Kılıçdaroğlu: "Dış politikadan en büyük zararı çekenler ilk etapta çiftçiler..."
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Adana'da
-Kılıçdaroğlu:
"Dış politikadan en büyük zararı çekenler ilk etapta çiftçiler. 'Dış politika bizim neyimize gerek, bizi etkilemez' diye düşünmüş olabilirsiniz. Geldi önünüze durdu. Üretici ürününü satamıyor"
- "Bir sabah kalktık, Suriye olmuş bir numaralı düşmanımız. Niçin? Efendim Suriye'de demokrasi yokmuş. Senin ülkende demokrasi var mı? Sen önce kendi ülkene getir de sonra oraya bak"
ADANA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Dış politikadan en büyük zararı çekenler ilk etapta çiftçiler. 'Dış politika bizim neyimize gerek, bizi etkilemez' diye düşünmüş olabilirsiniz. Geldi önünüze durdu. Üretici ürününü satamıyor." dedi.
Kılıçdaroğlu, partisi tarafından bir otelde düzenlenen "Adana Tarımına Sahip Çıkıyor" toplantısında çiftçiler ile bir araya geldi. Basına kapalı gerçekleşen toplantı sonunda konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, "yarın seçim olacakmış gibi" çalıştıklarını belirtti.
Çiftçinin ayağına gittiklerini, dertlerini dinlediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, ülkede siyasi görüşü, kimliği, inancı ne olursa olsun kendileri için önemli olanın insanların alın teri olduğunu kaydetti.
Mustafa Kemal Atatürk'ün "Köylü milletin efendisidir" sözünü anımsatan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Tarım bütün dünyada en stratejik sektördür. Toprağı olmayanın vatanı olmaz. Toprağı olmayanın karnı doymaz. Toprağı olmayan, babasını, dedesini, atasını defnedemez. Dolayısıyla toprak bu kadar önemlidir." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, son 12 yılda iki Trakya bölgesi kadar alanın çiftçinin kazanmaması, zarar etmesi nedeniyle ekilmediğini belirtti.
Üreticinin çok dertli olduğunu bildiklerini, çiftçinin sorununu siyasetçilerin çözeceğini ifade eden Kemal Kılıçdaroğlu, "Eğer siyaset sorunu çözemiyorsa, o zaman o siyasi otoriteyi değiştireceksiniz. Bunu yaptığınız takdirde amaca ulaşırsınız." şeklinde konuştu.
- Gençlere uyarı
Kılıçdaroğlu, konuşması sırasında kendi aralarında konuşan gençlik kolları üyelerinden sessiz olmalarını isteyerek, "Arzu ediyorsanız terk edebilirsiniz arkadaşlar. Ya konuşmayacaksınız ya burada duracaksınız. Herkes bilmeli, konuşmasını biliyoruz ama en zor kısım dinlemesini bilmiyoruz. Dinlemesini de öğreneceğiz. Bu kültürü yerleştirmek zorundayız. Bakın 20 kişi konuştu dikkatle dinledim." diye uyarıda bulundu.
Çiftçinin sorunlarını çözecek mercinin siyaset kurumu olduğunu yineleyen Kemal Kılıçdaroğlu, "Eğer siyaset kurumu sorunu çözmez, kendisi sorun üretirse, demokrasilerde sizin göreviniz o siyaset kurumunu değiştirmektir. Değiştirmiyorsanız hiç şikayet etmeyeceksiniz." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, Konya'dan küçük Hollanda'nın tarımdan yılda 2 milyar avro kazandığını, Türkiye Cumhuriyeti'nin tarımdan para kazanmadığını dile getirdi.
İktidar için çiftçinin, emeklinin, işsizin durumunun önemli olmadığını, "Nasıl olsa bunlar gelir, oylarını bana verirler ben de bunların alın terini sömürürüm" düşüncesinde olduğunu öne süren Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Hepimiz silkinmek ve kendimize gelmek zorundayız. Rusya ile ilişkiler bozuldu. Suriye ile ilişkiler bozuldu. Dış politika bir ülkenin çembere alınması anlamına gelebilir. İzlediğiniz dış politika yanlışsa Türkiye çemberin içinde demektir. Dostu kalmayan bir ülke olur mu? Hangi ülke bizim dostumuz? Dış politikadan en büyük zararı çekenler ilk etapta çiftçiler. 'Dış politika bizim neyimize gerek, bizi etkilemez' diye düşünmüş olabilirsiniz. Geldi önünüze durdu. Üretici ürününü satamıyor. Bitti. Dış politika bu kadar önemlidir."
Kılıçdaroğlu, dış politika nedeniyle turizm sektörünün de zor durumda olduğunu, 500 bin gencin işsiz kalacağını dile getirdi.
Bu durumun faturasını siyasetçinin değil, vatandaşların ödediğini ifade eden Kemal Kılıçdaroğlu, "Eğer bu fatura iki dönem daha devam ederse, siz bu toprakları da ekemeyeceksiniz. Ektiğinizi kime satacaksınız?" diye sordu.
Mazot desteği olarak 600 milyon lira verilirken, alınan vergilerin 8 milyar 400 milyon lira olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, çiftçinin aldığı destekten 4-5 kat daha fazla vergi verdiğini kaydetti.
Çiftçilerden bu durumu sorgulamalarını isteyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Bütün yükü benim sırtıma yüklemeye de hakkınız yok." dedi.
- Tarım Kanunu
Kılıçdaroğlu, Tarım Kanunu'nun 21. maddesine göre devletin her yıl milli gelirin en az yüzde 1 oranında çiftçiye destek vermek zorunda olduğunu, buna göre bir yılda çiftçiye 24 milyar lira destek verilmesi gerektiğini belirtti.
İktidarın buna karşın 11 milyar lira destek verdiğini ifade eden Kemal Kılıçdaroğlu, "B ziraat odası başkanı dava açtı mı 'çiftçinin hakkını niye vermiyorsunuz' diye. Ziraat Odaları Birliğinin genel kurulunda da söyledim. Niye dava açmıyorsunuz. Siz çiftçinin hakkını savunmayacaksanız Allah aşkına o koltuklarda niye oturuyorsunuz. Çiftçinin hakkını emin olun bizim dışımızda savunan yok."
Kılıçdaroğlu, devletin liyakat esasına göre yönetildiğini, işin ehline verilmesi gerektiğini dile getirerek, "Hükümetler devletin liyakat esasını bozmazlar, bozmamalılar." diye konuştu.
Tarım politikalarını eleştiren Kemal Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Çiftçi bir sene sonranın hesabını yapamıyorsa, 'ne ekeceğim?' diye düşünüyorsa o ülkede devlet de yoktur, planlama da yoktur. Merak ediyorum, Bakanlık kapansa eminim hiçbirinizin haberi bile olmaz. Ne iş yapıyor ki Bakanlık. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı nereden madalya aldı? Fransa'dan şövalye madalyası aldı. Fransız tarımına katkılarından ötürü Türkiye Cumhuriyeti'nin Tarım Bakanı Fransa'da madalya aldı."
- "Yurtta sulh, cihanda sulh"
Türkiye'nin iyi ve nitelikli bir yönetime ihtiyacı olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Dış politikayı bir düşünün. Rusya'yı, Suriye'yi, Irak'ı, Mısır'ı, Filistin'i bir düşünün. Bu ülkelerle ilişkiyi kim düzeltir? Açık ve net, büyük bir özgüvenle cevap veriyorum, CHP dışında hiçbir parti bu ülkelerle ilişkileri düzeltemez. 'İhracat yapacağız' diyorsunuz. Nereye? Rusya'ya, Irak'a, İran'a, Filistin'e, Libya'ya. Biz düzeltiriz arkadaşlar. Bütün ülkelerle ilişkileri düzeltiriz, çünkü bizim geleneğimizde 'yurtta sulh cihanda sulh' vardır. Her komşuyla barışık yaşamak isteriz.
Hatay burnunuzun dibinde. 3-4 sene önce Hatay'a gittiğimde otellerde, lokantalarda yer yoktu. Tamamı doluydu, Suriyeliler gelirdi. Otellerde kalırdı, lokantalar dolu, hediye alır giderlerdi Suriye'ye. Bir sabah kalktık Suriye olmuş bir numaralı düşmanımız. Niçin? Efendim Suriye'de demokrasi yokmuş. Senin ülkende demokrasi var mı? Sen önce kendi ülkene getir de sonra oraya bak."
Kemal Kılıçdaroğlu, diğer ülkelerin iç işlerine karışıldığı için ekonomik kayıplar yaşandığını ifade etti.
- "Hiçbir zaman inancı siyasete alet etmedik"
Kılıçdaroğlu, "Hiçbir zaman inancı siyasete alet etmedik" diyerek, şöyle devam etti:
"Bir politikacı, inancı siyasete alet ediyorsa bilin ki en büyük sahtekar o adamdır. Bakın bunu çok rahat söylüyorum. İnanç, insanın manevi dünyasın bir zenginliğidir. İnanç siyasete konu olmaz, çünkü inanç tartışılmaz. Siyasette her şeyi tartışırız, mazotun fiyatı şöyle olsun, böyle olsun. Gübrenin fiyatı şöyle olsun, böyle olsun. Çiftçiye şu kadar destek veririm vermem. Sanayiciye şu kadar destek veririm vermem. Bunlar siyasetin konusudur ama inanç siyasetin konusu değildir. Allah ile kulun arasına kimse girmez. Müslümanlıkta böyle bir şey de yoktur. Kim az Müslüman, kim fazla Müslüman, kimin elinde böyle bir terazi var, kime böyle bir yetki verildi? Birisi geliyor caminin avlusunda miting yapıyor. Caminin avlusunda miting yapıyorsa sırtınızı dönüp gideceksiniz ve bir daha o adamı camiye sokmayacaksınız. Bu kadar açık, bu kadar net. Bize cami avlusunda siyasi soru sorulur, biz orda bile cevap vermeyiz. 'Cami kutsal bir mekandır, burada siyaset yapılmaz' deriz."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.