Kadınları Aşağılayan Türkülere Tepki
Güzel türkü geleneğimizin utanç sayfasını oluşturan kimi türküler yazılıp bestelendiği dönemin de, günümüzün de ahlaki değerleriyle çelişiyor.
Vardar Ovası türküsüyle ilgili başlayan tartışmalar devam ederken, türkülerin bazıları sadece içki meselesiyle değil, ahlaksız mesajlarıyla da dikkat çekiyor.
Yazılıp bestelendiği dönemde de, günümüzde de yaygın ahlaki değerlere aykırılık taşıyan, güfteleri tam bir açık saçıklık sergileyen türküler arasında "Dam üstünde un eler, Halime, Portakal dilim dilim, Hatçam, Zühtü, Konyalım, Armut dalda beşimiş, O yana da dönder, Armut dalda sallanır, Masa üstünde bıçak, Minareden at beni, Tepsi de tepi fındıklar" gibi örnekler bulunuyor.
?HALK ŞİİRİNDE EDEP VE AHLAK SINIRINI ZORLAYAN SÖZ YOKTUR?
Konuyu Habervaktim?e değerlendiren Halk Müziği sanatçısı Bayram Bilge Tokel halkın genel ahlak ve değerleriyle çelişen türkülere sanat eseri denilemeyeceğini kaydetti. Eğlence amaçlı meşk ortamlarında söylenen türkülerle binlerce yıllık geleneğimizden süzülen sanat eserlerinin bir tutulamayacağını dile getiren Tokel şunları söyledi: ?Eğlence amaçlı meşk ortamlarında, gazinolarda, pavyonlarda söylenen türkülerle bin yıllık geleneğimizden süzülen sanat eserlerini bir tutamayız. O ortamlarda söylenen türkülere sanata eresi gözüyle bakamayız. Onlar sanat eseri değildir. Mesela Karacaoğlan?ın eserlerine baktığınızda o tip sözlere rastlayabilir misiniz? Halk şiirinde edep ve terbiye sınırını zorlayan sözler asla olmaz. Halkın değerleriyle çelişen, ters düşen sözler olmaz. Eğlence amaçlı söylenen o türkülerin sözlerine daha sonra eklemeler yapılmış. İzleyenleri daha fazla eğlendirmek, coşturmak amaçlı şeyler bunlar.?
?MÜSTEHCEN SÖZLER SONRADAN EKLENDİ?
Bu tip türkülerin medya kanalıyla yaygınlaştırıldığına dikkat çeken Tokel sözlerini şöyle sürdürdü: ?Medya daha fazla kitleye ulaşmak, daha fazla ilgi toplamak, daha fazla izlenmek için bu tip türkülere yer veriyor. İlgi olunca da bu türküler yaygınlaşıyor. Eğer medya daha fazla yer vermez ise bu kadar yaygınlaşmaz. Bir de kişisel olarak tepki gösterilebilir. Bu tip türküler dinlenmez. Dinlenmeyince de medya ona göre hareket etmek zorunda kalır. Normalde türküler hayatın içinden süzülen eserlerdir. Halk şairlerimizin eserlerinde edep ve terbiye sınırlarını zorlayan sözlere rastlayamazsınız. Türkülere müstehcen sözler daha sonra eklenmiş, ilaveler yapılmıştır, değiştirilmiştir. Yoksa orijinallerinde bu tip sözlere rastlayamazsınız. Bazı halkın sevdiği türküler meşk ortamına taşınınca özünde olmayan eklemeler yapılmıştır.?
PALA: AHLAKSIZ TÜRKÜLER VAR, KADINLARI AŞAĞILIYOR
Geçtiğimiz yıl konuyu ele alan İskender Pala da tepkisini, şu ifadelerle dile getirmişti: "Bazı türküler vardır ki maalesef eski oturak âlemlerinin veya cinsel sapkınlıkların sözcülüğünü yapar gibidir. Hazret-i Pir'in eşiğinde hiçbir Konyalının 'Haniya da benim elli direm yoğurdum' diye gezip dolanacağı düşünülemez. Elbette türküler Anadolu insanının duygularını özgürce anlattıkları dizeler içerir ama bu, erotik denecek kadar müstehcen, ahlak değerlerini hiçe sayan, kadını aşağılayan söylemlerin propagandasını yapmalarını da mazur göstermez. TRT repertuarında bile kadını aşağılayan, onu alınıp satılır bir cinsel meta gibi gösteren pek çok türkü yer almaktadır. Ne dersiniz, kadını aşağılayan türkülerin ayıklanması bir ihtiyaç değil midir? Türkülerdeki erotizmin kadını aşağılamasından rahatsızım. Kadınları, alınır-satılır bir meta olarak gören türkülerimiz var. Düğmelerin dar geldiğini falan anlatan türküler var. Bir taksiye binseniz, taksi şoförü bu şarkıyı açsa rahatsız olmaz mısınız? Kadınları aşağılayan türküleri artık radyolarımızdan çalıp söylemeyelim."
Habervaktim.com ÖZEL
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.