İsrail'de Türkiye çatlağı
Başbakan Netanyahu'nun erken seçim çağrısı, 'İsrail koalisyon hükümetindeki anlaşmazlıkların arttığı' şeklinde yorumlandı...
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, önceki akşam kameraların karşısına geçerek, ''Başbakan olarak benim görevim, ulusal çıkarları her şeyin üzerinde tutmaktır. Bu nedenle İsrail'in yararı için mümkün olduğunca çabuk şekilde seçimlere gitmemiz gerektiği kararını aldım'' ifadelerini kullanarak, erken seçim çağrısında bulunmuştu.
Netanyahu'nun bu açıklamaları, İsrail'de uzun süreden beri hükümet ortakları arasındaki siyasi çatlağı artırdığı şeklinde yorumlandı.
Koalisyon ortakları arasındaki siyasi anlaşmazlıklar
2009 yılı seçimlerinin ardından parlamentoda ortaya çıkan tablo, sancılı hükümet arayışlarının ilk habercisi olmuştu. Bölünmüşlük, önceki seçimlerle mukayese edilemeyecek kadar çok fazlaydı.
Likud Partisi Lideri Binyamin Netanyahu, İşçi Partisi'ni de yanına alarak aşırı sağcı eğilimli partilerle, Evimiz İsrail, Şas ve Yahudi Yurdu ile koalisyon hükümeti kurmuştu. İsrail böylece tarihinin en aşırı sağcı hükümetiyle de tanışmış oldu. Aşırı sağcıların hükümetteki ağırlığı çok geçmeden, sosyalist sol çizgi geleneği taşıyan İşçi Partisi'nde rahatsızlıklara yol açmıştı.
Başbakan Netanyahu, koalisyon hükümeti ortakları arasında yaşanan anlaşmazlıkların artması üzerine, geçtiğimiz 6 Mayıs'ta, İsrail Meclisi'nin en çok sandalyeye sahip olan ve hükümet dışında bulunan Kadima Partisi Lideri Shaul Mofaz'ı da ikna ederek, koalisyon hükümetine katılımı sağlamıştı. Netanyahu, 120 sandalyeli İsrail Meclisi'ni oluşturan Knesette, artık 69 değil, 97 sandalyeyle temsil edilen hükümetin başbakanı olmuştu. Bu görüntü ilk bakışta dış dünyaya uyumlu hükümetten ziyade, ''Netanyahu adeta bir savaş hükümeti kurdu'' algılamalarını da beraberinde getirdi. Ancak İsrail tarihin en güçlü hükümetinin uyumlu görüntüsü, beklenenin aksine pek fazla sürmedi.
''Tal-Lal Yasası'' adı verilen, İsrail'in kurulduğundan beri askerlik yapmayan Ultra Ortodoks Hasidik Yahudilerin askere alınmasının önünü açacak yasa tasarısı, hükümetin yeni üyesi Kadima Partisi Lideri Shaul Mofaz ile Netanyahu'nun arasını açtı.
Kadima Partisi, koalisyona girdikten 70 gün sonra hükümetten ayrıldı. Netanyahu, bu ayrılığın ardından, koalisyon hükümetinin diğer ortaklarıyla da 2013 bütçesiyle ilgili yaşanan anlaşmazlıkları gideremedi.
Mavi Marmara olayı
Her ne kadar hükümette temel ayrılık nedeni 2013 yılı bütçesi olarak görünse de siyasi çatlağın temelinde, Dışişleri Bakanı Avigdor Liberman ile Netenyahu arasında başta Türkiye ile ilişkilerin normalleştirilmesi konusunda başlayan pek çok fikir ayrılığı bulunuyor.
Liberman, Başbakan Netanyahu'ya Mavi Marmara olayı sonrası Türkiye'den özür dilenmesi halinde hükümetten çekileceğini açıkça söylemişti. Öyle ki, İsrail Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Yigal Palmor, süreçle ilgili olarak ilerleyen dönemde, Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada, ''Türkiye ile İsrail arasında diplomatlar arasında Cenevre'de sürdürülen görüşmelerde ortak özür metni üzerinde bile mutabakata varılmıştı'' diyerek süreci özetleyecekti.
Mofaz Türkiye'den özürden yanaydı
Hükümet ortaklarından Kadima Lideri Shaul Mofaz, 6 Mayıs'ta hükümete girer girmez bir hafta sonraki ilk Amerika ziyaretinde, ''Ortadoğu'nun yeni süper gücü Türkiye ile ilişkileri normalleştirmek zorundayız'' şeklinde açıklamada bulunmuştu. Netanyahu, Mofaz'ın bu açıklamasına sessiz kalarak bir anlamda destek vermiş, böylece hükümet ortağı Liberman'a adeta ''giderseniz gidin hükümet siz olmadan da ayakta'' mesajı veriyordu.
Daha daha Mofaz hükümetten çekildi. Mofaz'ın ani çekilişi Netanyahu'ya pek çok konuda Liberman ve Şas Partisi üyelerine karşı güç kaybettirdi.
Mofaz'ın, ''Tal-Lal Yasası'' ile ilgili anlaşmazlık nedeniyle hükümetten çekilmesinin ardından, diğer koalisyon ortaklarıyla da 2013 bütçesinde ortaya çıkan siyasi çatlak, ''bardağı taşıran son damla'' oldu.
''İran'a askeri harekat olasılığı azaldı''
İsrail'deki diplomatik çevreler de Başbakan Binyamin Netanyahu'nun, son olarak yaşanan bütçedeki anlaşmazlıkların ardından yaptığı erken seçim çağrısını, ''İran'a olası bir savaş ihtimali, İsrail nezdinde azaldı'' ve ''İran'ın nükleer tesislerine yönelik kısa vadede acil bir askeri operasyon olasılığını azalttı'' şeklinde yorumladı.
Bugün
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.