"İsrail'in girişimi barbarca"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlallerinin barbarca ve alçakça olduğunu söyledi.
ANKARA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa baskınıyla ilgili, "Dünya Müslümanlarını ilgilendiren bir olay olması hasebiyle İsrail'in şu anda yönetim olarak yapmış olduğu bu barbarca girişim, alçakça girişim, affedilir bir girişim olamaz. Bütün bu gelişmeler karşısında tabii bizim sessiz kalmamız da mümkün değil" dedi.
Erdoğan, Türkmenistan'a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi ve soruları yanıtladı.
Dost ve kardeş ülke Türkmenistan'a resmi ziyarette bulunmak üzere yola çıktıklarını belirten Erdoğan, ziyaretinde kendisine bakan, milletvekili, işadamı, girişimciler ve bazı basın mensuplarının eşlik ettiğini söyledi.
Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhammedov'un 3-4 Haziran 2014'te Türkiye'yi ziyaret ettiğini ve Türk Konseyi Zirvesi'ne misafir sıfatıyla katıldığını anımsatan Erdoğan, Berdimuhammedov'un cumhurbaşkanlığı devir teslim törenine katıldığını ve heyecanlarını, mutluluğunu paylaştığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı olarak Orta Asya'ya yapacağı ilk ziyaretinde ülkeler arasındaki üst düzey temas yoğunluğunu devam ettireceğini bildiren Erdoğan, "Ortak bir tarih ve kültüre sahip olduğumuz Türkmenistan ile ilişkilerimiz şu anda mükemmel düzeyde seyrediyor" diye konuştu.
Türkiye'den giden işadamlarının, girişimcilerin Türkmenistan'da büyük sayılabilecek yatırımlar yaptıklarını ve ikili ticaret hacminin her geçen gün ilerlediğini vurgulayan Erdoğan, Berdimuhammedov ile görüşmelerinde ikili ilişkileri tüm yönleriyle ele alacaklarını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Berdimuhammedov ile Türkiye ve Türkmenistan'ı ilgilendiren bölgesel ve uluslararası meseleleri de gözden geçirerek ortak atılabilecek adımların istişaresini yapacaklarını anlattı.
Türkmenistan?ın son yıllarda yaptığı büyük kalkınma hamlesiyle Orta Asya?da dikkati çeken ve önemli bir aktör haline geldiğini ifade eden Erdoğan, Türkmenistan'ın Türk işadamlarının Orta Asya'da en çok proje üstlendiği ülkelerden bir tanesi olduğunu belirtti.
Şu anda Türk işadamlarının bu ülkede üstlendiği projelerin parasal değerinin 42 milyar doları aştığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin bu ülkeye en fazla yatırım yapan ülkeler arasında yer aldığını, bunun da ayrıca önemli olduğunu kaydetti.
"Başarıyla tamamlanan her proje Türkmenistan?da firmalarımız için yeni kapılar açıyor, yeni fırsat ve imkanlar oluşturuyor" diyen Erdoğan, ziyaretinde karşılıklı yatırımları, ticareti, işbirliğini daha da artıracak imkanları konuşarak mevcut sorunları ele alacaklarını dile getirdi.
Ziyareti kapsamında bir iş forumuna da katılacağını söyleyen Erdoğan, "İki kardeş ülkenin karşılıklı güçlü siyasi iradesi ve şirketlerimizin başarılı performansları sayesinde mevcut rakamların daha da yükseleceğine inancım tam. Ekonomi, ticaret, eğitim ve kültür alanlarında ilişkilerimizi geliştirmekte kararlıyız. Ziyaretimin bu noktada önemli olduğuna inanıyorum" diye konuştu.
"Bu barbarca girişim, alçakça girişim, affedilir bir girişim olamaz"
İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa baskınını hatırlatan bir gazetecinin, Türkiye'nin bu konuyla ilgili olarak BM nezdinde girişimlere başlayıp başlamadığı ve bunların neler olacağı sorusu üzerine Erdoğan, konuyu bugün Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı ile görüştüğünü ifade ederek "BM Güvenlik Konseyi üyeleriyle süratle bazı temasları inşallah geliştireceğiz. Dün akşam gerek Sayın Mahmud Abbas gerekse Halid Meşal'le görüşmelerim oldu geç saatlerde" bilgisini verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"1967'den bu yana Mescid-i Aksa'da böyle bir olay olmamıştı. Bu tür bir olayın olması, burada birçok sıkıntıları aslında dile getiriyor. Bu, tamamen tahrike dayalı bir olay. Mescid-i Aksa biliyorsunuz, bizim için iki kıbleden bir tanesidir. Dünyadaki tüm Müslümanları, yani bu bölgedeki Arapları ilgilendiren bir olay değil veya Filistinlileri ilgilendiren bir olay değil. Dünya Müslümanlarını ilgilendiren bir olay olması hasebiyle İsrail'in şu anda yönetim olarak yapmış olduğu bu barbarca girişim, alçakça girişim, affedilir bir girişim olamaz. Bütün bu gelişmeler karşısında tabii bizim sessiz kalmamız da mümkün değil. Bunun tüm uluslararası boyutta gerekli olan adımları ne ise bu adımların hepsini atmak durumundayız. Aksi takdirde bu tahrikler sadece Filistin veyahut da Kudüs'te, o bölgede kalmaz, yeniden intifada hareketleri başlayabileceği gibi dünyanın değişik yerlerinde de farklı sıkıntıları yaşayabiliriz. İsrail yönetimi, bu tür girişimlere ne yazık ki hep zemin hazırladığı içindir ki dünyada zaman zaman bizim de arzu etmediğimiz gelişmeler olmakta. Ondan sonra bakıyorsunuz bu gerek dinler arası, gerekse etnik unsurlar arası birçok olumsuz gelişmeleri de tetikliyor."
Erdoğan, "Temenni ediyorum ki İsrail yönetimi aklıselim ile bu işe el koyar ve tekrar süratle Mescid-i Aksa'nın, Müslümanlara kapıları açılır ve Müslümanlar kendi ibadethanelerine rahatlıkla girme imkanını bulurlar. Yoksa bölgede İsrail kendisi tek başına kalmanın ötesinde, dünyada da aynı duruma talim edecektir ve tabii ki tüm Müslümanları da buraya yönelik atılması gereken adımlar noktasında neler yapılması gerekiyor, bunun stratejisi, taktikleri üzerinde de çalışmaya sevk edecektir" değerlendirmesinde bulundu.
"Halep'le ilgili hassasiyetimiz, Kobani'deki hassasiyetten çok daha fazla"
"Suriye'de Esed rejimi, Halep'e yönelik saldırılarını artırdı. Sivil ölümlerde büyük bir artış var ve Türkiye'ye yönelik büyük bir göç dalgasından söz ediliyor. Türkiye'nin bu konuda hazırlıkları nelerdir" sorusuna Erdoğan, "Bu konuyla ilgili olarak şu anda özellikle 36. paralel üstünde tabii ki belli hazırlıkları sürdürüyoruz, onun üzerindeki çalışmalarımızı yapıyoruz" diye yanıt verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Burada bir şeyi özellikle ifade etmem lazım. Hani niçin 'Kobani' diyorduk? Şimdi niçin 'Halep'? Az önce Mescid-i Aksa ile ilgili sorulan soru, bu noktada da manidar. Bir diğer taraftan niçin 'Irak?' Bu son gelişmelere baktığınız zaman dikkatler hep bir tarafa yöneliyor ve dikkatlerin tam bir tarafa yöneldiği anda Mescid-i Aksa olayı patlak veriyor. Yani burada bir planlama var, bir stratejik yaklaşım var ve bu yaklaşımın neticesindeki bu gelişmeler, üzerinde hassasiyetle durulması gereken gelişmelerdir."
"Halep'le ilgili hassasiyetimiz, bölgede daha önce de söylediğimiz gibi Kobani'deki hassasiyetten çok daha fazladır. Bunu da söylemem hazım" ifadesini kullanan Erdoğan, şunları söyledi:
"Zira Halep, Şam'ın kuzeydeki en önemli aslında ekonomik merkezidir, bir tarih, bir medeniyet merkezidir. Bu denli önemli bir merkezin zaten bombardıman edilmek suretiyle bütün o önemli eserler yıkılmış vaziyetteyken, şimdi de tabii o nüfus yoğun olan bir şehir, adeta bir tehditle karşı karşıya. Tabii burada malum DEAŞ (IŞİD) terör örgütünün girişimlerinin yanında, rejimin de ne yazık ki bu tür girişimleri var. Bütün bunlara karşı şu anda bizler bölgeyle ilgili hassasiyetleri olan ülkelerle görüşmelerimizi sürdürüyoruz ve bu görüşmeler çerçevesinde de gerek Halep olsun, Kobani olsun, bütün Kuzey Suriye hattında hassasiyetimiz aynen devam ediyor. Aynı şekilde Irak'taki hassasiyetimiz devam ediyor. Bu konuyla ilgili olarak tüm yetkili arkadaşlarımızla başta Başbakan, Dışişleri, Silahlı Kuvvetler, hep birlikte bu çalışmaları sürdürüyoruz."
Çözüm süreci
Bir gazetecinin, "Selahattin Demirtaş, 'Çözüm süreci donmuş durumda, İmralı'da başladı, İmralı'da biter' açıklamaları yapıyor. Süreç gerçekten dondu mu?" sorusu üzerine Erdoğan, sürecin, demokratik açılımla başladığını, "Milli Birlik Kardeşlik Projesi" olarak devam ettiğini, Çözüm Süreci'nin de bunun devamı niteliğinde olduğunu söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bunun ne İmralı'yla ne şurayla ne burayla alakası yoktur. Ülkemizde bölücü terör örgütüne, teröre karşı halkımızı nasıl rahatlatabiliriz, nasıl bir huzur ortamına kavuşturabiliriz, buna yönelik attığımız adımlardı. Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi diye ifade ettiğimiz proje, çok daha farklı bir hassasiyet ifade ediyordu. Türkiye'nin milli birliğe ihtiyacı vardı. Bu milli birliğin içerisinde herhangi bir etnik unsur ayrımı söz konusu değildi ve bunun içinde birlik, beraberlik söz konusuydu. Bu süreci bu şekilde sürdürdük. Daha sonra bunu yeni bir sürece aktaralım dedik. Bu süreç de Çözüm Süreci olsun dedik."
"11 yıllık Başbakanlığım döneminde neyiniz eksikti"
Çözüm Süreci içinde herkesin bulunmasını istediklerini ve Türkiye'nin akil insanlarını sürece dahil ettiklerini anlatan Erdoğan, tüm siyasi partilere de çağrı yaptıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Katılanlar, katılmayanlar oldu. Şu anda 'İmralı'da başlar, İmralı'da biter' türü yaklaşım tarzı... Bir defa bunlar zaten çözüm sürecinin içinde veya yanında olmadı ki bu ifadeleri kullananlar. Siz kalkar da tamamıyla etnik bir yaklaşım içinde vatandaşı sokağa davet ederseniz, sokakta da 40 kişinin ölümüne neden olursanız burada zaten senin çözüm diye bir derdin olmaz. Olmadığı da ortaya çıktı, ardından bir açıklama yaptı, 'Ben öyle demek istememiştim, sokağa çıkın demek şiddet demek değildir.' Bu tür şeyler artık milleti tatmin etmiyor. Eğer siz gerçekten bu ülkede barış istiyorsanız barış isteyen barışın çağrısını yapar, özgürlük isteyen özgürlüğe çağrı yapar. Ama bunların ne barış ne özgürlük diye bir derdi yok. Çünkü böyle bir derdi olan eline molotof kokteyllerini vermek suretiyle vatandaşın dükkanının camını çerçevesini indiren, sivil vatandaşlarımızın ki o bölgede tamamen Kürt vatandaşlarımız, onların araçlarını yakanlar, hatta evleri, dükkanları işaretlemek suretiyle bu tür evleri dükkanları yakıp, yakanların barıştan, özgürlükten bahsetme hakkı yok. Eğer barış istiyorsanız, eğer hakikaten özgürlükten yanaysanız şu anda 11 yıllık Başbakanlığım döneminde neyiniz eksikti. Bu ülkede özgürlük, barış uğruna her şey yapıldı. Şu anda mevcut hükümet de yapıyor. Cumhurbaşkanı olarak ben de bu görevimde sürekli olarak bu kavramların savunucusu olacağım sözünü meydanlarda verdim, milletim de bu söze inandığı için yüzde 52 bize oy verdi. Bundan sonra da bu böyle devam edecektir."
Cumhurbaşkanlığı Sarayı
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve yeni Cumhurbaşkanlığı uçağının maliyetine ilişkin eleştirilerin hatırlatılması üzerine de şunları söyledi:
"Bu ülkede taş üstüne taş koyanlar var ama bu ülkede taş üstüne taş koymayı hayal edemeyenler var. Bunlar artık tamamen eski Türkiye'de kaldı. Eski Türkiye'de 'Araba yoksa yaya gidelim' diyenler vardı. Allah rahmet etsin, Özal geldi, Başbakanlığa bir iki uçak aldı. Onu ciddi manada eleştirenler, hakaret edenler oldu. Ama o hakaret edenler sonra aynı uçaklara bindiler. Niye, çünkü artık modern dünyada eğer büyüyeceksiniz, eğer bir atılım içinde olacaksanız, dünya ile rekabetiniz olacaksa bir şeyler yapmanız lazım. Ama bunların böyle bir şeyi yok. Biz şu anda Cumhurbaşkanlığı makamı için böyle bir yeri yaptıysak ki bu işe başlangıcımız burayı bir Başbakanlık makamı yapalım diye adımı attık. Ankara'da şu andaki Başbakanlık makamının önü kendisine ait değil, orası bir caddedir. O cadde üzerinde hükümet başkanlarıyla tören yapardık, o gün trafik kesilirdi. Koskoca Türkiye Cumhuriyetine, sokağı kapa, caddeyi trafiğe kapa, orada tören yap, bu yakışır mı? Dünyanın her tarafını dolaşıyoruz, geziyoruz. Buralar bir ülkenin itibar makamlarıdır. Bu itibar makamlarında herkes buraya bakarak kararını verir. Ama bunların böyle bir derdi yok, çünkü bunlar eski Türkiye."
Erdoğan, yeni binanın daha sonra Cumhurbaşkanlığı makamı, Çankaya'nın ve mevcut yerin de Başbakanlık makamı olarak değerlendirilmesine karar verdiklerini söyledi. Çankaya'nın, Başbakanlık makamı, mevcut Başbakanlık Merkez Bina'nın da yine Başbakanlığın diğer elemanları için kullanılacağını anlatan Erdoğan, tüm törenlerin artık belli bir konseptin içinde gerçekleşeceğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun Türkiye'ye gelen devlet, hükümet başkanlarının, Türkiye gibi sıçramasını yapan, yeni Türkiye'nin, temel taşlarını atmış bir ülkenin nasıl yönetildiğini görmesi bakımından önemli olduğunu vurguladı.
Binanın maliyetiyle ilgili farklı farklı rakamlar açıklandığını belirten Erdoğan, "Bunlar duymaz uydurur cinsindendir" dedi.
"Halka açık cami ve konferans salonu yapılacak"
Tüm hassasiyetler kullanılarak bu yatırımın yapıldığını, alanda daha yapılacak işler bulunduğunu ve inşaatların devam ettiğini söyleyen Erdoğan, halka açık cami ve 2 bin kişilik konferans salonu yapılacağını bildirdi.
Konut ve diğer yapılması gereken ilavelerle inşaatın devam edeceğini kaydeden Erdoğan, "Olaya bu noktada farklı bakan yeni Türkiye'nin yönetimi var. Kaldı ki bu, şunun bunun değil, sonunda Türkiye Cumhuriyeti'nin demirbaş kaydına giriyor, başka bir yere girmiyor. Bu konuyla ilgili kontrol mekanizmaları bellidir. Kontrol mekanizmaları, bu konuda eğer bir yanlış varsa, bir suistimal varsa bunu zaten yakalar ve gereğini de yapar" diye konuştu.
Yeni Cumhurbaşkanlığı uçağının maliyeti
Yeni Cumhurbaşkanlığı uçağıyla ilgili eleştirilere de değinen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu tamamıyla ayıplanacak bir konudur. Kusura bakmasınlar. Artık Türkiye Cumhuriyeti'nin Cmuhurbaşkanı da Başbakanı da Meclis Başkanı da bakanları da uluslararası toplantılara gittiği zaman vakit nakittir anlayışıyla gidiyor. Tarifeli uçaklarla günlerini yollarda tüketen iktidar değil. İcabında günübirlik gidip, çalışma ziyaretini yapıp dönen bir hükümet. Öyle günler yaşadık ki uzun bir yolculuk, 2-3 yerde duruyorsun böyle yolculuklarımız oldu. Olay farklı, daha yeni bu 'TUR' uçağına sahip olduk. Bu uçağımızla artık non-stop gidebileceğimiz yerlerimiz olacak. Bu ziyaretlerde, bizlerle yeri geldiği zaman işadamlarımızı da alacağız, zaten bakan, milletvekili, basın mensubu arkadaşlarımızı da alacağız. Böylece bu seyahatlerimizi gerçekleştireceğiz. Zamandan ciddi bir tasarrufumuz olacak. Bir de Türkiye'nin gidilen yerlerdeki duruşunu ortaya koyacaktır. Yapılan budur. Türkiye kendine yakışanı yapmıştır. Bundan sonra da yapmaya devam edecektir. Bu tür şeyler yazmakla çizmekle bu milletin bakışını bunlar değiştiremezler. Ben de milletimin bu noktadaki aklı selimine zaten inanıyorum. Bizler de bunun değerlendirmesini buna göre yaptık ve kararımızı böyle verdik."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.