İşte buradayım?

İşte buradayım?
Gittiğim her şehirden bir hatıra bulundurmaya çalıştım. Gazeteci-Yazar kimliğimi hiçbir zaman unutmadım. Şimdi o güzellikleri sizlerle paylaşma vakti?Aslında...



Gittiğim her şehirden bir hatıra bulundurmaya çalıştım. Gazeteci-Yazar kimliğimi hiçbir zaman unutmadım. Şimdi o güzellikleri sizlerle paylaşma vakti?

Aslında hep buradaydı gönlüm. Aslında hiç ayrılmadım, gitmedim. Bir gün mutlaka yeniden diye geziniyordum. Ayrılmadım aslında bu iklimden. Yazının, kâğıdın, kalemin atmosferinden hiç uzak kalmadım. Yazının kokusunu nerde alsam tanırım. Uzaklaştığımdan değil, yüreğime düşen cümleleri esir ettiğimdendi utancım.

Yazabiliyorken yazmamak ne büyük işkenceymiş. Şimdi bu ?esaret zincirini? kırdığım için mutluyum. Yüreğim bayram yeri... Yeniden burada olmanın keyfini anlatamam. Yine sizlere kavuşmanın mutluluğu hiç bir yerde yok.

Gittiğimiz yer uzak değildi?

Orada da keyifli ve öğretici vakitler geçirdim. Sayılı gün çabuk geçermiş derler ya, 2 yıl olmuş bu köşeden ayrılalı?2 yıl, yani 730 gün? Bu sürede 53 Anadolu şehrini ziyaret etmişim. Binlerce insanla tokalaşmış, merhabalaşmışım. Ama geride dönüp kütüphaneme baktığımda Anadolu?nun her kentinden kitap bulabiliyor olmak, işte en büyük kazancım? Her şehirden bir dost kaydı duruyor telefonumda?

Kütahya?dan, Edirne?ye? Kars?tan Antalya?ya? Hakkari?den, Çanakkale?ye? Şimdi çalan her telefon yeni bir şehrin anahtarı gibi.

Anadolu?nun çocuklarını tanıdım bu sürede? Kalelerine çıktım, sokaklarına indim? Öğle sıcağında Edirne?nin yamacında ceviz ağaçlarının hasat töreninde bulundum. Konya?daydım Mevlana?ya selam götürdüm, selam aldım. Dağlarına tohumlar bıraktım avuç avuç?

Rize?de Anzer balını tattım, hoş sohbetler ettim, Karadeniz uşağula horon teptim, Şenöz Vadisi?nde kahvaltı yaptım?

Trabzon?da hamsi tava, Samsun?da enfes pide yedim, Sahilinde ?nefes? aldım, güzel insanlar tanıdım?  Bandırma Gemisinden baktım Samsun?a?

Sinop?ta işte o burundaki sahilde şiir yazdım. Çorum?dan leblebisiz dönülür mü? Kırıkkale?de keskin tavasız aş olmaz? Amasya ne güzeldi, şehzadeler şehri?  Bir Ramazan günüydü unutamam, Ulu Cami?ndeki o manevi hazzı teravihle yaşamıştık.

Tokat?a bir şehit cenazesi için gitmiştik ve Hatay? Evinde örülü briketlere sıva değmemiş, evin içinde bırakın karoyu fayansı inşaat betonu üzerine serili eski çul örtülü bir evde oturuyordu şehidin ailesi? Kadın, yüreğimi parçaladın kadın? Anadolu kadınısın sen, gördüm seni, gördüm işte sen buydun? Diyordu ki ağlamasını bitirerek, ?Oğlum bir tek benim evladım, canım, ciğerim sanıyordum. Gördüm ki onu sadece ben doğurmuşum, meğer benim oğlum tüm ülkenin evladıymış. Vatan a feda olsun? ?

Amasya?yı, gül bahçelerini unutamam? Gül kurusu ikram eden Pala Bıyıklı Vali beyi de? İzmir?i, kordonu, Çanakkale?yi nasıl es geçerim? 18 Mart anma gününde helikopter üzerinden inceleme fırsatı bulduğum ?şehitler diyarı? kalbimin en nadide yerinde? Evet, soludum ben o toprağı gökyüzünde; kan kokuyordu?

Unutmak zor olur Tekirdağ?ı, Vize?yi? Vize köy meydanında deniz kenarındaki kahvede içtiğimiz çayı, hoş sohbet orman köylüsünü?

Bolu?yu, Sakarya?yı? Abant?ı nasıl unuturum. Bir kış vakti, kar?ın etrafı sardığı o bembeyaz, masalsı sahnesinde Vali konağında Anadolu?dan türküler söyleyerek dağlanan yüreğim hala orada?

Ve Sivas? Saz?ın teli hala dilimdeki türküyle canlılığını koruyor. Aşık Veysel?in çocukları Ahmet ve Bahri Şatıroğlu?nu hem de Sivas?ta, Şarkışla?da tanımak nasıl unutulur.

Mardin?i, eşsiz ?gerdanlığı?nı unutmak ayıp olur? Kızıltepe?de aşiret yemeğindeki dostluğu, sıcaklığı, sevgiyi yaşamak lazım?Şanlıurfa?da Halil İbrahim dergahında dua etmek, balıkları yemlemek güzeldi? ?Urfa?nın etrafı dumanlı dağlar? türküsünü sıra gecesinde saz heyetiyle, Urfalılarla söylemek, ciğer kebabıyla kahvaltıya başlamak nasıl unutulur ki! Sabrın simgesi Eyüp nebi?nin makamında dua etmek, duaya sığınmak insanı kuşatıyor.

Gaziantep?te kültür sokağında gezinmek insanı şaşırtıyor. Bakırcı tezgâhında vurulan her çekiçle tarihe sarılmak muhteşemdi. Kalesinden duman duman tüten patlıcan kebabını, ciğeri yememek olur mu?

Kahraman Maraş?ı kurtuluş günü coşkusundaki gururla hatırlayacağım?

Adana?yı, Osmaniye?yi, Mersin?i, Antalya?yı es geçemem?

Silifke-Anamur arasında sahil kasabalarında içtiğimiz o çayı, Yörüklerle yaptığımız sohbeti unutmam mümkün değil? Kemer?i, yaşamanız lazım dostlarım? Kumluca?da sahile girmeniz, alabalık tesislerinde ayaklarınızı akan ırmak?ta serinletip oturmanız şart?

Denizli, Aydın? İncirin her çeşidini tadın? Yaşını, kurusunu, pekmezini?

Ama Denizli?de mutlaka Pamukkale?ye uğrayın, havuza girin tarih ve medeniyetin ortasında?

Ve Bursa? Enfes bir Osmanlı şehri! Yahya Kemal?i hayırla yad ediyorum. Bursa?daki zamanı hep onunla yaşadım. Yalova?da şirin bir şehir gördüm.

Kocaeli?de büyüyen şehirle büyüyen yürekler, dostluklar kurdum. Gölcük?te, Körfez?de, Derince?de ne vakitler geçirdim? Kandıra?yı unutamam, kepez?i, köylerini? Soğan ekmek yediğimiz dostlarımızı es geçemem?

53 şehri 2 yılda gezinmek ve her şehirden hatıralar yüklenmek insanı başkalaştırıyor? Sanmayın ki sadece yemek kültürümüzdür artan. Yemeklerimizde Anadolu?daki zenginliğimiz? Her yörede başka başka tatlar var. Tıpkı her yöredeki başka başka insanımız gibi?

Burası Anadolu?

Adına şerbet denilen tatlı suyu Mardin?de başka, Konya?da başka, Antalya?da başka tadarsınız?Ağrı?da, Patnos?ta, Erzurum?da başka?

***

Anlatacak o kadar çok şey varki dostlar!

Ama ben ne yazarsam yazayım, siz ?yediğin içtiğin senin olsun, gördüğün güzellerden, güzelliklerden bahset? diyeceksiniz, biliyorum. Merak etmeyin burada hepsinden bahsedeceğiz?

Şimdi dönüp baktığımda Türkiye?yi 2006?dan bugüne şehir şehir turlamışım?

Bahsedilen birçok projenin ya açılışına ya bitişine şahit olmuşum. Bir çok şehirde start alan duble yolların daha yol ayrımları levhası konulurken orada bulunmuşum.

Şimdi aynı yoların tamamlandığını görmek, o yollardan yolculuk yapmak güzel bir duygu?

Gittiğim her şehirden bir hatıra bulundurmaya çalıştım. Gazeteci-Yazar kimliğimi hiçbir zaman unutmadım. Şimdi o güzellikleri sizlerle paylaşma vakti?

İşte buradayım artık?

Kabul buyurursanız, aranıza hoş bulduk yeniden?

Her Pazartesi ve Cuma buradayım?

Masamdaki Kitaplar?

Sizi bilmem, ama masamda ötelediğim o kadar çok kitap olduki, şimdi sırasıyla bunları okuyacağım. Meraklıları için liste verecek değilim, ama bir kaçından bahsedeyim.

Önce her zamanki gibi güçlü bir roman çalışması. Geçtiğimiz aylarda piyasaya çıkan Fatıma?nın Eli duruyor karşımda. Çağdaş, yeni bir roman türü örneği tarzında kaleme alınmış ?Fatıma?nın Eli?nde bakalım hangi limanlara yelken açacağız.

Masamda bahsedebileceğim kitaplardan bir tanesi de Türkiye İş Bankası yayınlarından ?Bir Amerikan Diplomatının İstanbul Anıları? başlığını taşıyor. Hatıra geleneği pek bulunmayan millet olarak Amerikalı eski bir diplomatın İstanbul anıları beni hayli meraklandırıyor. Tabi oryantalist mantığa dikkat ederek?

Ve onca kitap arasından öne aldığım bir çarpıcı kitapta Pegasus yayınlarından çıkan ?Gelecek 10 Yıl? kitabı. George Freedman?ın kitabı daha önce yayınlanan ?Gelecek 100 Yıl? kitabından ne kadar bağımsız okuyunca göreceğiz.

Kitaplara kavuşmak ne güzel?

 

Fatih Bayhan ? Haber7
bayhan.f@gmail.com

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.