'Kemalist Müslümanlık' ya da 'Gardrop İslamı'

'Kemalist Müslümanlık' ya da 'Gardrop İslamı'
Türkiye vahim bir muhtevasızlık krizi yaşıyor. Her şeyin, tamamıyla şekle indirgenmiş oluşunun, şekilciliğin ideolojileri ikame etmişliğinin krizi!Kemalizm,...



Türkiye vahim bir muhtevasızlık krizi yaşıyor. Her şeyin, tamamıyla şekle indirgenmiş oluşunun, şekilciliğin ideolojileri ikame etmişliğinin krizi!

Kemalizm, daha başından beri, modernliği bir şekil meselesi olarak ele almış; 'devrimler'in neredeyse tamamı, şekil üzerinden hayata geçirilmiştir. Modernliğin özellikle kılık kıyafet üzerinden okunması, bunun en tipik örneğidir. Kemalist şekilcilik o kerteye vardırılmıştır ki, bizzat Kemalistlerin bile, yana yakıla 'Gardrop Atatürkçülüğü'nden şikâyet ettiklerini biliyoruz...

Aslında Kemalistlerin 'Gardrop Atatürkçülüğü'nden yakınmalarını anlamak mümkün değildir. Kemalizm, muhteva olarak değil, tamamıyla şekil üzerinden hayata geçirilmiştir çünkü. Kamusal alanı yeniden şekillendirmenin modernlik sayıldığı bir doktrin olarak Kemalizm'in, bireylerin özel hayatlarına manevi düzeyde anlamlı bir muhteva sunması sözkonusu olamamıştır. Şerif Mardin'in daha 1968'lerde, 'Din ve İdeoloji'de yaptığı şu kışkırtıcı tespit, meseleyi tereddüde mahal vermeyecek şekilde ortaya koymaktaydı: "Kemalizm, kültürün kişilik yaratıcı katında yeni bir anlam yaratmadığı ve yeni bir fonksiyon görmediği için [İslam'a karşı H.Y.] bir rakip ideoloji rolünü oynayamamıştır. Kemalizm'in Türkiye'deki ailelerin çocuklarına intikal ettirdikleri değerleri değiştirmekteki etkisi ancak sathi olmuştur."

İşte şimdi asıl sorgulanması gereken, Türkiye'de İslam'ın da, pratikte vahim bir muhtevasızlıkla malûl olup olmadığıdır. İslam'ın Kemalizm'den farkı, Mardin'in deyişiyle, 'kültürün kişilik yaratıcı katında anlam üretme' iktidarına sahip bir muhtevası olmasıdır. Bu muhteva, hiç şüphesiz, İslam'a içkin olan Kur'an ve Peygamber ahlakıdır.

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım: Bugün Türkiye'de İslam, tıpkı (evet, tıpkı!) Kemalizm gibi, kamusal alanda sadece şekle indirgenmişlikle, sanki şekilden ibaretmiş gibi idrak edilmekle malül değil midir: Eşi örtülü mü? İçki içiyor mu? Cuma'ya gidiyor mu? Kimse gücenmesin ama, İslam'ın kamusal alandaki şeklî görünürlüğünün öne çıktığı, Kur'an ve Peygamber ahlakı olarak muhtevasının ise geriye itilmiş olduğu nasıl inkar edilebilir?

Yazının devamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz

Hilmi Yavuz - Zaman

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.