Kahramanmaraşlı yazarların kaybı, edebiyat dünyasını yasa boğdu
İstanbul
Necip Fazıl Kısakürek, Nuri Pakdil, Sezai Karakoç, Cahit Zarifoğlu, Erdem Bayazıt, Rasim Özdenören, Alaeddin Özdenören, Mehmet Akif İnan ve Ali Kutlay'ı Türk edebiyatına kazandıran Kahramanmaraş, "Türkiye'nin edebiyat hafızası" ve "şiirin başkenti" olarak anılıyor.
Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada TYB'nin eski şubelerinden birinin 1994'te açılan ve faaliyetlerini sürdüren Kahramanmaraş Şubesi olduğunu söyledi.
Depremde vefat edenler arasında, Kahramanmaraş şubesindeki arkadaşlarının da bulunduğuna işaret eden Doğan, şunları kaydetti:
"Şubenin kurucularından Ahmet Doğan İlbey, bir önceki şube başkanımız Fazlı Bayram, genç üyelerimizden Ferhat Ağca da depremde vefat etti. Sadece kendi şube mensuplarımız değil orada vefat eden başka yazarlar da var. Yaşar Alparslan, Oğuz Paköz, Ercan Kozanoğlu, Recep Şükrü Güngör, Fatma Vişne, İdil Övgün, Abdulkadir Özkan hepsi çok değerli yazarlarımızdı. Onlara da üzüldük ve taziye diledik. Allah rahmet etsin hepsine."
"İnşallah genç arkadaşlarımız onların geleneklerini devam ettirir"
Doğan, sadece edebiyatçı ve yazarların değil, her meslekten kıymetli insanların depremlerde vefat ettiğini kaydederek, "İnşallah yerine genç arkadaşlarımız yetişir ve onların geleneklerini devam ettirir." şeklinde konuştu.
Depremde hayatını kaybeden Kahramanmaraşlı yazarlara işaret eden Doğan, "Usta yazarların izini süren, takip eden, onların geleneğini devam ettiren yazarlarımız da yetişiyor. Onlarla teselli buluyoruz, üzüntümüz bir nebze hafifliyor. Kahramanmaraş, eskiden beri, dergilerde ve gazetelerde eserleri yayınlanan, kitaplarıyla tanınan şair ve yazarların çok olduğu, aşık ve halk edebiyatı açısından da büyük şairlerin yetiştiği bir yerdir. Bu gelenek hala devam ediyor. Diğer şehirlerimize göre Maraş'ta çok sayıda yazar ve şair yetişiyor. Maraş edebiyatımızı zenginleştirmeye devam ediyor. Maraş'a, 'Edebiyat şehri' denilmesi boşuna değil. Bunu hak etmiş bir yer." değerlendirmesinde bulundu.
Ahmet Doğan İlbey, ödülünü Kahramanmaraş'ta almıştı
Mehmet Doğan, depremde eşiyle vefat eden Ahmet Doğan İlbey'in, 2020'de TYB'de düzenlenen "Yılın Yazar, Fikir Adamı ve Sanatçıları" ödül değerlendirmesinde "Basın Fikir" dalında ödüle layık görüldüğünün altını çizdi.
TYB ödül törenlerinin çoğunlukla Ankara ve İstanbul'da yapıldığını fakat 2020 ödül töreninin Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde gerçekleştirildiğini kaydeden Doğan, şunları söyledi:
"Ödül verilen isimler arasında Ahmet Doğan İlbey de vardı. İstanbul'da bir gazetede, onun köşe yazıları yayınlanıyordu ve yazılarını buradan takip eden arkadaşlarımız, 'Bu sene Basın Fikir ödülünün ona verilmesi uygun olur.' dediler. O da Maraşlı. Biz onu tanıyoruz. Oradaki şubemizin kurucularından. Ödülü ona verdik ama arkadaşlar, 'Bu arkadaş gelemez.' dedi. Çünkü seyahate mani bazı rahatsızlıkları vardı. Fakat öyle bir tevafuk oldu ki ödül töreni Maraş'ta yapıldı ve o arkadaşımıza da ödül beratını orada verdik. Biz hatta dedik ki herhalde ödül töreninin orada yapılmasının bir sebebi var. Durup dururken böyle bir tevafuk olmaz. 'Ahmet Doğan İlbey'in ödül için Ankara'ya, İstanbul'a gelmesi mümkün değildi. O yüzden ödül töreni orada yapıldı.' diye kendi aramızda böyle konuştuk. Gerçekten de Ahmet Doğan İlbey'in ödül beratı kendi ayağına gidilerek verildi. Allah rahmet etsin, çok sevdiğimiz, değer verdiğimiz bir arkadaşımızdı."
"Yazılan kalıyor yoksa unutuluyor"
TYB Genel Başkanı Musa Kazım Arıcan ve bazı yönetim kurulu üyelerinin deprem sabahı yola çıkarak bölgeye gittiklerini ve depremzedelere yardım çalışmalarına katıldıklarını vurgulayan Doğan, "Böyle büyük ve bütün milleti etkileyen felaketler, memleketimizde cereyan ediyor. Biz bu felaketleri yazma konusunda ya biraz beceriksiziz ya da geçince hemen unutuveriyoruz. Aslında bunların yazılması lazım. Erzincan depreminden bugüne kadar birçok deprem atlattık. Adapazarı depremi bundan önceki büyük depremdi. Aradan bir zaman geçince unutuluyor. Bunların yazılması, hikayesinin, şiirinin, romanının yazılıp hatırda kalacak şekilde literatüre geçirilmesi lazım. Depremi hissetmiş olan genç yazar arkadaşlarımızın en azından günlüklerini, intibalarını yazmaları lazım. Tabii daha ciddi büyük edebi eserler de yazmalarını temenni ederiz. Yazılan kalıyor, yoksa unutuluyor." dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.