İsrail psikolojik savaşa sarıldı
Gazze'ye yönelik saldırılar enformasyon savaşını da gündeme getirdi.
KAHİRE (AA) - İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları roket, füze, topların kullanıldığı meydan savaşı ile sınırlı kalmıyor. İsrail ve Filistinli gruplar arasındaki gerginlik, görsel ve yazılı medyada geliştirdikleri farklı stratejilerle devam ediyor.
Kahire Üniversitesi iletişim fakültesinde öğretim üyesi Prof. Nermin Abdusselam, İsrail'in Gazze'ye yönelik 30 günü aşan saldırılarında sadece saha savaşıyla yetinmeyip medya alanında çeşitli stratejiler takip ettiğini, buna karşı başta Filistin İslami Direniş Hareketi (Hamas) olmak üzere Filistinli grupların da kendilerine ait medya taktiklerini kullandığını ifade etti. Prof. Abdusselam, dünya kamuoyunda İsrail'in işlediği suçlar nedeniyle yargılanması yönündeki seslerin yükseldiğine işaret ederek, İsrail'in medya savaşında başarısız olduğunu ileri sürdü.
Prof. Abdusselam, batı ve Arap basını tarafından desteklenen İsrail medyasının "karalama" kampanyaları başlattığını kaydederek, "İsrail medyası, savaş öncesi ve sonrasında 'Filistinlilerin roketlerinin Yahudi yerleşimciler için tehlike arzettiği' yönündeki haberlerle dünya kamuoyunu savaşa hazırladı. Yaptıkları yayınlarda, atılan roketlerden kaçan İsraillilerin sığınaklarda ne kadar zor zamanlar yaşadıkları gösteriliyordu" dedi.
- Verilerle oynama
İsrail medyasının kendi tarafına ait ekonomik ve can kayıplarını az göstermeye çalıştığına işaret eden Abdusselam, "İsrail basını, Filistinli grupların sahip olduğu olanakları basitleştirip, İsrail ordusunun elde ettiği askeri başarılara yoğunlaşma üzerine kurulu bir politika izlemektedir" şeklinde konuştu.
Tel Aviv yönetiminin, Hamas ve diğer Filistinli gruplara yönelik "psikolojik savaş" yürüttüğünü dile getiren Prof. Abdusselam, sözlerine şöyle devam etti:
"İsrail ordusu, Gazze'ye yönelik saldırılarında evleri ve camileri hedef alarak Filistinli grupları manevi açıdan çökertmeye çalışıyor. Saldırılarda basın ofislerinin hedef alınmasının yanı sıra bölgede yaşananların anlatıldığı kadarıyla bilinmesi için gazetecilerin bölgeye girişi engellendi."
- Saldırılarda "teröristlerin hedef alındığı" iddiası
Abdusselam, İsrail'in, saldırılarında "sivilleri" değil, teröristleri hedef aldığı algısını yaymaya çalıştığını söyleyerek, "Operasyonlarda yaşanan sivil ölümlerin sorumluluğunu da Hamas'a yüklüyor" ifadesine yer verdi.
İsrail hükümetinin medya üzerinde tesis ettiği yoğun denetimler neticesinde İsrail basınının bir nevi "Siyonizm Haber Ajansı" haline geldiğini işaret eden Abdusselam, şu ifadelere yer verdi:
"İsrail basını, bölgede yaşananları eksik şekilde nakletmeye başladı. Böylelikle, savaş için gerekli halk desteğinin artmasına, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Gazze ve Hamas hakkındaki açıklamalarının doğruluk oranının güçlenmesine neden oldu."
- Silahlı grupların bulunduğu gerekçesiyle okul ve hastanelere saldırı
İsrail sivillere yönelik saldırıla çeşitli yöntemlerle aklanmaya çalıştığını belirten Prof. Abdusselam, İsrail ordusunun, silahlı grupların bulunduğu gerekçesiyle okul ve hastaneleri hedef aldığını kaydetti. Abdusselam, "Ancak BM'nin BM Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu (UNRWA)'ya bağlı okulları hedef almasının ardından bu gerekçe geçerliliğini yitirmiş oldu" ifadelerine yer verdi.
- Medya savaşında Filistinli grupların cephesi
Prof. Abdusselam, Filistinli grupların da medya alanında kendilerine has stratejiler geliştirdiğine işaret ederek, "Hamas, Yahudi yerleşimcilere hitaben İbranice yayınlar yapmaya başladı. Ayrıca İsrail televizyon kanallarının yayınlarına sızarak, vermek istediği mesajları doğrudan yolladı" dedi.
Hamas'ın bu stratejisini "girişim" adı altında ele alan Abdusselam, "Hamas, bir defasında Tel Aviv'de vuracağı yeri ve zamanı dünya medyasına duyurmuştu. Buna karşı İsrail Gazze'den atılan füzelere karşılık verememişti" diye konuştu.
Abdusselam, Hamas'ın İsrail'e yönelik operasyonları için seçtiği isimlere dikkati çekerek, "Hamas, İsrail'e ait bölgelerdeki yayılma hızına binaen düzenlediği operasyonu 'Yağ Lekesi' olarak isimlendirmişti. Söz konusu operasyonda Hamas, ilk defa Tel Aviv'in iç kesimlerine kadar ilerlemişti" ifadelerini kullandı.
Filistinli grupların, Tel Aviv'deki Ben-Gurion Havalimanı'nı hedef aldığı operasyonu hatırlatan Abdusselam, "Hamas, bu tür operasyonla, İsrail'in ambargo altındaki Filistinlilerin neler yaşadıklarını anlamaları mesajını verdi" sözlerini kullandı. Prof. Abdusselam sözlerine şöyle devam etti:
"Hamas'ın kullandığı stratejilerden bir diğerinin ise Halid Meşal, İsmail Heniyye, Muhammed ed-Dayf gibi liderlerin halkla kaynaşarak, 'artık yenilgi döneminin bittiği' mesajını vermesidir."
-Manevi değerleri yüceltme
Prof. Abdusselam, ayrıca kullanılan medya taktikleri arasında halkın manevi değerlerini yüceltme üzerine tesis edilmiş konuşmaların yer aldığını ifade ederek, "Bu strateji, ağlamaklı ve hayıflanan ifadelerden uzak, İslam kültür değerlerine dayanan güçlü kritik konuşmaları kapsıyor" dedi.
Sosyal paylaşım sitelerinde "İsrail'in uluslararası mahkemeler önünde yargılanmasını" talep eden 'hashtag'lerin sayısının arttığını vurgulayan Prof. Abdusselam, sözlerini şöyle tamamladı:
"İsrail'in Gazze'de işlediği suçlar nedeniyle uluslararası ceza mahkemesinde yargılanması yönündeki taleplerin artması, İsrail medyasının dünya kamuoyunu kazanma çabasında başarısız olduğunun göstergesidir. Buna karşı bu artış, Hamas'ın bu alanda başarılı olduğunun da kanıtıdır."
İsrail, yıllardır abluka altında tuttuğu Gazze'ye, 7 Temmuz'da havadan ve denizden saldırılar başlatmış, 17 Temmuz'da da karadan saldırıya geçmişti. Yaklaşık bir ay süren saldırılardan bugüne kadar 1939 kişi hayatını kayberderken 9 bin 886 kişi yaralandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.