'Kadının iktidara karışması felakettir'

'Kadının iktidara karışması felakettir'
ODTÜ'lü Tarihçi Aybike Şeyma Tezel, kadının iktidara karışmasının, tarihte Çinli bürokrat ve siyaset teorisyenlerce felaket olarak değerlendirildiğinden...



ODTÜ'lü Tarihçi Aybike Şeyma Tezel, kadının iktidara karışmasının, tarihte Çinli bürokrat ve siyaset teorisyenlerce felaket olarak değerlendirildiğinden bahsetti.

Türk tarihindeki birçok popüler konuya temas eden Ortadoğu Teknik Üniversitesi Tarih bölümü araştırma görevlilerinden Tezel, Türk isminin kayıtlarda geçtiği ilk tarihi de açıkladı:

Türk Ocakları Akademik Çalışma Grubu?nun bu haftaki konuğu grubun da üyesi olan Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Tarih Bölümü Araştırma Görevlilerinden Aybike Şeyma Tezel?di.

Tezel, ?Çin Kaynakları Işığında İslam Öncesi Türk Tarihi? konulu konferansında ?Tarih yazımı insanın kendi geçmişine bakışıdır ve kendilerini geçmişte nasıl görmek istediklerini anlatır bize. Örneğin batı uygarlığı tarihi Mezopotamya ve Mısır?dan yani dünyanın iki büyük uygarlık merkezinden başlar, hâlbuki bu bölgeler bugün batı diye adlandırdığımız bölgelerde değildir. Batı kendisini en eski uygarlıkların devamı olarak görmek istediği için tarihini buralardan başlatmıştır.? sözleriyle konuşmasına başladı.

Tezel konuşmasını şöyle sürdürdü:

TÜRK ADI İLK DEFA 629 YILI KAYITLARINDA GEÇMEKTEDİR

Türk adı Çin kaynaklarında ilk defa 629 yılında yazımı tamamlanan Zhou Shu?da yani 557 ? 580 yılları arasında hüküm sürmüş olan Zhou hanedanlığı resmi tarih kaydında Türkler Tu Jue maddesinde geçmektedir. Çin kaynaklarında Çinlilerin ilişki kurdukları devlet ve topluluklara dair monografiler ayrılmıştır, Zhou Shu?da da aynen böyle bir Tu Jue monografisi mevcuttur. Burada Türklerin menşe efsanelerinin yanı sıra Çinlilerle ilk ilişkilerin kurulmasıyla birlikte resmi vesikalar da verilmeye başlanmıştır. Bu kaynakta ve bunun gibi Kuzey Qi hanedanlığı, Sui hanedanlığı, Kuzey tarihi, Eski Tang tarihi,  Yeni Tang tarihi gibi saray yıllıkları ve bunların haricinde pek çok resmi kayıtta Türk adına ve Türk devleti ile ilişkilere dair bilgilere rastlamaktayız. Burada bahsedilen Türk elbette bizim bugün Kök Türk devleti dediğimiz devlettir. Esasen Kök Türk adı biraz problemli bir addır. Zira Çin kaynaklarında Kök Türk değil Türk ? Tu Jue ? Tukyut diye geçmektedir. Kök Moğolcada maviyi yani doğuyu gösteren bir önektir. Moğollar doğudaki Türklere KökTürk batıdakilere ise Cayan Türk yani ak Türk demişlerdir. İç Asya kozmolojisine baktığımızda gök rengi doğuyu, beyaz ise batıyı simgelemektedir. Bu yüzden köktürk kullanımı yerine bu devlete sadece Türk denilmesi daha uygundur. Çinliler de bu şekilde ifade etmiştir.

Çin kaynaklarında özel bir monografi ayrılarak bahsedilen oturmuş bir siyasi yapıya sahip bozkır devleri bizim Hun diye bildiğimiz kaynaklarda Xiong Nu diye geçen boylar konfederasyonudur. Bu konfederasyondan ilk olarak Shı Ji?de daha sonra ise Han tarihi ve sonraki Han tarihinde bahsedilmektedir. Bu monografilerin ilk ifadesi Hunların Çin?in efsanevi hanedanlığı Xia?dan gelmekte olduğu yönündedir. Xia hanedanlığı MÖ 2070 ? 1600 yılları arasında var olduğundan Hunların da bu dönemlerden itibaren varlığından söz edilebilir.

KADININ İKTİDARA KARIŞMASI FELAKETTİR

Kaynaklarda Türk devletinin yapısına dair vurgulanan bir diğer önemli nokta da Kağanla birlikte Katun?un da kurultayda söz sahibi olmasıdır. Kitabelerde de bu nokta Tanrı anne ve babamı göğün tepesine oturttu sözüyle anlatılmaktadır. Hanedanlıklar tarihi boyunca Çinli bürokratlar ve siyaset teorisyenleri kadınların iktidara karışması yüzünden felakete uğradıklarını defeatle söylerler. Böyle bir algının Türklerdeki kadın etkenliğine negatif baktığı da bir gerçektir.

Mekân ayrılığına bağlı olarak ortaya çıkan cinsiyet ayrımı yerleşik Çin toplumunda bütün ağırlığıyla hissedilirken bozkırda kadınları kapatacak bir yer olmadığından kadın da erkek gibi kamu alanına karışmaktadır. Fakat bu bozkır toplumlarının patriarkal yapısını yadsımamıza neden olmamalıdır. Ailenin reisi yine erkektir. Fakat kadınlar da yaşadıkları hayatın doğası bu olduğu için yine küçük yaşlarından itibaren ata biner, ok atmayı, kılıç kullanmayı öğrenir hatta futbol oynarlardı! Bir kadının kendisini bu oyunlarda geçecek erkekle evlenmeyi kabul edeceği şartını koyması çok doğal bir durumdu. Hatta bu Safevi hükümdarı Şah İsmail dönemine kadar gelmiş bir öykülemedir.

BELLİ BAŞLI POPÜLER MEVZULAR: TÜRK KARA KUVVETLERİNİN ORTAYA ÇIKIŞ HİKÂYESİ

Metenin ıslıklı oku, askeri teşkilatı, devlet yönetimi. Han Shu, Sı ma Qian ---- Çin kaynakları Hunlarla ilgili bilgileri bilhassa Mete döneminden itibaren anlatmaya başlıyorlar. Mete?nin döneminde Xiong Nu?ların devlet yapısı tam anlamıyla oturmuş ve yine Mete?nin deyimiyle ?eli yay tutan herkes Xiong Nu olmuştur?. Mete?nin babası Tu Man döneminde karısının telkinleriyle kendsiinden sonra yerine Mete değil de küçük oğlu geçsin diye Mete?ye bir kumpas kurar. Mete?yi Yue Zhı?lara elçi olarak gönderir ve peşi sıra savaş açar. Elçinin gönderildiği yere savaş açılırsa evvela elçiyi öldüreceklerdir. Oyuna geldiğini anlayan Mete bir at çalıp sırtına atlayıp Xiong Nu memleketine geri döner. Kaynağın ifadesiyle babası yalandan sevinmiş görünüp ona 10.000 kişilik bir atlı birlik verir. Kara kuvvetlerimizin kuruluşu!

Mete sadece bir asker değil aynı zamanda iyi bir silah mucididir. Kemikten yapılma, ucuna açılan delik vasıtasıyla ıslık sesi çıkararak giden bir ok icad eder. Bu ok sayesinde o okunu nereye atsa askerleri de sesi takip ederek oraya ok atacaklardır. Mete birliğini eğitmek için çıktığı bir av partisinde öncelikle kendi çok sevdiği atını oklar, onunla birlikte ok atmayanların kafasını kestirir. Sonra yine çok sevdiği eşini oklar kendisiyle birlikte ok atmayanların kafasını kestirir. Sırada babası Tu Man?ın atı vardır. Babasının atı önemlidir çünkü babası devlet başkanıdır ve devlet başkanının atını oklamak devleti oklamak demektir. Yine aynı hikaye kendisiyle ok atmayanların kafasını kestirir. Artık sıradaki nihai hedef babasıdır. Bir av partisi sırasında babasını da bu şekilde ortadan kaldırdıktan sonra Mete devletin başına geçer.

METE ATINI VE KARISINI İSTEYENE VERİYOR AMA TOPRAĞI VERMİYOR

Mete?yle ilgili bir diğer meşhur hikâye de Dong Hu?larla olan toprak hikâyesidir. Hunların doğu komşusu olan Dong Hu?lar Mete?ye elçi göndererek en sevdiği atını ister, at verilmezse savaş açılacaktır. Mete kurultayı toplayıp durumu değerlendirir. Kurultaydan çıkan karar atın verilmemesi yönündedir. Mete bunu kendine ait olan bir şey için ülkesini savaşa sokmayacağını söyleyerek reddeder, atı gönderir. Dong Hu?lar bir süre sonra Mete?den en sevdiği karısını isterler, göndermezse savaş açılacaktır. Mete kurultaydan savaşalım kararı çıkmasına rağmen yine reddeder ve karısını gönderir. Son olarak Dong Hu?lar Mete?den iki ülke arasındaki boş bir araziyi ister. Bu sefer kurultaydan ?verelim? kararı çıkmıştır. Mete bunu şiddetle reddeder ve bu yönde karar veren herkesin de kafasını kestirir. Kurultayın ardından doğruca Dong Hu?lara savaş açar. Bu hikâye hükümdarın ülkesini, siyasi otoritesini şahsi menfaat ve aidiyetlerinden önde tuttuğunu gösteren önemli bir olaydır.

KURTTAN TÜREME EFSANESİ

Zhou Shu, Sui Shu ------- Kurttan türeme efsanesi Kadim Türklerin devlet mitidir, menşe efsanesidir. Buna göre kadim Türklerin atalarının obaları dağıtılır, herkes kılıçtan geçirilir. Sadece bir küçük çocuğa acıyarak kollarını bacaklarını kesip bırakırlar. Bu çocuk bir kurt tarafından beslenir büyütülür ve kurtla birlikte olması neticesinde kurt hamile kalır. Çocuğun yaşadığını öğrenen düşmanlar öldürmek için tekrar geldiklerinde kurt kaçarak Jın Shan yani Altay dağında bir mağaraya sığınır ve orada 10 oğul doğurur. Bu oğlanlar ?bir kaynağa göre dışarıdan kızlarla bir kaynağa göre Tanrının kızlarıyla- evlenerek çoğalırlar. İşte kadim Türklerin hanedan ailesi A Shı Na bu oğlanların en küçüğünün soyundan gelmektedir. İç Asya?da kurttan türeme efsanesi Xiong Nu?lara komşu bir devlet olan Wu Sunlarla ortaya çıkmaktadır. Daha sonra bu motif farklı boylar tarafından da kullanılmıştır. Genellikle kurt dişidir. Sadece Gao Chı yani Kanglıların efsanesinde kurt erkektir. Efsaneler gerçek olaylara atfedilen olağan üstü hikayelerdir. Bir insan ve kurdun birleşmesi gibi bir hadise olamayacağından buradaki dişi kurdun kurt donuna girmiş bir kam kadın olması kuvvetle muhtemeldir. Türeyiş efsanelerinin bir versiyonunda kurdun düşmanların çocuğu öldürmeye geleceklerini hissetmesi ve bu yüzden kaçması anlatılır. Burada da bahsedilen kurdun yine kam olduğu şüphesi desteklenmektedir.

TÜRKLERİN KÜRŞAD İHTİLALİ

Jiu Tang Shu ----- Tang hanedanlığı resmi tarih kitabı olan Eski Tang Tarihinde 639 senesi Nisan ayında geçen bir olaydan bahsedilir. Tu Lu Kağanın kardeşi olan A Shı Na Jie Shı Shuai adlı sarayda muhafız eğitmekle vazifeli Türk subayı 40 çerisiyle Çin imparatoru Tang Tai Zong?un çadırına baskın düzenlemiştir. Kaynakta aynen şu ifadeyle geçer: Bunlar Ho Lo Ku yani Tu Lu kağanın oğlunu korumaya alıp geceleyin imparatorun ordugâhına sokuldular. Tam dört sıra kalın perde duvarı aştılar, yaylarını gererek rastgele ok atmağa başladılar ve böylece onlarca saray muhafızını öldürdüler. Garnizon kumandanı Sun Wu Kai askerleriyle birlikte cesurane bir şekilde hücuma geçince bunlar geri çekildiler ve kuzeye Wei suyuna doğru kaçtılar. Maksatları kendi bölüklerine gitmek idi. Fakat hepsi hemen yakalandı ve idam edildi. Ho Lou Ku ise affedildi ve tepelerin ardına sürüldü. Bu olay imparatorun Türklere karşı daha ihtiyatlı davranmasına neden olur. Bundan sonra artık Türklerin imparatora yaklaştırılmaması için hep bu olaydan örnekler verilmeye başlanmıştır. Bu ihtilal girişimi esasen Çin tarihinde pek çok örneği bulunan bir şeydir fakat burada ihtilalı yapanın A Shı Na soyundan olması çok önemlidir. Bir diğer önemli nokta ise Türklere Çin esaretinden kurtulmak için motivasyon sağlamış olmasıdır. Bu hikaye Türkiye?de Nihal Atsız?ın Bozkurtların Ölümü romanıyla bilinir olmuştur. Atsız romanında Jie Shı Shuai?ı KürŞad diye Türkçeleştirmiştir.

REYHABER

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.