İtirazı olanlar itirazlarını yapar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 25 Aralık operasyonuna yönelik takipsizlik kararını değerlendirirken, "Takipsizlik kararına itirazı olanlar varsa itirazlarını yaparlar, olay bu kadar basittir" dedi.
ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan'a hareketinden önce Esenboğa Havaalanı'nda açıklama yaptı, soruları yanıtladı.
"25 Aralık operasyonuyla ilgili verilen takipsizlik kararı konusundaki değerlendirmesi" sorulan Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Öncelikle yargı kararını verdi. Nedir? Takipsizlik kararı verdi. Takipsizlik kararının ne anlama geldiğini herhalde hukukla yakından uzaktan ilgisi olanlar varsa bunu bilirler. Dolayısıyla takipsizlik kararına bu konuda itirazı olanlar varsa o itirazı olanlar da itirazlarını yaparlar. Olay bu kadar basittir. İtirazda da kimlerin hakkı vardır, kimlerin hakkı yoktur, bunlar da hukukta bellidir."
"Taşınmayı planlıyoruz"
"İkamet adresiniz neresi olacak, başkanlık sarayı olarak da adlandırılan yeni bina Başbakanlık tarafından mı, Cumhurbaşkanlığı tarafından mı kullanılacak" sorusu üzerine Erdoğan, şu anda oturduğu yerin ikamet adresi olduğunu belirterek şöyle devam etti:
"Henüz yeni ikamet adresim, şöyle ifade edeceğim, Sayın Cumhurbaşkanımızın oturduğu yerden ayrılmasıyla orada bir süre daha oturmaya devam edeceğiz. Daha sonra da inşallah yeni yapılan binalara Cumhurbaşkanlığı olarak taşınmayı planlıyoruz. Şu andaki Cumhurbaşkanlığı binasına da aynı zamanda tabii ki konutlarına da Başbakanımızın aynı şekilde taşınmasını aramızda planlamış durumdayız."
Özel'le görüştü
Diyarbakır'da düşen F-16 uçağına ilişkin bilgileri sorulan Erdoğan, az önce Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ile görüştüğünü aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Bir F-16 uçağımız, iniş esnasında maalesef piste yaklaştığında, bir bayan yüzbaşı, aslında çift pilot değil, tek pilot ve herhalde sıkıntıyı anlamış olacak ki hemen kendisi atlıyor. Herhangi bir sıkıntı yok, kurtuluyor. Ama uçak tabii piste çakılmış oluyor. Diğer uçaklarda ise herhangi bir şey söz konusu değil. Biraz sonra teknik boyutunu, değerlendirmelerini alacaklar. Değerlendirmeyi aldıktan sonra da Genelkurmay gerekli açıklamayı yapacak."
"Burası duygusallığı taşıyan bir yer değildir"
"CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, savaş durumu dışında kendisiyle görüşmeyeceği şeklindeki sözleri ile KKTC ziyaretinde CHP temsilcilerinin olmamasını nasıl değerlendirdiği" sorusuna Erdoğan, şöyle yanıt verdi:
"Ben hatırlarsanız, partimizin kuruluş yıl dönümü resepsiyonunda bir açıklama yapmıştım. Bu açıklamada şunu söylemiştim: 'Ben bir davet ederim, iki davet ederim, üç davet ederim. Gelirler, gelirler. Gelmedikleri takdirde, ondan sonra da bir daha davet etmem' demiştim. Çünkü burası duygusallığı taşıyan bir yer değildir. Burası ülkenin zirve noktası, Cumhurbaşkanlığı makamıdır. Bu makam daveti yapar. Davete icabet eden, tekrar davet edilir. Ama eğer bu davete icabet edilmiyorsa illa tekrar davet etmek gibi de bir mecburiyeti yoktur.
Biz anamuhalefet partisinin başındaki zatı zaten Parlamento'daki yemin töreni dahil, orada yapılan, kitabın, Anayasa ve iç tüzüğü muhtevi o kitapçığın kalkıp Meclis Başkanımıza fırlatılması ve bunun yanında aynı şekilde ardından yapılan açıklama, hele hele kalkıp da genel başkanın şu ifadeyi kullanması, 'Bu bir meşru müdafaadır' ifadesi çok manidardır. Neyin meşru müdafaa olduğu, neyin olmadığı ortada. Hele hele buradaki benzetmenin bir de bir insanın adam öldürmesi, bazı zaman insanı katle götürür, ama bazı zaman da meşru müdafaa olarak değerlendirilir benzetmesi, bir defa teşbih hata kabul etmez. Neyi neyle benzetiyorlar, bu ortada. Bu tabii bir zihniyet meseledir. Milletim bunları en güzel şekilde değerlendirir, değerlendirecektir. Bundan dolayı da biz böyle bir ağız dalaşına CHP'nin başındaki zatla girecek durumda değilim."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ama grubu olan partilerin, burada da yine bir kez, iki kez, üç kez davet ederiz. Gelenlerle biz bu yolculuklarımızı yaparız. Ama gelmeyenleri de ısrar etmek herhalde çok da doğru olmaz" diye konuştu.
"Çözüm sürecinin bizim için önemi ortadadır"
Bakanlar Kurulunun ardından yapılan açıklamada çözüm süreciyle ilgili yeni bir yapıdan bahsedildiği anımsatılarak bu konudaki değerlendirmesi sorulan Erdoğan, "Bu konuyla ilgili de hükümet, görevli olan bakanlarımızın arasındaki değişiklikleri yapmış. Tabii takdirleri odur. Bize düşen sadece 'Hayırlı olsun' demektir. Ben isabetli olduğu kanaatindeyim" değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Bunları zaten Başbakanlığımız döneminde de birlikte olgunlaştırdık, oluşturduk. Bundan sonraki süreçte de bu tecrübeleri bu arkadaşlarımız, inanıyorum ki birlikte dayanışma içerisinde geleceğe taşıyacaklardır. Çözüm sürecinin bizim için önemi ortadadır ve bunu başarıya taşımak başta şahsım olmak üzere hepimizin görevidir."
HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan'ın, kendisinden görüşme talep edeceği şeklindeki açıklamasından sonra bu konuda herhangi bir talep ulaşıp ulaşmadığı sorusunu ise Erdoğan, "Henüz bizden böyle bir talep bana gelmiş değil. Oradan bilgim yok. Fakat Parlamento'da grubu olan partilerin, benden bu tür talepleri olması halinde tabii ki görüşürüm. Yani görüşme noktasında herhangi bir sıkıntım söz konusu değil" diye yanıtladı.
"Geleneğe dönüştü"
Türkiye ve Azerbaycan'da gerçekleştirilen seçimleri takiben üst düzeyli ilk resmi ziyaretlerin ülkeler arasında yapılmasının geleneğe dönüştüğünü belirten Erdoğan, bu çerçevede kendisinin decumhurbaşkanı olarak KKTC'den sonra ilk ziyaretlerinden birisini, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in de davetine icabetle kardeş Azerbaycan'a yapmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ve Azerbaycan'ın, tarihi itibarıyla değerlendirildiğinde, kültürel ve insani bağlardan, din ve dil birliğinden gücünü alan, Azerbaycan'ın bağımsızlığını kazandığı günden bu yana sarf edilen ortak çabalarla ilişkilerini "stratejik ortaklık" seviyesine çıkarmış dost ve kardeş iki ülke olduğunu vurguladı.
Aliyev ile yapacağı görüşmelerde ikili ilişkileri ve işbirliğini ilgilendiren konuların tüm yönleriyle ele alınacağını bildiren Erdoğan, "Aynı zamanda bölgesel ve uluslararası gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunacağız. Ardından heyetler arası görüşmeleri de yapmak suretiyle Türkiye-Azerbaycan arasındaki gelişmeleri ideal noktada değerlendirme fırsatımız olacak" diye konuştu.
"Stratejik girişimlere ve projelere imza atıyoruz"
Türkiye ile Azerbaycan'ın, mükemmel seviyede seyreden ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel sahiplenme anlayışından hareketle Güney Kafkasya ölçeğinde stratejik girişmelere ve projelere imza attığına işaret eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı ve Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı, ülkelerimizin enerji alanındaki işbirliğinin en önemli örnekleridir. Bu iki proje, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel refah ve istikrara da katkı sağlamaktadır. Azerbaycan doğalgazını ülkemize ve ülkemiz üzerinden Avrupa'ya taşıyacak olan Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı, yani kısa adıyla TANAP, bu projenin ve 29 Ekim 2013'te açılışını yaptığımız Marmaray ile birlikte Pekin'den Londra'ya kesintisiz ulaşım imkanı sağlayacak olan Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı'nın da bir an önce faaliyete geçmesi yönünde çalışmalarımız sürmektedir.
Güney Kafkasya'da barış, istikrar ve refah ortamının egemen kılınması, Türkiye'nin dış politika öncelikleri arasında yer almaya devam etmektedir. Bu çerçevede, Güney Kafkasya'daki gelişmeleri yakından izliyor, bölgede kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışın tesisi çalışmalarına aktif katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Ziyaretim sırasında Sayın Aliyev ile yapacağım görüşmelerde, Yukarı Karabağ ihtilafının Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü ve egemenliği temelinde çözüme kavuşturulmasını teminen sürdürülmekte olan çalışmalar hakkında da görüş alışverişinde bulunacağız. Türkiye'nin bu kapsamda yapabileceği katkıları değerlendireceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretin, iki ülke ve halkları arasındaki dostluk ve kardeşlik ilişkilerini daha da derinleştireceğine olan inancını dile getirdi.
"Soğuk Savaşı hatırlatacak bir kutuplaşma kimsenin yararına olmayacaktır"
Azerbaycan'daki temaslarının ardından Birleşik Krallık'ın ev sahipliğinde, 4-5 Eylül'de düzenlenen NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'ne katılacağını hatırlatan Erdoğan, zirvenin, İttifak'ın ve Türkiye'nin yakın çevresinde önemli gelişmelerin yaşandığı bir döneme denk geldiğine dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bilhassa Suriye ve Irak'ta yaşanan gelişmeler, aynı şekilde Ortadoğu'da yaşanan gelişmeler, çok geniş kapsamlı bir ateşin kendi kendine sönmeyeceğini ve bu ateşin daha geniş coğrafyalara sıçramaması için ortak bir akıl geliştirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu itibarla İttifak'ın güneydoğu sınırını etkisi altına alan Suriye ve Irak kaynaklı tehdit gündemimizin üst sıralarında yer almaktadır" değerlendirmesini yaptı.
Avrupa güvenliğini etkileyen Ukrayna'daki gelişmelerin de doğal olarak NATO'yu yakından ilgilendirdiğini kaydeden Erdoğan, "Avrupa'da, Soğuk Savaşı hatırlatacak bir kutuplaşma veya yeni bir donmuş ihtilaf hiç kimsenin yararına olmayacaktır" dedi.
NATO'nun, başlangıcından bu yana Ukrayna'daki krizin yatışması ve istikrarın sağlanması için çaba gösterdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu husus, hem müttefikler olarak kendi aramızda hem de Ukrayna Devlet Başkanı Poroşenko'nun da katılacağı NATO-Ukrayna Komisyonu toplantısında ele alacağımız konular arasında yer alacaktır. Mevcut güvenlik tehditlerine karşı İttifak'ın yürüttüğü hazırlıklar ile müttefikler arasındaki bağların karşılıklı dayanışma ve adil külfet paylaşımı temelinde pekiştirilmesi konuları, ülke olarak önem verdiğimiz kolektif savunmanın günümüzün tehditleri karşısında geçerliliğinin teyidi bakımından büyük önem taşımaktadır."
"Afganistan'daki barış için gösterilen çaba sürecek"
NATO Zirvesi'nin, Afganistan'da büyük fedakarlıkla 12 yıldır sürdürülen ISAF Harekatı'nın, aralık ayında sona ermesinden önce, harekata katkıda bulunan ülkelerin liderlerini son defa buluşturacağını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye, Afganistan'a ve ISAF Harekatı'na en fazla katkı veren ülkelerden birisi olarak Afganistan'ın barış ve istikrarı için bugüne kadar gösterdiği çabaları önümüzdeki dönemde de sürdürme kararlılığındadır. Afgan halkı ülkesinin geleceğini tayin etme hususunda kendine güven kazandıkça ve gerek duyduğu sürece Afganistan'a olan desteğimiz, mümkün olan en kapsamlı şekilde gerek ikili ilişkilerimiz gerek NATO liderliğindeki çabaları da içeren çok uluslu mekanizmalar yoluyla sürdürülecektir.
Bu düşünceyle ülkemiz, Afganistan'da güvenlik sorumluluğunu bu yılın sonundan itibaren üstlenecek olan Afgan ulusal güvenlik kuvvetlerine eğitim ve danışmanlık desteği verecek, Kararlı Destek Misyonu'nun dört çerçeve ülkesinden biri olmuştur."
En son 2006 yılında Riga'da düzenlenen NATO Zirvesi'ne başbakan olarak katıldığını anımsatan Erdoğan, toplantının, cumhurbaşkanı sıfatıyla katılacağı ilk uluslararası zirve olacağını belirtti.
Zirve vesilesiyle müttefik devlet ve hükümet başkanlarının yanı sıra ortaklarla yapılacak toplantılara davetli diğer liderlerle de bir araya geleceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarını "Bu itibarla NATO Galler Zirvesi'ne iştirakimin ve bu kapsamda gerçekleştireceğim temasların, NATO'ya verdiğimiz önemin teyidi ve dünya gündeminde bulunan konulara ilişkin tutum ve dış politikalardaki önceliklerimizin uluslararası kamuoyuna aktarılması bakımından yararlı olacağı kanaatindeyim" sözleriyle tamamladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.