Kılıçdaroğlu: 15 Temmuz halkın destanıdır

Kılıçdaroğlu: 15 Temmuz halkın destanıdır
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, halkın ve sarayın olmak üzere iki 15 Temmuz bulunduğunu savunarak, "Bu 15 Temmuz, direnme hakkını kullanan halkın bir destanıdır, milletvekiliyle vatandaşıyla beraber. Bizim destan dediğimiz budur" dedi.

Kılıçdaroğlu: 15 Temmuz halkın destanıdır

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, halkın ve sarayın olmak üzere iki 15 Temmuz bulunduğunu savunarak, "Bu 15 Temmuz, direnme hakkını kullanan halkın bir destanıdır, milletvekiliyle vatandaşıyla beraber. Bizim destan dediğimiz budur" dedi.

 

TBMM

CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, tutuklu CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun da aralarında olması gerektiğini söyledi.

Berberoğlu'nun, hiçbir suçunun bulunmadığını, bir siyasal tutsak olarak hapiste tutulduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, bunun, yargının iflas ettiğini gösterdiğini belirtti.

Kılıçdaroğlu, Berberoğlu'nun 399 gündür hapiste olduğunu anımsatarak, seçim öncesinde Berberoğlu'nun savcılığa başvurduğunu, milletvekili olacağına dair kağıdını aldığını, YSK'nin de "Herhangi bir sorun yok, milletvekili olabilir." dediğini anlattı.

Berberoğlu'nun, milletin iradesiyle İstanbul Milletvekili olarak seçildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, Yargıtayda dosyasına hangi gerekçeyle bakılmadığını sordu. Kılıçdaroğlu, Berberoğlu'nun dokunulmazlık kazandığı için derhal serbest bırakılması gerektiğini savundu.

"Her dakika bir hukuksuzluk örneğidir"

Anayasa'nın, "Hakimler görevlerinde bağımsızdırlar, Anayasa'ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz." hükmünü içeren 138. maddesini okuyan Kılıçdaroğlu, geçen yasama döneminde hakimlere talimat verildiğini, telkinde bulunulduğunu belgeleriyle açıkladığını söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Vicdani kanaatinize, hukukun üstünlüğüne göre mi karar vereceksiniz yoksa sarayın telkinlerine göre mi karar vereceksiniz? Yargıya en büyük itibar kaybını yargı mensupları veriyor. Yargıcın, yani hakimin hukukun üstünlüğüne göre karar vermesi lazım. Sayın Berberoğlu'nun içeride kaldığı her dakika, her saat bir hukuksuzluk örneğidir. İlgili yargıçlardan özellikle istirham ediyoruz; yargıya gölge düşürmeyin, beklemeden gereğini yapın." diye konuştu.

"Karikatürü Twitter'dan yayınlayın"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ODTÜ'nün bir geleneği olduğunu, diploma törenlerinde mezun olanların, ellerinde karikatürler, pankartlarla yürüdüklerine değinerek, bu pankartların hiçbirinde şiddet, hakaret bulunmadığını, ODTÜ'lü zekası olduğunu söyledi.

ODTÜ'de öğrenci olmanın başlı başına bir ayrıcalık olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, herkesin birbirine "hocam" diye hitap ettiğini, ODTÜ'lülerin, "başkan", "reis" laflarını kullanmadıklarını belirtti.

Mezuniyet töreninde öğrencilerin, Penguen dergisinde 13 yıl önce yayınlanan ve çizeri hakkında beraat kararı verilen bir karikatür taşıdığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Neden taşıdınız? Cumhurbaşkanı'na hakaret ettiniz." denildiğini dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, 13 yıl önce verilen beraat kararını okuyarak, "13 yıl sonra geldiğimiz noktaya bakın. Demokraside ne kadar geriye gittiğimize bakın. 13 yıl önce buna tahammül ediyor, 13 yıl sonra kimse tahammül edemiyor. Bütün arkadaşlarımdan istirham ediyorum, benim Twitter hesabımdan bugün bu karikatür yayınlanacak. Bütün milletvekili arkadaşlarım bu karikatürü yayınlasınlar." dedi.

"İki 15 Temmuz var"

Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişiminin ikinci yılını andıklarına işaret ederek, "15 Temmuz halkın destanı" şeklinde yayınladığı mesajı, bazı çevrelerin, "Kılıçdaroğlu, buna kontrollü darbe diyordu." diye eleştirdiğini anımsattı.

İki 15 Temmuz bulunduğunu, birinin halkın, diğerinin sarayın 15 Temmuzu olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, halkın, parlamentonun direnme hakkını kullandığını söyledi.

Kılıçdaroğlu, CHP milletvekillerinin de parlamentoda bomba, kurşun altında sabaha kadar görevlerini yaptığını, direndiğini, darbe girişimini püskürttüğünü, gazi Meclisin şanına uygun olarak mücadele ettiğini belirtti.

"OHAL'i sürekli kılmak için"

Terör örgütleriyle mücadele kapsamında, bazı kanunlarda değişiklik içeren kanun teklifinin TBMM Başkanlığına sunulduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, "Şimdi parlamentoya bir yasa getiriyorlar OHAL'i sürekli kılmak için. 1971'lerde, 1980'lerde, o darbe dönemlerinde bunların tamamını yaşadık. Aynısını yapıyorlar, hayata geçiriyorlar. Ama dünyada galip gelen bir zalim yoktur. Öyle bir örnek de yok. Zalimin zulmü bir gün bizim inançlı mücadelemizle sona erecek. Her darbe kendi hukukunu yaratır." diye konuştu. 

Kılıçdaroğlu, Türk hukuk sisteminin darbe hukukundan arındırılmasını isteyerek, bugün 12 Eylül darbe hukukunun tahkim edildiğini ve darbecilerin örnek alındığını ileri sürdü.

Hukukun ve anayasanın askıya alındığı bir süreçte referanduma gidildiğini savunan Kılıçdaroğlu, "Referandum, tarihe "mühürsüz seçim" olarak girdi. Hileli bir demokrasiyle seçim sürecine gidildi. Ne anayasa değişikliği ne de bu seçimler asla ve asla meşru değildir." dedi.

"Keyfi tek adam yönetimi"

"Sen işsiz kalacaksın, o sarayda badem sütüyle beslenecek, aradaki fark budur. Sen vatandaşsın o vatandaş değil. Ben senin hakkını savunuyorum sen 'badem sütü yesin, ben aç kalayım' diyorsun. Sen uyanacaksın kardeşim, başka çaresi yok." ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Hükümet sistemi, bunlar hikaye. Keyfi tek adam yönetimi... Geldiğimiz nokta budur. Hiçbir sorumluluğu olmayan keyfi yönetim. Bakanlar Kurulu yok, bakan yok. Hepsi memur. Onların memuru. Hangi bakan çıkıp da Erdoğan'a itiraz edecek? O saatte kapının önüne konur. Tek adam yönetimi, keyfi bir yönetim. Irak'ın Saddam'ı böyleydi. Tek başına her şeye karar veriyordu. Parlamentoyu da gücü yettiği kadar baskı altına alırdı. Libya'nın Kaddafi’si de böyleydi. Tarihe baktığınızda tek adam yönetimlerinde, hak arama yoktur, hukukun üstünlüğü yoktur. 21. yüzyılda tek adamların unvanı diktatördür. Keyfi yönetimlerin ve onu yönetenlerin adı diktatörlük ve diktatördür. Bugün Türkiye bir dikta yönetimi tarafından yönetilmektedir. Açık ve net söylüyorum. Tarihteki adı da bunun, Firavun yönetimidir."

Muhabir: Meltem Öztürk

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.