturulmak isteniyor. Talimatı veren belli, istihbaratı veren açıklanırsa, hükümetin kimin oyuncağı olduğunu anlayacağız'' dedi.


Hrant Dink cinayeti davasına da değinen Kılıçdaroğlu, cinayetin işlendiği günün ertesinde, dönemin emniyet müdürünün ''cinayetin örgüt bağlantısı olmadığı'' yönünde açıklama yaptığını, yıllar sonra mahkemenin de aynı şekilde karar verdiğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, bu durumu içlerine sindiremediklerini bildirdi.


Deniz Feneri e.v soruşturması hakkında da açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, ''Geldiğimiz noktaya bakın yüzyılın soygunu, yüzyılın beraatiyle sonuçlanacak. Unutturulmak isteniyor. Savcılar hırsızların peşinde, Bakanlar Kurulu da başta Başbakan, onlar da savcıların peşinde, nasıl bir anlayıştır bu'' dedi.


Malatya'da Grup Yorum'un biletlerini satan öğrencilerin ''terör suçlaması'' ile karşı karşıya kaldıklarını öne süren Kılıçdaroğlu, ''Ben bunu Batılılara söylediğim zaman 'böyle bir şey olamaz' diyorlar. Olmaz zaten, Türkiye'de bizim olamaz dediğimiz olaylar oluyor zaten, sorun da ordan çıkıyor'' ifadelerini kullandı.


''Bütün bu gelişmeler olurken, sistemli bir şekilde saldırılan tek kuruluşun ise
CHP'' olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, buna karşı tüm CHP'lilerin dikkatli olması gerektiğini ve tarihi sorumlulukları bulunduğunu söyledi.

Üniversiteleri, yaşananlar karşısında ses çıkarmadıkları gerekçesiyle eleştiren Kılıçdaroğlu, ''Sesi çıkmayan üniversite mi olur, onlar üniversite falan değil, onlar öğrencilerin ensesinde boza pişiren kuruluşlar, başlarında da eğitim almış rektörler var, ne eğitimi almış? Boza pişirme eğitimi almış'' diye konuştu.


Başbakan'ın ''CHP'li belediyeleri Alman Vakıflarından aldıkları paralarla terör örgütüne kaynak aktarmakla'' suçladığını ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Bunu çete kurma yetkisini kafasına koymuş bir adam söylüyor. Çıktık söyledik, 'şerefli bir adamsan çıkarsın o belediyeleri söylersin' Şerefli olduğunu kanıtlayamadı, çünkü söyleyemedi. Özür dile diye gensoru verdik, açıklamadı kaçtı. Yalancılığını bütün millete anlatmak, tüm
CHP'lilerin boynunun borcudur. Yalan söyleyen, iftira atan bir Başbakan olamaz'' dedi.

MİT Kanunu'ndaki değişiklik


MİT Kanunu'nda değişiklik yapan kanun teklifinin, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, teklifteki, ''Başbakan tarafından özel bir görevi ifa etmek üzere görevlendirilenler'' ifadesinin, ''Belirli bir görevi ifa etmek üzere kamu görevlileri arasından Başbakan tarafından görevlendirilen'' olarak değiştirildiğini hatırlattı.


Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:


''Biz sorduk, 'bu özel görevlendirdiğin adam Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı mı, CIA ajanı mı kim bu adam? Memur mu, esnaf mı, yoksa tinerci mi' sorduk bunu. Değiştirmişler, kamu görevlisi olacakmış. Şimdi size bir soru sorayım değerli PM üyeleri, elinizi vicdanınıza koyup şu sorunun yanıtını verin, geçmişteki faili meçhul cinayetlerin içinde kamu görevlileri var mıydı, yok muydu? Onlarca kamu görevlisi, faili meçhul cinayetin faili olarak ortalıkta hala geziyor. Bu ülkede tetik çekenin sırtını sıvazlamadık mı biz? O zaman bu yasal yetki yoktu. Şimdi onun yetkisi de geldi. Bir Bakan çıkıyor, bu yasayı savunmak üzere, 'Suça bulaşmadan örgüte sızmak mümkün değildir' diyor. Yani 'devlet illegaldir, devletin görevlileri illegal olayların içine gireceklerdir. Üstelik o görevliler de devletin en hassas kurumlarında çalışan görevliler.' Şimdi ben merak ediyorum, Sayın Hakan Fidan suça mı bulaştı, örgüte suça bulaşarak mı sızdı? Hayır. Sayın Fidan Başbakanlık müsteşar yardımcısıydı, sayın Başbakan görev verdi, 'git Oslo'da görüş' dedi. O zaman bu maddeyi niye getiriyorsunuz?


Başbakan'ın özel göreviyle bazı kamu görevlileri gidip belli suçlara özgürce bulaşabilecekler. Nedir o suçlar? Suç işlemek için örgüt kurmak. Yani Başbakan özel görevli arkadaşlara diyecek ki 'siz bir çete kurabilirsiniz, yasa dışı bir örgüt kurabilirsiniz, meraklanmayın arkanızda ben varım' Yasa böyle diyor. 'Düşmanlarla iş birliği yapmak. Türkiye'nin çıkarları ne demek, size özel görev verdim, düşmanla iş birliği yapabilirsiniz', 'Düşman devlette maddi ve mali yardım', bunu da yapabilirsiniz, meraklanmayın, ben imza atmadan kimse sizin hakkınızda soruşturma açamaz. 'Cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırı' Olabilir ya, sayın Erdoğan sayın Gül'e kızabilir, 'bir saldırın bakalım itibarsızlaştırın şu adamı' diyebilir. Böyle bir anlayış olabilir mi? Hangi devlette yaşıyoruz. 89 yıllık Cumhuriyet tarihinde biz bütün mücadelemizi demokrasi, insan hakları, özgürlük bağlamında daha da geliştirelim diye götürdük. Mücadeleyi bunun için verdik. 12 Eylül karabasanın da doğan çocuklarımızın adını 'Özgür' koyduk. Geldiğimiz noktaya bakın, 12 Eylül paşalarının yapamadığını Recep
Tayyip Erdoğan yapıyor. Birisinin apoletleri vardı, bunun yok.''

Kılıçdaroğlu, Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk'un konuyla ilgili Başbakan'a açık mektup gönderdiğini, tüm aydınlara da aynı görevin düştüğünü söyledi.


Bu konuda tek konuşmayan kişinin Başbakan olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, ''Çünkü ne olduğunu çok iyi biliyor. Ne yapmak istediğini de çok iyi biliyor. Konuşursa nasıl çamlar devireceği de çıkacaktır ortaya. Ama susuyor'' dedi.


Türkiye'nin dış politikada da önemli kayıplar yaşadığını öne süren Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bölgede arasının iyi olduğu tek ülke kalmadığını, giderek itibarsızlaştığını iddia etti. Kılıçdaroğlu, Rusya ile imzalanan Güney Akım Doğalgaz Boru Hattı anlaşmasını da eleştirdi.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.