Kılıçdaroğlu referandum teklif etti
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Suriyelileri vatandaşlığa alacağız.’ Niye alıyorsun? O zaman gel kardeşim bir referandum yapalım. Millete bir soralım. Var mısın, hodri meydan" dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Muhsin Yazıcıoğlu’nun 25 Aralık 2009’da hayatını kaybettiğine değinerek, “Davalar açıldı. 132 şüpheli hakkında dava açıldı. Davanın konusu şu, ihmal, kasten öldürmek, suç delillerini yok etme ve değiştirme. Dava açıldı dava sonunda takipsizlik verildi dosya kapatıldı. Kaza olduğunda arama kurtarma ekipleri kazanın tam 115 kilometre ötesinde arama yapıyorlardı. Helikopterin düştüğü yer ayrı, onun 115 kilometre ötesinde arama kurtarma çalışmaları yapıyorlar. Aklın mantığın alacağı şey değil, üstelik hepsinin yanında cep telefonu var. Dönemin Kayseri Valisi açıklama yaptı; “Muhsin Yazıcıoğlu hayattadır” diye. İki saat beklediği söyleniyor, ondan sonra hayatını kaybettiği söyleniyor. İhlas Haber Ajansı’nın bir muhabiri 112 acil servisi arıyor. 20 dakika konuşuyor, yine buraya kimse ulaşmıyor. Daha sonra otopside muhabirin çenesinin kırık olduğu söyleniyor. Çenesi kırık birisi 20 dakika derdini anlatmaya çalışıyor kimse buraya ulaşmıyor. Helikopterin beyni yok, söküp alınmış. Ailenin avukatı diyor ki ‘Düşme ile ilgili 4 dakika 37 saniyelik radar görüntüler silinmiş’ diyor. Cumhurbaşkanı Devlet Denetleme Kurumu’nu devreye koyuyor. Onun verdiği raporda ‘Ağır bir hizmet kusuru ortaya çıkmıştır’ diyor. Yargı nedir? Eğer yargı verdiği kararda, bir olayda vatandaşın kafasında kocaman soru bırakıyorsa orada yargı yoktur. Hiç kimsenin kafasında soru işareti bırakmayacak. Rıza Sarraf’ın Amerika’da 50 milyon dolarlık kefaleti reddedecek, bende merak ediyorum yargıç bunu hangi gerekçeye dayandırarak reddedecek diye. 4 gerekçe söyledi. Hiç kimse de bu gerekçeler yanlıştır diyemedi. Yargıç budur işte. Bütün yargıçları dikkatle olmaya çağırmak CHP’nin tarihi sorumluluğu içindedir” şeklinde konuştu.
“BU İŞİN SORUMLUSU KİM BİNALİ BEY?”
Terör olaylarına değinen Kılıçdaroğlu, "7 Haziran’dan bu yana Kıbrıs çıkarmasından daha fazla şehidimiz oldu. Binin üzerinde sivil hayatını kaybetti. Hep şu soruyu sordum; bu işin sorumlusu kim, kim Türkiye’yi terör bataklığına sapladı, kim? Hangi gerekçeyle çocuklarımız hayatlarını kaybediyorlar. Bu işin sorumlusu kim? 2002’de sıfır terörle devraldılar. Ne oldu da birden bire Türkiye bu hale geldi. Bu işin sorumlusu kim? Çıkıp da bana bu sorunun cevabını birilerinin vermesi lazım. Dünyanın her tarafında bu işin sorumlusu iktidardır. Terörü bırakın önlemeyi, teröre yardım ve yataklık yaptılar, terörü azdırdılar. Bu soruyu Binali Bey’e tekrar soruyorum; bu işin sorumlusu kim Binali Bey? Terör örgütü mahkeme kurarken bu ülkede kim iktidardaydı? Şehirler silah deposuna döndürülürken bu ülkenin iktidarında kim vardı? Bunlara açık ve net cevap istiyorum. Kayığın yokken şimdi gemilerin var, herhalde bu sorunun cevabını verirsin. Kim bu işin sorumlusu? Bu terör örgütlerine dokunmayın diye talimatı veren kim? Onlar bomba yerleştirirken bunlara dokunmayın diyen kim? Sen bunun hesabını soracak mısın sormayacak mısın? Eğer hesabını sorarsan söz sana bir daha ’düşük profilli başbakan’ demeyeceğim. 200 ton bomba yerleştiriliyor, bu bombalar yerleştirilirken siz neredeydiniz?" ifadelerini kullandı.
BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM’A 11 SORU
Bayram öncesi Başbakan Binali Yıldırım’a 11 soru sorduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, sorularını şöyle sıraladı: “Musul Başkonsolosluğu basılıp, 49 vatandaşımız esir alınırken hangi hükümet ‘bunu IŞİD terörü yaptı’ demedi? Hangi milletvekili ‘PKK ve IŞİD terör örgütü değil’ dedi? ‘IŞİD iyi ki varsın, Allah kurşununu azaltmasın’ diyen kişi hangi partiden?, IŞİD hangi iktidar döneminde palazlandı ve 70 ilden IŞİD’e katılım oldu? Suriye’deki çatışmalarda yaralanıp Türkiye’ye tedavi için getirilen, tedavi edildikten sonrada tekrar Suriye’ye gönderilen IŞİD militanları hangi iktidar döneminde bu ayrıcalığa sahip oldu? Sadece IŞİD’e değil, ordaki bütün cihatçı gruplara TIR’larla kim hangi iktidar döneminde silahlar gitti? IŞİD’in bir terör örgütü olduğuna dair Bakanlar Kurulu kararı, MGK kararı alındı mı? Türkiye’de hangi savcı IŞİD terör örgütüyle ilgili iddianame hazırladı? IŞİD’in Türkiye lideri kim? IŞİD terör örgütünün son bir yıl içinde Türkiye’de yaptığı eylemlerin sorumlusu kim? Sayın Binali Yıldırım dedi ki, ‘güvenlik zafiyeti yok.’ Bende kendisine dedim ki, güvenlik zafiyeti yoksa, yönetim zafiyeti mi var?”
“IŞİD LİDERİ SAĞ KOLU ŞANLIURFA’DA TEDAVİ GÖRDÜ”
“AKP sadece PKK terör örgütüne yardım ve yataklık yapmadı, aynı zamanda bu hükümet IŞİD terör örgütüne yardım ve yataklık yaptı” diyen Kılıçdaroğlu, “AKP ile IŞİD arasında ‘İdeolojik akrabalık var’ dedim. O nedenle üzerine gidemiyor. Biz konuşurken onlar gibi işkembeden atmıyoruz. IŞİD eğitim, transfer ve lojistik destek açısından Türkiye’yi seçmiştir. Türkiye IŞİD için cihada açılan kapı olarak tanımlanmaktadır. Dünyadaki bütün raporlarda bu ifadeler var. Türkiye üzerinden TIR’larla silah gönderildi mi? IŞİD’in eline geçti mi? Siz Türkiye Cumhuriyetini nasıl bir korsan ülke haline getirirsiniz? Ortaya çıktıktan sonra dediler ki ‘Biz bunları Bayırbucak Türkmenlerine gönderiyoruz.’ Bir IŞİD komutanı, 12 Ağustos 2012’de Washington Post Gazetesine demeç veriyor, ‘teçhizatımız ve tedarikimiz Türkiye üzerinden geldi.’ diyor. Hükümet kimdi bu sırada? Teçhizat, tedarik hepsi Türkiye üzerinden. IŞİD bir terör örgütü, 500 milyon dolar petrol geliri elde ediyor. IŞİD 500 milyon dolarlık petrol gelirini Türkiye üzerinden sağlıyor, AKP buna kol kanat geriyor. IŞİD’in Türkiye dışında petrolünü satacağı hiçbir yer yok. 2014 Sağlık Bakanı Müezzinoğlu ‘IŞİD yaralılarını tedavi ederiz’ diyor. Sen bu militanı tedavi ettikten sonra niye tekrar Suriye’ye gönderiyorsun? Niye tutuklamıyorsun? Tutukla, hapse at, gereğini yap. Ama sen tam tersini yapıyorsun, tedavi edip, tekrar gönderiyorsun. Musul Konsolosluğu’nu basması talimatını veren kişi 16 Nisan 2014’te Hatay’da tedavi gördü. 11 Eylül 2014 IŞİD’in üst düzey komutanlarından, IŞİD terör örgütünün lideri El Bağdadi’nin sağ kolu Şanlıurfa hastanesinde tedavi edildi ve masraflarını Türkiye ödedi. 28 Temmuz 2014, IŞİD militanları İstanbul’da piknik yapıp cihat çağrısında bulundular. Türkiye IŞİD’inin yapılanmasında meşhur birisi var Ebu Hanzala diye kod adıyla tanınan birisi var. Bu video ile Türkiye’yi düşman ilan etti. Bunların evleri basıldı, evlerinde yapılan aramada IŞİD bayrakları, bomba, intihar yelekleri çıktı ve bunların tamamı serbest bırakıldı. Siyasi irade bunları serbest bırakır mı? 15 Ekim 2015 Ankara Garı’nda 103 gencecik çocuğumuz hayatını kaybetti. Bunun telefonları 2012’den beri dinleniyor. Kimse bunlara dokunmadı. Garda hiçbir önlem de almadılar” değerlendirmesinde bulundu.
Emniyetin raporunda ‘Türkiye’de, IŞİD’in 20 bin kişiyi bulan tabanı var’ ifadesinin yer aldığını kaydeden Kılıçdaroğlu, “ ‘Ürdün, Tunus ve Suudi Arabistan seviyesine ulaştı Türkiye’deki militan sayısı’ diyor. Kimin gözü önünde ulaştı? Kim IŞİD’le mücadele ediyor? ‘Bölgede askeri ve ideolojik eğitim alan ve Türkiye’de eylem düzenleyebilecek binin üzerinden insan var’ diyor” açıklamasında bulundu.
“ BİNALİ BEY, SENDEN TEK İSTEĞİM VAR 11 SORUMA ADAM GİBİ OTUR CEVAP VER”
Kılıçdaroğlu konuşmasına şöyle devam etti:
“Bugün Binali Bey bana cevap vermiş. Diyor ki ‘ben tek cevap veriyorum’ diyor. ‘2013’te DEAŞ ve PKK’ya karşı karar alınırken CHP neden hayır oyu kullandı’ diyor. Karar şu, Suriye’ye savaş açma kararı. Biz de buna ‘hayır’ demişiz. Bizde karşı çıkıyoruz, bugün getirsen bugün de karşı çıkacağız. Niye ben askerimi yabancı ülkelere savaşa göndereceğim. Yalan at ama bu kadar da kuyruklusu olmaz. Bu cevabı verirken bile ben utanıyorum. Sen koskoca Başbakansın, nasıl bu kadar ucuz ve rahat söyleyebiliyorsun. PKK kararına da ‘evet’ demişiz. Şimdi ne diyecek Binali Bey. Binali Bey, senden tek isteğim var 11 soruma adam gibi otur cevap ver. Yüreğin yetiyorsa, Başbakanlık koltuğunda oturuyorsan çık benim 11 soruma adam gibi cevap ver. Bana sordun, ben belgelerimi gösterdim.”
“20 MİLYON DOLARA TÜRKİYE’NİN ÖZGÜRLÜĞÜ, İRADESİ, SAYGINLIĞI İSRAİL’E SATILDI”
Dış politikayla ilgili değerlendirmede bulunan Kılıçdaroğlu, “Rusya’dan özür dilediler. İsrail’e gittiler büyük tavizler vererek İsrail’le anlaştılar. İsrail hiçbir şey yapmadı, hiçbir taviz vermedi. Niye İsrail’den yazılı bir özür istemedin? Bütün dindar vatandaşlarıma sesleniyorum, eğer CHP bunların yaptığı anlaşmayı imzalasaydı cuma namazlarında, namaz sonrası bütün camilerde mitingler olurdu. Samimi Müslüman kardeşlerime sesleniyorum, bizim samimiyetimize inanın. Biz her koşulda Türkiye’nin çıkarlarını savunan bir partiyiz, her kişinin kimliğine saygılı bir partiyiz. Her kişinin yaşam tarzına saygılı bir partiyiz. Bu anlaşmanın ayrıntılarını veriyorum. Gazze ablukası olduğu gibi kaldı. İsrail’in NATO’ya üye olmasının yolunu açtık. İsrail’in OECD üyeliğinin yolunu açtık. İsrail dogalgazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya pazarlayacak. İsrail askerileri aleyhine açılan bütün davalardan tek taraflı olarak vazgeçtik. Resmen özür mektubu göndermediler. İsrail’in Gazze üzerindeki egemenliğini Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tanımış oldu. Bütün bunların karşılığını 20 milyon dolar para ödeyerek aldı. 20 milyon dolara Türkiye’nin özgürlüğü, iradesi, saygınlığı İsrail’e satıldı. Bunlar Müslüman geçiniyorlar. Öyle anlaşıldı ki bunlar kendi çıkarları için yeri geldiğinde Türkiye’yi satarlar. Tam bir teslimiyet anlaşması” diye konuştu.
“BİR REFERANDUM YAPALIM. MİLLETE BİR SORALIM"
Kılıçdaroğlu, Suriye ile ilgili ise “Bir baktık birden bire açıklama, ‘Suriyelileri vatandaşlığa alacağız.’ Niye alıyorsun? 6 milyon işsiz var. 17 milyon fakirimiz var. Ben Suriyelilere karşı değilim. Bizim misafirimiz. Kimse Türkiye’de pek kalmak istemiyor. Herkes ‘Katar’a, Suudi Arabistan’a gideceğim’ demiyor nereye gideceğim diyor, ‘demokrasisi gelişmiş ülkelere gelişmiş ülkelere gideceğim, Avrupa’ya gideceğim’ diyor. Sonunda gittiler anlaşmayı imzaladılar Suriyeliler burada kaldı. Şimdi onlara vatandaşlık vereceğiz. Hangi gerekçeyle veriyoruz? 3 milyon Suriyelinin 400 bini Şanlıurfa’da yaşıyor. 391 bini İstanbul’da, 386 bini Hatay’da, 324 bini Gaziantep’te yaşıyor. Gaziantep eğer önlem alınmazsa önümüzdeki süreç içerisinde çok daha ciddi tehlikelerle karşılaşabilir. IŞİD’in yuvalandığı bir yerdir Gaziantep, Ankara’da Hacıbayram’da olduğu gibi. 700 bin Suriyeli çocuktan 400 bini okula gitmiyor. Bunlar ne olacak? Yapılması gereken şudur, Suriyeli kardeşlerimizi elbette kabul edeceğiz. O savaşın bir an önce bitmesi için elimizden gelen çabayı göstermeliyiz. Suriye’nin yeniden onarılması lazım. ’TOKİ konutlarını vereceğim’ diyorsun, Suriye’de yanan yıkılan evler var onları yapalım AB’den de yardım alalım. Savaşın bitmesi, Suriye’nin onarılması lazım. Sonra Suriyeli kardeşlerimiz kendi iradeleriyle kendi ülkelerine dönerler. Bu politikayı oluşturabilirsek en büyük başarıyı sağlamış oluruz. Sen düne kadar ’milli irade, milli irade, milli irade’ diyordun. O zaman gel kardeşim bir referandum yapalım. Millete bir soralım. Var mısın, hodri meydan. Vatandaş Suriyeliye kızıyor. Bu yanlış. Suriyeli savaştan kaçmış, Suriyeliyi senin başına musallat eden hükümete kızacaksın" ifadelerini kullandı.
İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.